Yerel yönetimler, taşın altına ellerini seve seve sokmaya çalışıyor,
Hükümet ise buna engel olarak; “devlet içinde devlet olunmaz” suçlamasıyla aslında insan sağlığına yardımın, insana hizmetin, insana yatırımın önüne geçiyor da fark etmiyor!
Millet bunu anlıyor amma, onların bir kısmı da görmezden gelmeye devam ediyor! Hadi bakalım…
Şimdi şu soru gündemde:
İnsan mı önemli yoksa siyaset mi?
Zaman neyi gösteriyor, ne yapmalı?
Dünya’yı saran ve Türkiye’nin de ilk on içerisinde yer alan ÖLÜM-KALIM mücadelesinde muhalif belediyelerin yardımını istememek, nelere malolacak göreceğiz!
Bir tarafta Cumhurbaşkanı sıfatıyla ve AKP Genel Başkanı ERDOĞAN, diğer tarafta tüm muhalif yerel yönetimler amma, öncelikle CHP’li belediyeler…
Her iki kesimin de “önce insan” dediklerinden kesinlikle şüphem yok!
Daha da açık söyleyelim; hem CUMHUR ittifakı, hem de MİLLET ittifakı, kelle koltukta halkımız için seferber bir durumda.
Çok güzel, çokta sevindirici.
Öyle ya insanlarımız bir bir yok oluyorsa, onların da varlığı anlamsız.
İnsan değilse hedef, neye yarayacak bunca hizmet.
Elini taşın altına koyan tüm halkımıza, kurumlarımıza, siyasilerimize, devletimize, milletimize, yardım elini uzatan dış ülkelere de teşekkürler.
Biz bir bütünüz.
Bütünün parçalarıyız ve bir aradayız.
Amma kapıları kapatmayın lütfen.
Gün siyaset yapmak, senin – benim demek, sizden – bizden deme günü değil; madem siyasette ayrı gayrı yollardan yürüyoruz, bu yardım konusunda, millete hizmet konusunda da ayrı gayrı yollardan yürüyebiliriz!
Sonuçta hedef kitle toplumumuz, temel amaç millete hizmet, sonuçta ise yardım gitmeyen kitlenin kalmaması, herkese yetişilmesi, bu KARA GÜNDEN alın akıyla, az zayiatla, huzur ve güven içerisinde çıkmaktır.
Olması gereken bu. Sevgiyi, yardımı ne kadar çok paylaşırsak o kadar mutluluk ve huzur saçarız. Acıyı, kederi, üzüntüyü de ne kadar bölüşürsek o kadar hafifletir, teselli oluruz.
Neyi bölüşemiyorsunuz?
Siz söyleyemiyorsunuz madem ben söyleyeyim!
Her iki tarafın da korkusu seçim.
İktidar olma ve iktidarda kalma hırsınız, biz halkın ölümle cebelleşmesine, aç kalmasına, yardımlardan yararlanılmamasına neden oluyor!
Yapmayın bunu.
Önümüze dağları serseniz, altın suyuna da batsanız, aş işte verseniz, vicdanımızla baş başa kaldığımız o sandık başında sizlerin bir kelimeniz, bir hareketiniz, bir yanlış sözünüz, bir hakaretiniz, bir sevginiz, bir tebessümünüz, bir el sallayışınız, bir kucaklaşmanız, samimiyet ve içtenlikle bir toka yapmanız gözlerimizin önünden film şeridi gibi geçmekte ve tercih, bu duygularla yapılmakta!
Amma bugün gün başka. Birlik zamanı, yardımlaşma zamanı, bırakınız kim nasıl yardım edecekse etsin.
Bakın güzelim Ankara’ya; yardım toplama yasaklansa da, yardım edecekleri mahalle bakkallarına yönlendirip, borç defterlerini kapattırıyor vatandaşın! Kendi imkanlarıyla 400-500 bin hanenin gıda ihtiyacını karşılamaya çalışıyor!
Bakın gavur İzmir’in yaptığı güzelliğe; yardım paraları bloke edildiği halde ailelere gıda yardımı yapıyor, maskematik koymuş duraklara, ücretsiz maske kullandırarak virüsün yayılmasına engel oluyor! 400-500 bin hanenin temel gıda ihtiyacını gideriyor!
Bakın modern İstanbul’un yaptığı güzelliğe; yardım parası bloke de edilmiş olsa hijyen, dezenfekte maddeleri kutularını yoğunluk yaşanan her yere koymuş, çarşı pazar yıkanıyor, baş vuran 400 – 500 bin aileye gıda yardımı yapıyor!
Devlet zaten, görevi olarak, kısıtlı imkanlarıyla da olsa (ki bugünler düşünülmeli, keyfi harcamalardan zamanında kaçınılmalıydı!) üzerine düşeni, günahıyla – sevabıyla yapıyor, yapacak da. Bu bir lütuf değil görevi. Kaldı ki, muhalefet yerel yönetimler hariç, yardım yapmak isteyenlerin yardımlarına da imkan tanıyor ve ülkenin düştüğü durumdan kurtulması için çalışıyor..
Dediğim gibi bunlardan bir şüphemiz yok. Sadece MİLLET ittifakının yerel yönetimlerine yardım yapmak isteyenlerin önünü ERDOĞAN kesti, yasakladı, hesaplarını bloke etti!
Keşke etmeseydi.
Sözün Özü!
Türk insanının kafası çalışıyor. Özellikle kriz zamanları birlik ve beraberlik sağlamanın yanı sıra, yardımlaşmayı, açığı kapatmayı, zararı karşılamayı, acıları bölüşmeyi, sevinçleri paylaşmayı, ağlayanla ağlamayı, gülenle gülmeyi çok iyi biliyor. Üstesinden geliyor. Komşusu aç iken tok yatmıyor. Yeter ki fırsatı olsun.
Bu fırsatı verecek olan sizlersiniz.
Lütfen düşünün!
Zamanı gelince vatandaş sandıkta görevini yerine getiriyor merak etmeyin. Endişeniz niye?
gazete2000@hotmail.com