Deniz, gökyüzünün maviliğini yansıtırken, dalgalar, mavi köpük saçıyordu. Mavi köpük suya çarptığında, yükselen zerrecikler, mavi ve beyazdı. Zerreciklerin görüntüsü için yapılan tartışmada beyaz renk diyenler ağırlıktaydı.
Beyaz su zerrecikleri, mavi köpüğü oluşturuyordu. Mavi köpük, dalgaların şımarmış hâliydi. Dalgaların şımarıklığını, güneşin altında saatlerce izlerdik. Hep aynı renk ve şımarıklık. Renk değişimi gerçekleşmiyordu.
Dalgaların şımarıklığı bir türlü geçmiyor, aynı gürültüyle suya çakılıyordu.
Dağdan kalkan esinti, mavi köpüklenmeye neden olduğu kanaatine vardık. Hava açık, dağlar sıcak ve tepelerde sis yoktu.
Mavi köpüğü oluşturan dalganın öfkesine dikkat etmeyen kayıkçı, denize açıldı. Açılırken neşeliydi, bize selam verdi. Güneş yanığı suratı parlıyordu. Başındaki beyaz şapkası martıya benzetilmişti.
Belli ki, açıkta avlanacaktı. Gözden kaybolana kadar, motorun sesini duyduk. Balıkçı için hayatın anlamı, açık deniz ve denizin kumsaldaki anlamı da mavi köpüktü. Mavi köpük ise dağlardan gelen, esintinin eseriydi. Mavi köpük, hırçınlaşıp renk değiştirebilirdi. Çünkü dalgalar, hırçınlaşır ve öfke bunalımı yaşardı.
Engin denizin maviliğinde, martı beyazı şapkasıyla, kayıkçı geri dönmemişti. Sahilde uzak bir ilçeye gelmiş olabilir miydi? Bilemiyoruz.
Güneş ışınları ısısını son olarak yansıtıyordu. Yerini ayın ısısız ışığına bırakacaktı.
Dalgalar bir süre daha mavi köpükle tanımlanabilirdi. Fakat dalgalar denizin açıklarında öfke nöbetine tutulmuş olabilirdi. Denizin o engin açıklarında nasıl bir anlam değişikliği yaratılmıştı. Dalgalar yoksa kayığı hiçe sayıp onu suya mı gömmüştü.
Kenarda da mavi köpük değişmiş, uyum yapamadığı için, hırçın bir hâl almıştı. Buna göre ufuk çizgisinde kayıkçı ne olmuştu. Kayıkçının dönmemesine bakılırsa, iç açıcı bir durum yoktu.
Havanın kararması, dalgaların hırçınlığını, hesaba katmanın gerekliliğini ortaya koymuştu. Dalgaları gözlemeyi bırakıp kıyıdan uzaklaştık. Dalgaların sesini bir süre daha duyabildik.
Mavi köpüğe rağmen mutlu ayrılamadık. Köpükle iletişimizi kayıkçı bozmuştu. Kayıkçı mavi köpüğü aşmış böylece ufka yönelmiş ve gidip de gelmeyenler gurubuna katılmıştı.
Mavi köpük, sevimliliğini yitirmiş ve kayıkçıyı aldatmıştı.
Hasan TANRIVERDİ