Bazı ülkeleri gezip gördük, meydanlarında büyük yazarların, düşünür ve sanatçıların heykelleri, büstleri vardı..
Örneğin, Moskova’nın büyük meydanlarında; Puşkin’in, Gogol’ ün, Tolstoy ve Dostoyevski’nin heykelleri vardı.
Petersburg’da da öyle..
Bilim İnsanı Mendeleyev, Sanatçı Dostoyevski, Şair Mayakovski, Besteci Çaykovski, düşünür Karl Marks gibi..
İnsanlığa ve tarihe çok büyük katkılar bırakmış, ölümsüz insanların heykelleri, büstleri..
Paris’te düşünen adam Rodin heykeli, büyük yazar, düşünür ve eylem adamı Jean Paul Sartre gibi sanatçıların heykeli..
Roma’da, Floransa’da Leonardo Vinci gibi büyük mimar, bilim insanının büstleri gibi.
Bu başkentlerde gezerken sokaklarda afişler, yönetici resimleri filan da göremezsiniz..
Birini görseniz sorarlar, “bu bir mucit mi, büyük bir yaratıcı mı, ülkesini bulunduğu yerden çok yükseklere taşımış bir devlet adamı mı?” diye.
Gezip gördüğüm yerler içinde en çok Moskova ve Petersburg’da şairler, ölümsüz yazarlar, besteciler, heykeltıraşlar meydanlarda yer almış, insanlığın sonsuz hafızasına kazınmışlardı..
Bizim meydanlarımızda da; Mustafa Kemal’den başlayarak, Namık Kemaller, Orhan Kemaller, Yaşar Kemaller, Yunus Emre, Orhan Veli, Ömer Hayyam, Fatih, Kanuni Sultan, Ali Kuşçu gibi onlarca yazar, şair, devlet adamı yer almalı, bilimin ve sanatın en üst noktalarında ömür tüketmiş değerlerimiz gençlere örneklik etmelidir.
Bugünün Türkiye çocuğu, genci; atalarını tanıdıkça, daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.