Bugün kalem başka konuya gitmez, söz varmaz. Oysa yine biriktirmiştim fırsatlar, farklı destekler, hani hayatımızda bu kadar ahkam arasında, üç beş kişiye faydamız olsa kabilinden konular
yazılacaktı. Olmadı. Şu sıralar ruh, genç bir kızla toprak altında. ‘Hep böyle olur, moda gibi herkes acı olayı konuşur, yazar sonra yine dönülür başka konulara’ diyenler haklıdır belki.
Neler unutulmadı, kimler affedilmedi. …
Ayşe Paşalı vardı mesala, yüzü gözü mor. Şikayet etti ertesi gün öldürdü kocası.
Birkaç gün tepki gösterdik, sonra unuttuk gitti. Ne de olsa hayat gailesi. Hoş, dünya barışı için ülkeleri dolanan İtalyan aktivist Pippa Bacca’ya tecavüz edip öldürmüşlüğümüz vardır. Onu bile unutmuşuz, ne de olsa şehvetliydi üzerine giydiği barış gelinliği!
***
Boşver o kadarını gel bizim diyarlara. Medeni çağdaş dirayetli kadınlarıyla tanınan İzmir’e, kentin ortasına. Geceleri merkezden çık, on metre ötesine gidemezsin.
Saat 20.00’den sonra İkiçeşmelik, Basmane, Agora çevresinde dolaşan kadına madalya takılır ya da takılınır. Ailelerin oturduğu semtlere Yeşilyurt, Gültepe, Yeşilova, bırakın onları modern dersiniz değil mi Karşıyaka? Bir arka sokağında yanında erkek olmadan dolaşana seslenilir, “Nereye gidiyorsun güzelim!” Yaşının başının da önemi yok, kadınsan ve o saatten sonra oralardaysan, aranıyorsundur.
***
Boşuna demiyoruz laiklik diye. Ne ilgisi var diyenlere keşke daha iyi anlatabilsek… ‘Dinle devlet işlerini birbirinden ayırmak’ diye ezberlemek yerine, ‘insana sadece insan olduğu için değer veren, kadını erkeği eşdeğer gören bir zihniyet’ diye akıllara kazıyabilsek.
Kadını şehvet veren evde oturup en az üç çocuk yapacak nesne olarak görmek yerine ‘senle ben eşit, eşdeğer iki varlığız’ demekten bu kadar korkmasak. Kendi yarattığımız, doğurdumuz çocuklarımızdan ürktüğümüz bir anlayışı keşke yerle bir edebilsek.
***
Özgecan’ı farklı yaşatalım diyorum. Bu kez ‘şiddete hayır’la yetinmeyelim. Bu kez ‘hayır’ değil, çözümlere EVET diyelim. Tecavüzcülere hücrede müebbete EVET. Periyodik enjeksiyonla hadım cezasına EVET. Şiddet cezalarının iki kat ağırlaştırılmasına EVET Sığınma evlerinin sayısının artmasına EVET’. Ve daha niceleri. Artık sanki kolay unutmayız gibi geliyor katmerleşen acıları.
***
Ne de olsa o dolmuşa Özgecan’la birlikte bindik, milyonlarca kadın. Önceleri çok korktuk. O çantasında eli titreyerek gaz kapsülü ararken ona baktık.
Ne kadar çok bırakması için yalvardı, ne kadar çok karşı koydu artık gözlerimizin önünde.
Üzerimize çullanan o adamın ağırlığı altında birlikte ezildik. Birlikte bekledik bir mucize. Mucize olmadı.
Canı çok acıdı, çok korktu, çok mücadele etti. Bu kez herşeyi birlikte yaşadık gencecik bir kızla.
O yüzden devam diyorum mücadeleye devam, birimiz yerin üstünde, birimiz kül olmuş bedeniyle toprağın altında. Sen namusunu ölüm pahasına kurtardın Özgecan. Asıl mesele memlekette. Bakalım memleket sana ve acı çeken, şiddet gören kadınlara namus borcunu nasıl ödeyecek?