Rahmetli Menderes'in avukatı Burhan Apaydın TBMM Dilekçe Komisyonu'na müracaat ederek Yassıada Mahkemesi davasının yok hükmünde olduğunu belirtip Menderes'in itibarının iade edilmesini istedi.
Evvelâ şu hakikati belirtelim ki, Adnan Menderes ve iki bakan arkadaşının, Yüksek Adalet Divanı isimli fevkalâde alçak bir uydurma mahkeme tarafından idama mahkûm edilmesi, Türk Milleti indinde onların itibarını aslâ zedelememiştir. Milletimiz Menderes ve arkadaşlarını şehitlerimiz olarak bağrına basmıştır. Bu konudaki iade-i itibar, hukuk nazarındadır. Aslında bu demokrasi kahramanları milletin yüreğinde yerlerini çoktan almışlardır.
Rahmetli Özal da benim gibi merhum Menderes'i çok severdi. 1989 başlarında, dostum merhum Aydın Menderes'i Özal'ın arzusu üzerine Başbakanlık Konutu'na götürmüştüm. Beraberce Menderes'e iade-i itibar meselesini görüşmüştük. Sonunda Menderes ve arkadaşlarının naaşları 17 Eylül 1990 günü, yani infazından 30 yıl sonra Yassıada'dan alınarak devlet töreniyle Topkapı'da yapılan Anıt Mezar'a defnedildi.
Aslında, 3374 ve 3623 sayılı kanunlarla Menderes ve bakanlarının itibarları iade edilmişti. Apaydın'ın müracaatı, davanın hukuken yok hükmünde olduğunu ihtiva ediyor. Bu konuda da Meclis Genel Kurulu'nda bir oylama isabetli olacaktır.
***
Buna karşılık CHP'nin, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına itibarlarının iadesini gündeme getirmesi, tek kelimeyle hafifmeşrepliktir. Türk tarihine damgasını vurmuş, Türkiye'ye altın bir çağ yaşatmış, memleketin her yerini hizmetlerle donatmış, halkın sevgilisi bir Başbakan ve bakanlarla, işledikleri çeşitli suçlardan dolayı cezalandırılmış, şiddet ve terör eylemlerinde bulunmuş militanları mukayese etmek için sadece ideolojik bir kindarlığa sahip olmak yetmez; aynı zamanda akıl ve mantık fukarası olmak da gerekir.
Deniz Gezmiş ve marksist militan arkadaşları çeşitli suçlar işlemişlerdir. İddia edildiği gibi -sanki hafif bir suçmuşçasınabanka soygunuyla kalmamış; kurdukları THKO terör örgütüyle polislere kurşun sıkmış, birçok soygun ve gasp eyleminde bulunmuş, bir astsubayın eşini silâhla yaralamış, güvenlik güçleriyle silâhlı çatışmaya girmiş ve Amerikan askerlerini kaçırmışlardır.
İşledikleri bunca suçlara rağmen, genç yaşta idam edilmeleri üzücüdür. Lâkin asla heykeli dikilecek sütten çıkmış ak kaşık değildiler. Hele Menderes gibi bir hizmet eriyle mukayeseleri dahi milletimize hakarettir. CHP'nin bu zihniyeti değiştirmesi, ne yazık ki pek mümkün görünmüyor.
***
Bir düşünsenize sevgili okuyucular, ülkenin Başbakanı, tamamen bizim imalâtımız ve iftiharımız olan Göktürk uydusu için ODTÜ'yü ve TÜBİTAK'ı ziyarete gidiyor. Normal olarak bu ziyaret, ODTÜ öğretim üyeleri ve öğrencileri için bir şereftir. Başbakan'ın alkışlarla karşılanması gerekirken, 1980 öncesindeki marksistlerin müzelik kalıntıları olan bir avuç 'ulusalcı faşist', Başbakanı protesto için güvenlik güçlerine taş ve sopalarla saldırıyorlar.
Başbakan Erdoğan'ın uzay teknolojileri araştırma faaliyetleri ve Göktürk-2 uydusu için tebrik ediyoruz. ODTÜ'nün öğrenci kılıklı çağdışı Stalinist faşistlerini de milletçe kınıyoruz.