“Kirazın derisinin altında kiraz,
Narın içinde nar,
Benim yüreğimde boylu boyunca,
Memleketim var.” Bedri Rahmi EYüBOĞLU (1913-1975)
Ezanlarda kulaklara dolan memleket; tozuyla toprağıyla, ağyarı, yâriyle, dostu, düşmanı, başarı, hüsranı ile memleket… Altın kafes hikayesinde bülbülün güzel boynunu büken de genç parmakları ile savunu gereksinimi de memleket. Ozanı, arısı, kovanı, ağacı, ağısı ile memleket. Seven bilir sadece, seven özler, özlem dillenir her hatırlayışta, kayıpla kuvvetlenir.
Çağlayanın sesinden kopan coşturan ahenk, boyu boyuna eni enine sevgiyle denk, doğumdan ölüme dek şahsa şahitlik eden mübarek, sarı saçlarında güneş, mavi gözlerinde kurtuluş müjdesi korkusuz ata Sarı Zeybek, kucak kucak bereket, amber koku ile burunlara çekilen ziyafet, insafa ziyaret, hainliğe ihanet, dürüstlüğe açık davet yeridir memleket.
Cennet gibidir teşbihlerde, istiarelerde cennettir. Şairlerin mısralarında çarpan pervasız yürek, şehitlerin kanı ile sulanmış menzilde bilek, yediğimiz her ekmekte bu kanı barındıran namuslu topraktır memleket. Orta Asya’da ilmek ilmek motifli heybelere sevgiyle doldurduğumuz, Anadolu’da ırmak boylarına ektiğimiz, yıllar geçtikçe bereketlendiğinden biçmeye devam edeceğimiz, emeğimizin özüdür memleket.
Mutlak surette bebeklere dahi sorumluluk, en müthiş kuvvetlere sorguculuk, soygunculara göz kapandığında soygunculuk, şehitler sayesinde yapılan umutçuluk, kara anda uyanan mis kokan bir evlat yarınıdır memleket. Soluduğunuz soluk, içtiğiniz ayran soğuk soğuk, İzmir’den Kars’a yapılan tarihi çehresi ile güzel yolculuk, gurbetçilerce hatırlanan ve her hatırlayışın ardına sinen burukluk, sarı buğday tarlalarına gözlerini dikmiş minik yüreği yaşamdan emin küçük çocuk, sen ben olmaksızın hepimize bırakılmış ve aslında kefenle gidilecek son mekandır memleket.
Soru: Memleket nedir?
Cevap: Sen, ben ötesi biz.