Tarlanın olgunlaşması, “Koçan” oluşumu ile sonuçlanır. Koçan dölün devamlılığını sağlayan tanelerin toplandığı yapıdır. Bitkide koçan sayısı ve kalitesi, verimlilikle ilgilidir. Sıcak ve nemli günler geride kaldığında, mısır sapından koçanın kırılarak çimene yığılma çalışmaları başlar.
Toprağa terini akıtan Reçber için, çimene yığılan koçanlar bir destandır. Bu destan ailenin dirlik ve düzenliliği için gereklidir. Bu yılki çalışmasının ürünü çimene yığılmış gözler önündedir. Çalışanların yüzü gülmüş, harcanan emekler boşa gitmemiştir. Deyim yerinde ise, bakır altın hâline gelmiştir. Ayrıca bahçenin zengin toprak yapısı da ortaya çıkmıştır. Sabahın köründen akşam karanlığına kadar çalışılmış ve sonuç alınmıştır. Köyde işler bitmez, zaman da yetmez, dense de.
Reçber, düzenli aralıklarla gelen yağmurlar, tarlanın gelişimine sebep oldu. Böylece dış etkiler problem yaratmadı. Reçber, koçan yığınına yaklaştı. Tarlayı iki defa ayıkladım, tiplerini doldurdum ve zamanında gübresini verdim. Bu şekilde güçlenmesini sağladım, derken dengeli hareket ediyordu. “Önümü görerek adımımı attım.” Diyordu.
Bu yaz sıcağını tarlada geçirdim. Bitkiler, yaprak, çiçek ve koçan dönemlerini başarılı bir şekilde aştılar.
Misafirler güle oynaya çimene geldiler. Gelen, koçan yığınının çevresinde yerini almaya başladı. Birbirlerine hâl hatırdan sonra, günlerinin nasıl geçtiğini sordular. Sağlık ve mutluluklar dildiler. Hasta olanları sordular. Hastalardan birinin durumunu beğenmemişler. Çünkü, hasta akşama kadar odun keşmiş ve terden su olduğu hâlde hiçbir önlem almamış. Diğer hastaların durumu iyi zor durumu atlatmışlar.
Bu yılki mısır rekoltesi konuşuldu. Buna göre, önceki yıla göre %30 fazla. Üreticiler mutluydular. Mısırın kalitesi de çok iyi idi. Rekolteyi yağmura bağladılar.
Koçanlar ayıklanmaya başlandı. Aynı anda yayık ayranı, herkese ikram edildi. Ev yapımı hamur işi tatlısı beğenildi.
“Bir şehir” oynandı. Bir şehir adı veriliyor ve ona komşu şehir isteniyor. Doğru bilen kura çekiyor ve bir hediye kazanıyor. Ev sahibi ne hazırlamışsa onları kuraya koyuyor. Bir şehir yerine köy adı verildi. Kimse cevap veremedi. Bir teyze cevapladı ve kurasında okul önlüğü hediye olarak çıktı. Teyze, “Ömrümde hissetmediğim bir lezzeti tattım. Bana hayat yolunda ışık tuttunuz.” Dedi. Bu önceden hazırlanan bir plândı. Amaç onu kırmadan, alamadığı önlüğü ona vermekti. Yarışmada herkese bir şeyler çıktı.
Misafirlerden biri, deredeki kızılağacın altında tilki yavrularını görmüş, ağlıyorlarmış, yarın gidip süt veririz ve bakımlarını yaparız, dediler.
İmecede sıra fıkra anlatmaya geldi. En güzel fıkra anlatana yine hediye vardı.
1. Fıkra; Öğretmen karakalem çalışmasına on üzerinden iki vermiş. Öğrenci itiraz etmiş, iki nedir, emeğime beş vermeniz gerekirdi demiş. Öğretmen, orantısız, derinlik verilmemiş ve siyah beyaz iyi kullanılmamış, demiş. Öğrenci resim kâğıdının altını açmış ve sergiye gönderdiğiniz resminiz, sizin isminiz ve imzanız, demiş.
2. Fıkra; İkram edilen tatlıyı yemeyen komşuya sormuşlar, niçin tatlıyı yemedin diye. Komşu cevap vermiş, biz tatlıyı yemek arasında yeriz demiş.
3. Fıkra; Yaşlı teyze hamsi satıcısına yaklaşır. Uşağım hamsiler taze mi? Demiş. Hamsi satan kızarak, “Görmüyor musun, çabalıyor.” Demiş. Yaşlı teyze biraz daha yaklaşmış ve “Bende çabalıyorum, taze miyim.” Demiş.
İmece gecenin son yarışmasında üç fıkrayı oyladılar ve 3. Fıkra birinci geldi. Birinci gelen fıkraya dolma kalem hediye edildi.
İmeceye katılan herkesin eline koluna sağlık dilendi. Bir akşam sonra bir başka ailede buluşmak üzere dilekte bulunuldu. Çok güzel komşuluk örneği verildi.
Mısır koçanları, çetene taşındı. Çünkü kuruma işlemi çetende sağlanacaktı.
Hasan TANRIVERDİ