Facebookta ki oğlumuz Okyanus’un fotoğraflarına bakarken, yeniden aynı anları yeniden yaşamak…
Yeniden gözlerin dolması…
Bir mucizeye tanıklık yapmanın ve doğum anında hüngür hüngür ağlamanın yeniden anımsanması…
Tüylerim diken diken oluyor, yeniden…
Doğum anında ağlayanları izlediğimde ‘neden ağlarlar?’ diye merak ederdim.
Ve ana tanıklık yapmanın, bir mucizeye tanıklık yapmanın mutluluğunu yeniden yaşamanın gözyaşları…
Milyonlarca gözle görülemeyen sprem tanesininden birinin kadının yumurtası ile buluşması ve yeni hayatın başlangıcı…
Gün be gün yeni bir canlının ortaya çıkışına şahitlik etmek, 9 ay 10 gün boyunca…
****
Beşinci ay ultrason çekildiğinde ilk fotoğrafını gördüğümüzde yaşadığımız mutluluk.
Ve dokuz ay sonra dünyaya geldiğinde, Okyanus’un yanakları anne karnındaki görkemliliği ile karşımızda duruyordu.
Bir mucizeyi tanıklık yapmak ve kollarına almak…
Sonra kendiliğinden boşalan gözyaşları…
Ve şimdi onun hergün gün be gün büyümesine tanıklık yapmak…
O’nunla ilgili hayaller kurmak…
Büyümesine şahitlik yapmak…
Bir mucizeye tanıklık yapmak…
****
Bazen dualar ediyorum, ömrünün uzun olması için…
Hatta benim ömrümün bile onun ömrüne katmasını istiyorum, tanrıdan…
Ama tabi onun büyüdüğünü görmek, konuştuğuna şahit olmak, yürüdüğüne, koştuğuna, okula gittiğine, mezun olduğuna şahit olmak…
İşte ‘bu bizim oğlumuz’ diyebilmek…
Büyük bir haz…
Abisine bakınca aynı duyguları yaşıyorum.
Oğullarımızla gurur duyuyorum.
Abisinin yeteneklerinden, birikimlerinden, bilgisinden, yaratıcılığından…
Ve biliyorum ki, Okyanus abisi gibi olacak…
Hayatın bir gerçeği olarak ondan daha farklı olacak.
Daha farklı olanakları olacak…
Ve tüm amaç daha iyi bir hayatı olabilmesi için…
Tüm uğraşlarımız onun için…
****
50’sinden sonra yeniden baba olmak, tanrının bir mucizesi…
20’li yaşlardaki baba olmanın farkında olamamak…
Şimdi ise mucizeye tanıklık yapmak… Ve yaşamak anları…
****
Türkiye’den yurt dışına giderken doktorumuz, doğum tarihi olarak 22 Aralık demişti.
Amerika’nın tarihine göre 22 Aralık akşamı saat 23’de doğum gerçekleşti.
Okyanus’un ismini doğmadan önce koymuştuk. Annesinin karnında ‘Okyanus’ diye sevdik.
Annesi o’na adıyla hitap ederek, karnındaki iken ninniler söylemeye başladık.
Annesinin sesini duyduğunda huzur buluyor, şimdi.
Sesimi duyduğunda, beni gördüğünde kanat çırpar gibi başlıyor gözleri gülmeye, hamleler yapıyor bana gelmek için…
Bizi gördüğünde gülümsemesi tüm yorgunluğumuzu alıyor.
Uykusunun arasında gözlerini açıp bizi gördüğündeki, gözlerinin derinliğinden gelen gülümsemesi, bizi çoğaltıyor.
****
İnsanın çocukları olmalı… Öyle tek çocuk değil… Çok çocuğu olmalı insanın…
Çocuk sesleri arasında, çoğalmalı insan…
Birisi ayağından, birisi kollarından, diğeri sakallarından, bıyıklarından tutmalı… Çekiştirmeli sizi
Kahkaha sesleri yükselmeli evlerin içersinden…
Sokaklardan, parklardan…
İnsan bir çocuğun büyümesini adım adım izleyerek, tanrının mucizesine tanıklık etmeli…
Ve ana tanıklık yapmanın, bir mucizeye tanıklık yapmanın mutluluğunu yeniden yaşamanın gözyaşları… Milyonlarca gözle görülemeyen sprem tanesininden birinin kadının yumurtası ile buluşması ve yeni haya-tın başlangıcı… Gün be gün yeni bir canlının ortaya çıkışına şahitlik etmek, 9 ay 10 gün boyunca…