Her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey, düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır. (Aliya İzzetbegoviç)
Bosna Hersek yalnızlığın ülkesidir. İki yüzü vardır bu ülkenin;
Biri derin ve hüzünlü, diğeri yeniden doğmuş, umutlu, onurlu ve başı dik. İlki acıyı saklar kollarında. 11 Temmuz geldiğinde yok olur Srebrenitsa. Korkuyla ağlayan çocuk olur, gözyaşlarını içine gömen savunmasız kadın olur, çaresiz baba olur, acıdan ve utancından yok olur.
Diğer yüzü ise geçmişten getirdikleriyle sessizce yaşayan, gelişen modern bir şehrin rutin akışını anlatır. Acıları saklayan gönülleri anlatır. Gülerken ağlayan yüzleri, sönmeyen gece yangınlarını, yarına taşınan umutları anlatır. Suyuna karışan kanı temizleyen zümrüt yeşili nehirler, hüzünlü ezgilerini söyler geçmişten geleceğe akıp giderken.
Dört yıl süren Bosna savaşının en büyük katliamı ülkenin doğusundaki Srebrenitsa’da yaşandı. Aralarında çocuk ve kadınların da olduğu 8 bin 372 masum Müslüman Boşnak, Birleşmiş Milletler tarafından güvenli bölge ilan edilen, Hollandalı askerlerin sözde korumasına verilen Srebrenitsa’da 11 Temmuz 1995 yılında hunharca katledildi. Yaşanan soykırımda katledilen binlerce masum sivilin toplu mezarlara gömüldüğü biliniyor.
Savaşın sona ermesinden sonra Bosna Devleti bu mezarların ortaya çıkarılması için çalışmalar başlattı. Yapılan bu çalışmalarda, sadece mezarlıklar üzerinde açan ve adına “Ölüm Çiçekleri” denilen bitkilerle beslenen mavi kelebekler yol gösteriyor. Bugüne kadar bu kelebeklerin yoğun bir şekilde görüldüğü yerlerin kazılması sonucu yüzlerce toplu mezara ulaşıldı.
Şimdi mavi kelebekler gibi özgür Bosna’nın kanatlı cennet çocukları…
Yıllar boyunca dünya sessiz kaldı acıya, çocuk çığlıklarına. Ateş düştüğü yeri yaktı. Kimse bilmedi acıyı. Bilenler sustu. Kulaklar sağır oldu seslere, gözler kör oldu akan kana. Vefa aradı Bosna, yardım istedi. Sustu insanlık, sustukça yer sarsıldı. Can koptu ipinden. Yarım kaldı dünya…
Savaş bitti ama Saraybosna hâlâ kurşun izlerini taşır yüreğinde. Her evin duvarı yaralıdır. Yıkık döküktür ruhu. Yine de direnir zamana, yaşadığı acılara. Her şeye rağmen güneşe döner yüzünü ülke. Nehirler serinletir artık kuru topraklarını. Hüzünlü güzelliklerin memleketi şimdi, özgürlüğü anlatır, vicdanı anlatır, acıyı anlatır.. acılarından doğup yeniden var olmayı anlatır.
Biliyoruz ki adalet adına verilen hiçbir karar insanlık vicdanını tamamen rahatlatmayacaktır. Yine biliyoruz ki Srebrenitsa başta olmak üzere Bosna Hersek savaşında yapılan tüm katliamlar, tarihin en trajik en acı olaylarından biridir.
İlgiyle okudum yazınızı, böylesine elim bir hadiseyi böylesine incelikli anlattığınız için sizi tebrik ederim.
Necla Hanım merhaba,
Beğeni ve ilginiz için gönülden teşekkür ederim.
Sevgiler