Onların umutları ve yarınları vardı… Okuyup insanlığa faydalı birer birey olabilmek ve geleceklerini mutlu bir şekilde devam ettirebilmelerinin hayalleri vardı onlarda… Birçoğu da beyaz gelinlikleriyle, ellerini tutacak sevdalılarıyla, birlikte kuracakları yuvalarının hayalindeydiler…
İhmaller zincirinde yaktık onları!
Ve birbirine sarılarak, çırpınarak öldüler bir kapının ardında yangın merdivenlerinin kapı koluna bile tutunamadan körpe bedenleriyle…
Melekler seyrediyor bizleri…
Neden hep hali vakti yerinde olmayanlara ölüm daha yakındır? Dedik ya ülkemiz, ‘ucuz ölümler ve ihmaller ülkesi’ diye!
Yangın Merdivenlerinin kapısı PVC ‘ymiş. Elektrik panosu eskiymiş, tavan ahşaptanmış vs. vs. Bal gibi ihmal! Yangın merdivenlerinin teknik donanımı nasıl olmalı? Kapıları demirden, içeriden açılıp dıştan açılmamaları gerekirdi. Ayrıca yangın merdiveni boyunca pencereler olmamalıydı. Yangın merdivenlerine açılan PVC kapı plastiklerinin birbirine yapıştığından kapıların açılmadığını söyleyenler var. Hükumet yetkilerinden ise kapıların açık olduğu, denetimlerin yapıldığı gibi beyanatlar var. Kime inanacağımızı şaşırdık! Şimdi sorumlular yargının karşısına çıkartılacaklar ve adalet, uzun süren oyunlarıyla yargılananlar aklanıp veya küçük bir cezayla yine aramıza karışacaklar.
Dün öyle olmadı mı? Bugün? Yarında olmayacağı malum mu? Görevinizi iyi yapın yetkililer, iyi yapın! Yoksa ölen canların vebali sizleri çok rahatsız eder!
Ülkemizde herhangi bir olayda hemen yayın yasağı getiriliyor! Neymiş? Güvenlik zafiyeti olmaması içinmiş? Yasak gelince vicdanların güvenliği rahatlıyor mu? Yoksa umursamadan halkın hafızalarından biran önce silinmesini mi istiyoruz? Yanlıştan dönülüp ertesi gün yayın yasağını RTÜK kaldırıyor! Ne değişti?
Güneş balçıkla sıvanmaz! Gerçekler konuşuldukça eksik yanımız ortaya serilecektir. Yok o parti yok bu parti demeden birbirimizi kırmadan, alınmadan ve korkmadan gerçekleri söyleyip eksik yönlerimizi bir an önce düzeltelim.
Her fena olayların ardından neden genelde Cemaatler çıkar? Tecavüz olayları, yangınlar vs. Din eğitiminin güvenilir ellerden halka aktarılması için Atatürk 1924 yılında Diyanet İşleri Başkanlığını kurmadı mı? Devletimiz öğrenci yurtlarını çoğaltmakta aciz mi? Daha dün meydanlarda devlet yetkilileri Hazinemizin dolarlarla dolu olduğunu övüne övüne halkına söylemedi mi? Bakınız ÖTV’leri de artırdınız… Yeniden yapılandırma ile Maliye’nin kasası da fena dolmadı. Bırakın biraz köprüleri vs.’leri de çocukların yurt sorunlarını çözün. Onlara modern bir ortam sağlayın, din bezirgânlığı yapmadan!
Neden devlet, eğitim gibi önemli bir olguyu ne olduğu belirsiz Cemaatlerin Vakıflarına teslim eder? Onun için bu vakıflar konusu ciddice tartışılmalı ve eğitim en kısa zamanda onların elinden alınmalıdır.
Bizler, yani yetkililer hiçbir olaydan ders almıyoruz. Bu vakıfların elindeki binalar ciddice kontrol ediliyor mu? Elektrik panolarından tutunda yangın merdivenlerine kadar binanın teknik yapısı ve yurtta kalma şartları standartlara uygun olduğu inceleniyor mu? İncelendiği söyleniyorsa, modernden uzak bu tür yerlere nasıl müsaade ediliyor? Hiç öğrencilerle anket yaptırılıp, “Kaldığınız yerlerde size farklı görüşlere zorlayan var mı? Görevlilerden dini baskı veya siyasi tercih telkini yapılıyor mu?” gibi sorular soruluyor mu?
Dedik ya biz hiçbir şeyden ders almıyoruz.
Yıllar önce Samsun’da dere yatağının yanına yapılan TOKİ evlerinin alt katlarını sel bastığında 13 kaybımız vardı. Yalnız Samsun mu? Bizler Ormanları kelleştirdikçe Türkiye’nin her bir tarafında seller, artık trafik kazaları gibi ölümleri de beraberinde getirdi. Bunları unuttuk değil mi? Devlet bu konuda neler yaptı? Hiç bunun peşine düşüp yetkilileri sorguladık mı?
Yağışların çok aldığı ve heyelan bölgesi Karadeniz’de zemin etüt çalışmalarını yapıp binaların durumlarını kontrol ediyor muyuz ve ettiriyor muyuz? Sel ve heyelanlarda yine ölümleri bekleyecek miyiz? Bunun için gelecek master planlarını yapıyor muyuz?
Şu anda bırakın yurtları hastanelerde, kamu kurumları ile konutlardaki yangın merdivenlerinin durumu nasıl? İnceleniyor mu? Biliyor musunuz? Asansörlere yapıştırılan “Kesinlikle binilmesinde sakıncalıdır” yazısına rağmen o asansörlerin çalıştırıldığını?
Devlet her olumsuzluğun peşini bırakmamalıdır!
Televizyonlarda varsa yoksa tartışmalarımız, ya Başkanlık ya da Anayasa değişikliği gibi önümüze temcit pilavı gibi algı operasyonlu konular var. Akşam yatıyoruz onlar, kalkıyoruz yine onlar!
Oysaki halkın önemli sorunları var. Ekonomi başta olmak üzere Eğitim ve Sağlık gibi önemli sorunlarımız halledilmeden toplum huzura erişemeyecektir. Bu olumsuzluk her alandaki yaşamımıza da maalesef yansıyacaktır. Çocuklar okulda, büyükler iş hayatında…
Bir meçhule gidiyoruz hep birlikte…
Allah sonumuzu hayreyleye…
Ertuğrul Erdoğan
1 Aralık 2016