Kılıçdaroğlu’nun adalet yürüyüşünün başarılı olmasının, yüzbinlerle buluşmasının, milyonların umudunu yeşertmesine neden olmasının en büyük payı iktidar ve onun ilkesiz, omurgasız, meslek değerlerine saygısız medyasına aittir.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu Ankara’dan başlattığı, Adalet Yürüyüşü’nün 25. gününde Maltepe yüzbinler karşıladı. Pazar günü meydana girebilmek için 5 dakikalık yolu tam bir saat yürüdüm. Meydana girdiğimizde ana baba günüydü. Ve Kılıçdaroğlu daha 3 kilometrelik yürüyüşü başlatmamıştı. Dev ekranlardan Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü başlattığında meydandan gök gürültüsünü andıran; “Hak, hukuk, adalet” sloganları atılıyordu.
****
Amaç hasıl olmuştu.
CHP tarihinde ilk defa milyonlarla buluşmuştu.
Alanda bulunanlar Kılıçdaroğlu’nu karşılamaya gelmişlerdi.
Ve toplumda ki adaletsizlik duygusunun doruğa çıkmasına neden olan yürüyüş aynı zamanda Kılıçdaroğlu’nun milyonların gözünde saygın bir yere oturtmuştu.
Ve en önemlisi Kılıçdaroğlu CHP’de Genel Başkan olduktan 7 yıl sonra rüştünü ispat edebilmiş ve liderliğine damga vurmuştu.
****
Konuşmasını beğenenler var, eksik bulanlar, beğenmeyenler var.
25 gün önce başlayan yürüyüş için; iktidarın tüm olanakları ve medyası ile itibarsızlaştırma açıklamalarının, Kılıçdaroğlu’nun daha temkinli bir açıklama yapmasına neden olduğunu düşünüyorum.
Kürt sorunundan bahsetmedi.
Alevi sorunundan bahsetmedi.
HDP milletvekillerinin tutuklanmasından açık açık söz etmedi.
Ancak, 10 maddelik taleplerine dikkatli bakınca kendisini destekleyen, 16 Nisan da refarandumda oluşmuş yüzde 49’luk bloğu ürkütmeyecek, onların da kabul edebileceği talepleri seslendirdi.
Aynı zamanda AK Parti tabanının da seslendirdiği, FETÖ’nün ve darbenin siyasi ayağın ortaya çıkarılması talebine, sürekli vurgu yaptı.
Toplumu kucaklayan talepler
Çok net olarak CHP tabanında 15 Temmuz darbesine bir tiyatro, mizansen olarak bakanlara ve olduğuna inananlar olmasına rağmen açık açık, 15 Temmuz darbe girişimini lanetledi. FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması ve gerçek darbecilerden hesap sorulmasını istedi.
OHAL’in kaldırılmasını, mağdurlarının haklarının geri verilmesini talep etti.
Yargının, siyasetin emrine verilmesinin demokrasiye ihanet olduğunu ve adil yargılamının sağlanması gerektiğini söyledi.
15 Temmuz darbesine karışmamış, muhalif olduğu gerekçesiyle kamudan uzaklaştırılanların haklarının iade edilmesini ve tutuklu milletvekillerinin bırakılması gerektiğine dikkat çekti.
Mesleklerini yerine getirdiği için tutuklanan gazetecilerin serbest bırakalmasını, düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını, Anayasa değişikliği ile ortaya çıkan ve toplumun ihtiyaçlarını karşılamayan mevcut durumun sürdürülebilir olmadığına vurgu yaptı.
Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olan, insan haklarına dayalı demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin güçlendirilmesini, liyakat esasının kamuda göreve başlama ve yükselmede esas alınmasını istedi.
Eğitim sistimenin de laiklik ilkesinin aşındırılmasına son verilmesini, toplumsal adeletsizliği yeniden üreten eğitim politikalarının değiştirilmesini, toplumsal barışı bozan tüm antidemokratik uygulamalara eşit yurttaşlık temelinde son verilmesini isteyen Kılıçdaroğlu, kadınların ayrımcılığın önüne geçilmesini, kadınların özgürlük alanlarının korunmasını, adalet uygulamasının sadece iç politika da değil, uluslararası ilişkilire de hakim olmasını talep etti.
Ve en önemlisi Türkiye’de yaşayan tüm halklara, tüm kimliklere kardeşçe, adilane yaklaşan, barışçıl ve uluslararası hukuka saygılı bir dış politikaya dönüş yapılmasını talep ederken, insan haklarına, hukuk devletine, adalete önem veren milletler ailesine yüzümüzü çevirmemizi isteyerek CHP’nin klasik siyaset anlayışını değiştirebilecek çok önemli taleplere imza attı.
****
CHP Cumhuriyetin kurucusu bir parti. Tamam.
CHP bu ülkede darbeler yapılırken açık açık darbelerin yanında durmuş bir parti. Tamam.
Darbe anayasasının yıldönümü olan 27 Mayıs’ın uzun yıllar devrim olarak kutlanmasına seyirci kalmış. Darbeyle yüzleşememiş bir parti. Tamam.
28 Şubat’ta, e-muhtırada ki, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ki 367 itirazında ki anti demokratik duruşlarıyla yüzleşmemiş bir parti. Tamam.
15 Temmuz darbe girişiminde sokaklara açık açık çıkamamış bir parti. Tamam.
Ancak kabul edelim ki, 12 milyon oy olan, 16 Nisan’da bu ülkenin yarısına yakınının refarundamda hayır oyu kullanmasında başı çekmiş bir parti. Ve en önemlisi milletin bir parçası olan parti.
Milleti sadece AK Parti’ye oy veren, 16 Nisan’da refarandumda evet oyu veren yüzde 51 olarak görmekte arızalı ve sakat bir zihniyet.
****
Neyse sonuç olarak CHP’nin düzenlediği Maltepe Mitingi tarihsel bir başlangıçtır. İktidar bu mitingdeki talepleri doğru değerlendirebilir ise Türkiye için büyük bir olumluluktur. CHP’nin devletçi geleneklerinden kurtulabilmesi, güç odaklarının etkinliğinden çıkabilmesinin de bir başlangıcı yaratılmıştır. Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi istediği gibi dönüştürebileceği tarihsel bir adım atılmıştır. Başaramaz ise Türkiye için de bu çok büyük bir kayıptır.
****
Ayrıca, miting anında iktidar yanlısı, havuz medyasının pespayeliği de kocaman bir ayıptır.
Mitingin başlangıcından 5-6 saat önceki fotoğrafları yayınlayarak mitinge kimsenin katılmadığına, alanın boş kaldığına yönelik haberler, katılan yüzbinleri görmemezlikten gelen yorumlar, haberler, gazetelerinde haberi görmezlikten gelmek tam bir rezillik. Gazeteciğilin utancıdır.
Yine habere yer verip habere tersten çakanlar da gazetecilik mesleğinin utanmazları ve yüzkaralarıdır.
****
25 günlük bir yürüyüşü görmeyeceksin, adalet istemini sözde adalet yürüyüşü diyerek itibarsızlaştıracak ve küçümseyeceksin, yollarda teröristler yürüyor diyerek yalnızlaştırmaya çalışacaksın ama yüzbinlerin miting alanına girmesine engel olamayacaksın. İnşallah bundan ders çıkarırlar.
****
Kılıçdaroğlu sokakta ötekileştirilmiş, yalnızlaştırılmış, umutsuzlaştırılmış milyonlara umutu olmuştur.
İlk defa Cumhuriyet tarihinde, CHP sivil bir çıkışla, devletin olanakları olmadan yüzbinlerle buluşmuştur. CHP’nin milyonluk miting yapamayacağını zannedenlere söylenecek olan şudur: Kılıçdaroğlu’nun yüzbinlere hitap etmesinde payınız çok büyük. Hayırlı olsun. Çünkü atı alan Üsküdar’ı geçti.
Son söz: Kılıçdaroğlu CHP’nin zencisidir. Bu gerçek unutulmasın. Ve elitlerin CHP’sinde halkın içersinden gelen Kılıçdaroğlu’na halk tam destek vermiştir. İktidarın ve onun medyası da Kılıçdaroğlu’nun itibarsızlaştıracağım derken büyük bir itibar vermiştir. Hayırlı olsun.
Kılıçdaroğlu’na düşen şimdi CHP’yi dönüştürmek için “bu bir son değil başlangıçtır” sloganını hayata geçirmektir. Önünde hiçbir engel yoktur. Yürüyüşüne AK Parti’nin yeniden demokratik bir zemine çekilmesi ve ülkenin demokratikleştirilmesi için devam etmelidir.