İnsan öyküsüyle vardır.
İnsan üretkenliğiyle tanınır, kalıcı olur.
Mine Hoşcan Bilge; çalışkanlığı, verimliliği, şiir- öykü-deneme-özellikle eleştiri yazıları ve metin çözümleme, incelemeleriyle yer almaktadır yazın dünyasında.
Bir yazarın, bilim insanının ve sanatçının gelişiminde en önemli konulardan biri, ilgilendiği alanın zirvesinde olan kişilerle çalışmış olmasıdır.
Mine Hoşcan Bilge’nin de öz yaşam öyküsü incelendiğinde; edebiyatın ve felsefenin doruklarındaki isimlerle çalıştığı görülür.
Örneğin; hepsi de profesör olan, Talat Sait Halman ile “imgebilim”, Sedat Sever ile, “Çocuk Edebiyatı ve Eleştirisi ve Okuma Kültürü”, İoanna Kuçuradi ile “Yaşar Kemal ve İnsan Hakları” konularında çalışmıştır.
Son verimlerini, akademik olarak uzun süredir yaptığı alan içi önemli okumalar sonucu, üzerinde çalıştığı bilinen ve metin çözümlemede var olan bazı kuram ve söylemleri yeni bir terminolojiyle bir çatı altında topladığı, bir ‘Bilge Yöntemi’ olarak da isimlendirilen “Arayüz Kuramı” doğrultusunda yöntemlendirerek yayımlamaktadır.
Halen Uluslararası Balkan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı’nda doktora eğitimine devam ettiği bilinmektedir.
“Arayüz Kuramı” yeni bir eleştiri kuramı olan “Yakın Okuma” yöntemi ile ilişkilendirilebilir ve bu yeni bir metin okuma yöntemidir.” (Mine Hoşcan Bilge, Hüsrev Pertev’in Edebi Hayatını Arayüz Yöntemi İle Okuma Örneği: “Hoş Bulduk Hayat”, Varlık Edebiyat ve Kültür Dergisi, sayı: 1372, Ocak, 2022, sayfa 84-88.)
Yazar, yukarıda belirtilen yazısında, bir romanı (“Hoş Bulduk Hayat”) söz konusu yöntem ile okuyup değerlendirmektedir.
Yazıda, yazmak ile yaşamak bağlantısı üzerine ilginç düşünceler okuyacaksınız. Oktay Akbal’ı da anımsamamak olası mı bu konuda?
Sadece yazmak mı, okumak konusunda da sizi yeni düşüncelere ve ufuklara taşıyacaktır bu yazı.
“Her okuma özneldir.” (a.g.y. s;84)
Her anlamanın, bir yorumlama olması ve yorumlarken yapılan üretken katkılar…
Biz okur-yazarların okuma ve yazma sürecindeki yaşanmış gerçekliğimiz…
Metinlerin arayüzlerindeki iletileri sezebilmek…
Sevgi Soysal ve Gülten Akın’a da göndermelerle, bir edebiyat denizine doğru kulaç atmak…
Belleğin unutkanlığı, yazıların kalıcılığı…
Roman kahramanı Hüsrev Pertev’in gündelik yaşamın her ayrıntısını not edişi.
Varlık Dergisi’ndeki bu yazısında Mine Hoşcan Bilge’nin, yine söz konusu romandaki kahramanlardan Ekrem’in ağzından, “…yazmanın yelkenli değil, çilekeş bir kayıkla yol almak olduğunu…” (Şenkon, 2021;77) belirtmesi, son derece öğreticidir.
“İnsan duyuları fazlasıyla açık olduğu için mi yazar, yoksa yazdıkça mı duyular açılır” (Şenkon 2021;87)
İşte esinlenme ve yaratıcılık üzerine tartışmaya zemin sağlayan güzel, ilginç saptamalar..
“Hoş Bulduk Hayat”, yazarların bitirme olanağı bulamadan yaşama veda ettikleri metinlerinin yayımlanıp yayımlanmamasını tartışan bir roman.
Her yazarın edebi hazırlığı ömrünü aşar kanımca.
Geride; anılar, yaşanmışlıklar, yazılardan başka, dosyalar, notlar, kitap arası okunmuşluklar, kalem işaretleri ve sonsuz imgeler, simgeler, özlem ve düşler kalır…
Bunlar kiminde raflar-dolaplar dolusudur, kiminde birkaç dize, roman-öyküdür ama her yeniden okunuşta sonsuzluğa açılan pencereler çıkar önünüze.
Aziz Nesinler, Sabahattin Aliler, Suat Dervişler, Nazım Hikmetler gibi…
Yazar ve eleştirmen Mine Hoşcan Bilge, Varlık Dergisi’ndeki bu incelemesiyle bize, bir roman üzerinden okuma eyleminin “ne’liği ve gerçekliği’ni” edebi ve felsefi boyutlarını da göstererek vurgulamaktadır.
Bilge’yi okumak, gerçek -bilinçli- çözümleyici okur olma sürecinde katkı sağlayacak önemli çalışmasından dolayı kutlarız.