Bir zamanlar taht, krallar için neyse bürokratlar içinde koltuk odur. Bürokraside kim hangi koltuğa oturursa otursun kendini tahta oturan kral gibi hissediyor. Hissetmeyi bırakın koltuğu ile baş başa kalınca “Buranın kralı benim ulennn” şeklinde sesleri çıkmasa da avazı çıktıkları kadar bağırıyorlar.
Oysa, sesi diğer koltuklarda oturanlar bir duysa o zaman yer yerinden oynar her makam odasının kapısı açılıp bir birlerine savaş ilan edercesine “Ne demek kral sensin! Burada bir kral varsa o da benim lannn” deyip kapıları sadece vatandaşların yüzüne değil bir birlerine karşı da kapatırlar. Allah’tan sesleri çıkmıyor…
Bürokratlarda ne yüz kaldı ne de astar (!)
Bürokrasi etimolojik olarak bir kumaş ve kumaşın rengine kadar gitse de artık bürokratlarda istisnalar ki onlar da bir elin parmakları kadar ya var ya da yok… Bürokratlarda ne yüz kaldı ne de astar… Bürokrasiyi artık kumaş üzerinden okuyamayız.
Bürokrasi zamanımızda koltuk üzerinden okunur. Koltuk önemlidir. Mesajlar koltukların üzerinden verilir…
Cinsiyetler arasında ayrımcılığa karşı çıkanlar ne hikmetse koltuklar arasında ayrımcılığa ilk kuruma geldikleri gün başlıyorlar.
Huniden Bakan Adam
Öyle ya bir veri hazırlama memuru ile bir müdürün hatta bir müdür ile bir genel müdürün koltuğu aynı olsa koltukta oturmanın ne anlamı kalır ki… Değil mi ama…
Bazı koltuklar daha henüz ambalajı ile dururken kaldırılıp depoya konurken bazı koltuklar aynı yerde durmaktan betona bile kök saldığı için kimse kaldıramıyor yerinden. Hatta Milli Eğitim Bakanlığındaki bazı koltukların betona kök salmaları uluslararası biyologları da meraklandırıp bu koltukları bilimsel araştırma objesi yapmışlar!
Biyologların uzun süredir üzerinde çalıştıkları beton ortamında canlılığını koruyan bitkiler o koltukların altında mı? İşte şimdi dünyaca ünlü biyologlar koltukların altında o bitkileri aranıyor. Şayet koltukların betona kök salması botanik bir durumsa dünya tüm bildiklerini unutacak. Yok, bu durum uzun süre aynı kişilerin israf ederek koltuk değiştirmemek için aynı koltuğa yıllardır oturabilme ve koltuklarını kaybetmeme niyetiyle ağaç köküne benzer tutturucular kullandıysa onları da tebrik etmek gerek… Araştırma devam ediyor…
Koltuk ve Bürokrasi Üzerine
Bürokraside kişilerde benzer olan koltuk sayısı azaldıkça iş yapma yükümlülüğü de azalır. Benzer koltuklara sahip kişiler ne kadar çok ise iş yükü en çok onların üzerindedir. Bir koltuktan sadece bir kişide varsa, hiçbir koltuk o koltuğa göz dikemez günlerce hatta aylarca boş kalsa bile kimse bende buraya oturayım yeni koltuk almayalım diyemez… Kurumlardaki o tek koltuk genellikle boş olur sebep dışarıda kurumun işlerini yapmak için değil!Kurumda zamanında yapılmayan işleri görüp insanların rahatını kaçırmamak için… O koltuk sahipleri de kurumun dışında keyiflerine bakarlar.
Koltuk sektörü işinin erbabı olunca her koltukla birlikte eşantiyon olarak tüketim süresi koltuğun süresi ile denk olan muzları koltuklarla birlikte sağlıklı ortamda kurumlara ulaştırırlar. Kurumlarda gelen muzları ilgili kişilere zimmet karşılığı verir. Muzların üzerinde demirbaş numarası zamanla silindiği için olur da bir muz kabuğuna basarak birinin ayağı kayarsa o muzun kime ait olduğunu araştırmaktansa topluca “Geçmiş olsun!” denilmeye gidilir ve kayanlar unutulur.
Bürokraside bir bürokratın işinin ehli olup olmadığını öğrenme süresi minimum 25 yıldır. Bu süreç içinde asla bürokrat işinin ehli olmadığı şeklinde işine ve itibarına yönelik söz ve fiille olumsuz tepkide bulunulamaz.
Hatta bürokratlar bu devlet için çalışmayı sevdikleri ve gece gündüz maaş hesabı yapmadıkları için bütçelerini ne aylık ne de yıllık hesaplamazlar. Yarım asır devlet tecrübesi şunu göstermiştir. Bir alt makamın hakkını vermeyen o makama ehil olamayan, yanlış üstüne yanlış yapan hatta ihanet bile eden bürokratlar bir üst makama getirilince uluslararası verimlilik kriterlerine göre ödül bile alabildikleri görülmüştür. Bu sebeple bürokratlar bir makamda verimli olamazsa ya bir üst makama ya da başka bir kurumda eşdeğer bir makama getirilerek devlet yani bürokrasi mahremiyeti ve izzeti korunup, bürokrat rencide edilmez.
Bu bir provokasyon
Vatandaş tarafından bürokratlara yönelik mantıklı ve hukuki bir tepki gösterilirse tüm bu tepkiler bürokratlar arasında meşhur imece usulüyle “Bu bir provokasyon” denilerek dış saldırılara karşı bürokratlar koruma altına alınırlar.
Bürokraside koltuklar yüzünden savaş çıksa da çıkan bu savaşlar yapılan antlaşmalarla tatlıya bağlanır… Bürokrasi savaşları “Ben senin hani biliyorsun!” sloganıyla başlar ama kaşı tarafın kısa zaman sonra “Ben de senin hani biliyorsun!” demesiyle birlikte kardeşliğe dönüşür… Bu sloganlarla koltukların ömrü uzar…
Bürokrasinin başındaki kişi de düşünür ki koltuklar ne güzel bir birleriyle yardımlaşa çalışıyor… Bir birlerine destek oluyor hatta bir birleri için “Bu sene bu ödülü bu kardeşim hak etti” önerisinde bulunuyorlar. Oysa tüm bunlar kirli bir pazarlığın ortak paydası olduğunu tarih kitapları sonra yazacak…
Sanırsam yazının başlığını okuyunca beni yanlış anladınız… Bir saniye kimsenin bir yere gittiği falan yok MEB yine bildiğiniz bürokratlarla ve bildiğiniz kısacası rahatsız olduğunuz şekilde yönetilecek. Öyle hemen 17-25 Aralık 2013 muhabbetine de girmeyin…2010’lı yıllarda “Hocaefendizmiz ne buyursa” diyen bürokratları “Beden Dili” ve “Etkili İletişim” eğitimleri ile artık “Reis İçin Ölürüz!” sloganları atmayı ve “Biz de o gün oradaydık! Bak inanmıyorsan işte bak… Reis’e şu açıyla şu kadar mesafede duran kişi kim biliyor musun?” cümleleri ile aldıkları eğitim onlara o koltukları analarının ak sütü gibi helal etmiş oldu…
Politikacıların işi zor neden mi? Hem kendi yanlışlarını düzeltecekler hem de bürokratların yanlışlarını kabullenip gerekirse bedel ödeyecekler… Bürokratların işi ise çok kolay… Gelene ağam; gidene paşam deriz… Olur, da bir gün paşa aramıza döner…Biz her zaman “Paşalara” “Ağa” demeye hazırız…
Bürokrasinin altın kuralı “Gerekli işlemler başlatılmıştır!” cümlesidir. Örtük anlamı ben buranın genel müdürü isem o kadar müdürün yaptığı işi nasıl takip edebilirim… Ben koltuğuma karşı sorumluyum…
Şimdi değişen koltuklar meselesine gelince …yaklaşan 2019 – 2020 Eğitim ve Öğretim yılı için özellikle üst düzey bürokrat… Genel Müdür , Daire Müdürleri ve onların yakın mesai arkadaşları için Milli Eğitim Bakanlığı “Koltuk Alım İhalesi” açıyor…
Bir dakika hemen israf – tasarruf paradoksuna girip bir birinizden destek alarak “Gerek var canım!” diyerek 112 arayan adam gibi bunu sosyal medyada paylaşmayın …Anlatacağım …
Örgüt Sosyolojisinin ve çalışma ekonomisinin bilimsel verileri ile bakanlıklarda ve kurumlarda koltukların verimlilik üzerindeki baskın rolü dikkate alarak iş verimi artırmak için bu karar oy çokluğu ile alınmış…Biz duymadık demeyin bırakın basının duymasını daha bunu Bakan bile bilmiyor…
Önce koltuklar oturacak olanların süresine göre çınar , kiraz ve buğday bitki kökleri ile ergonomik bir tasarımı yapılacak…Bakan için buğday , genel müdürler için çınar düşünülüyor…
Bürokratların çalıştıkları birimlere göre ve çalışanların psikolojisine göre bir hayvan mesajı ile koltuklar şekillenecek.Bu hayvan fikrinde olaydan haberi olmasa da Bakanın “Her okul bir hayvan beslesin” çıkışının etkili olduğu kulağıma gelenler arasında…
Bürokrat Koltuk Modellerini Tanıyalım
Bazı genel müdürlere özellikle tüm personelden sorumlu olan genel müdür için “Ahtapot” modeli düşünülüyor…Hem tüm çalışanları kapsam alanına alabilmesi hemde elinin kolunun çok uzun olduğunu düşüncesi bu tarz bir koltuk düşünülüyor.Malum en eski bürokratlardan ve böylelikle bir çınar ağacının kökü ile de sembolize edilecek ki kimse sökmek için uğraşmasın …
Ahtapot Modeli Bürokrasi Koltuğu
Fil Modeli Bürokrasi Koltuğu
Bakanlık bütçesini en kısa zamanda en en fazla iş yaparak bitirip tekrar bütçe isteyen bürokratlar için ise düşünülen koltuk modeli “Fil” bu model ile bu koltukta oturan bürokrat için ilgililer iki de bir sayıştaya başvurmayacak
Gergedan Modeli Bürokrasi Koltuğu
Bakanlıkta kendisine ulaşmanın çok zor ve ulaşıldığında da yaklaşıldığına pişman olunan bürokratlar için “Gergedan” modeli koltuk kullanılacak . Bu koltukta oturan bürokratlardan talepte bulunan memur ve vatandaş bir istekte bulunmadan bazı şeyleri göze almış olsun….
Kurbağa Modeli Bürokrasi Koltuğu
Bakanlığın tüm koridorlarında “Bu adamı yakında koltuktan alırlar” demelerine rağmen sürekli bir görevden diğer göreve geçici olarak verilen bürokratlar için düşünülen koltuk modeli “Kurbağa” bu konuda bilirkişiler “Çekirge” olsa nasıl olur teklifine hepsi bir ağızdan daha fazla hüküm sürmek için “Çekirgeyi karıştırma” diyerek kurbağada karar kılmışlardır.
Denizkızı Kuyruğu Modeli Bürokrasi Koltuğu
Kurumda en çok fırçayı yemesine rağmen sürekli çok büyük iş yapmış ve kendisinden başka bir daha olmadığına inan bürokratlar için de “Deniz Kızı Kuyruğu” modeli koltuk uygun görülmüştür…Sürekli ne olursa olsun ne kadar fırça yerse yesin cazibesini kullanarak sürekli kuyruğu dik tutan ve bürokrat olarak kalmak için ne gerekirse onu yapan bürokratlar için bir koltuk modeli olarak düşüldü ama sipariş olarak sadece birkaç tane sipariş verilmesi kararlaştırıldı.
Tabii düşünülen koltuk modelleri bunlarla sınırlı değil.Hatta bürokratlar Bakana samimiyeti ve dostluğunu temsil eden ve kamuoyu ile de paylaştığı “Köpek” modeli koltuk düşündükleri de kulağıma gelenler arasında
Tüm hayvanla için bir koltuk modeli yok mesela karınca ve arı modellerine uygun bürokrat bulunamadığı için bu hayvanların koltukları liste dışı tutulmuştur.
Liste dışı tutulanlardan biri de “Yılan” modeli çünkü yılan kesinlikle olmasın içimizde kimse kimseye zarar vermek için sinsice çalışmaz deyince bir bürokrat gülerek tıksırınca diğerleri de ona eşlik etmiş neyse başkanın masaya vurması ile birlikte çabuk toparlanmışlar.
“İnek” modeli koltuk için ise …İnek iyi hayvandır içimizde de inek gibi çalışanlar yok değil ama korkum o ki içimizden bazıları tanrı edinirse bakanlıkta iş yapılmaz hale gelir… Diyerek koltuk ihalesinin teknik şartnamesinin hazırlanmasına geçilmiş … Ne diyelim …Verilmemiş bir ihale taslağıysa bu da bizim basılmamış bir bürokrasi ironisi roman taslağıdır…
Rabbim “Eraikler ve Tesnim” için gece gündüz çalışan bürokratlara selam olsun …Rabbim onlara yakaza hali bağışlasın …Onları ümmete izzet ve bereket kılsın …
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.