Ganj nehrinin kıyısında bir bilge yaşarmış. Bu bilge çok yaşlıymış ve hiç kimse yaşını bilmezmiş. Çünküyaşıtları çoktan yok olmuşlar. Bilge kumları üzerinde yatarken, insanların geçici arzularını yaşamın kargaşasını düşünürmüş. Onun bir tek dostu varmış. Tüysüz bir fare. Fare bir gün iki gözü iki çeşme ona koşmuş ve kediden duyduğu korku yüzünden çektiklerini anlatmış. Ah bir kedi olabilsem beni kediye dönüştür diye yalvarmış bilgeye.
Bilge dileğini yerine getiririm ama asla benim kötülüğümü istemeyeceğine ant iç demiş. Fare söz vermiş yaşlı bilge fareyi kocaman bir kediye dönüştürmüş. Kedi yüksek sesle miyavlayarak ormana gitmiş. Aradan bir zaman geçmiş kedi yine gelmiş bilgeye. Üzgün görünüyor görkemli kuyruğunda çaresizce sarkıyormuş. Ne yazık ki demiş kedi ben yine mutsuzum. Kedilerin kaderi çok kötü çünkü dünyada kaplanlar var. Keşke kaplan olsaydım. Demiş.
Kedi kendisini kaplana dönüştürmesi için yalvarmaya başlamış. Bilge tüm canlı varlıkların süreklidoyumsuzluğuna şaşıp kalmış. Ama yeminini yenilemesini isteyip kediyi kaplana çevirmiş. Ortaya ormanda ve köyde ölüm korkusu saçan muhteşem güzellikte yırtıcı bir hayvan çıkmış. Ama bir seferinde fille karşılaşmış fil onu takmadığı gibi; ona bakmaya bile tenezzül etmemiş. Yine hüzün kaplamış kaplanı eğmiş o güçlü başını. Kaplanların dünyada hiçbir hükmü yok. Fil ise hayvanların gerçek efendisi.Beni file dönüştür. Demiş.
Kaplan fil olmuş. En zengin devletler fili ele geçirmeyi düşlüyormuş. Halk file kutsal bir varlıkmışçasına tapıyormuş. Ama bir gün filin sırtına altın suyuna batırılmış bir koltuk koymuşlar. Küçücük bir kadın yumuşak minderlerin arasına gururla oturmuş. Fil hakarete uğradığını düşünmüş ve gizlice kaçarak Ganj’ın kıyısına uğramış. Adeta kudurmuş kadın filden güçlü beni kadına dönüştür ya da öldür demiş.Düşünmüş yaşlı adam file yardım etmeye karar vermiş ama yine onun kötülüğünü istemeyeceğine dair o andı tekrarlamasını istemiş. Ardından fili ganjın suyuna batırıp çıkarmış ve fili muhteşem bir kadına dönüştürmüş.
Kadının güzelliği tüm Hindistan da dillere destan olmuş. Ona sahip olabilmek uğruna savaşlar başlamış. Etrafkan gölüne dönmüş, halk savaş ve açlıktan perişan düşmüş. Sonunda çok zengin ve cesur mihrace dilbere sahip olmuş. Dilberin her istediği yerine getiriliyormuş. Dünyada ondan daha mutlu ve çok sevilen kadın yokmuş.
Ama geçmişin sırrı ortaya çıkacak korkusu Maiharane’ ye (güzel kadın) geceyi gündüzü zehrediyormuş. Bir gün tüm halkın sayıp sevdiği Ganj nehri kıyısındaki bilgeyi öldürmeye karar vermiş. Bu isteğini kocası mihrace’ e iletmiş. Mihrace karısının isteğini yerine getirmemek için uzun süre direnmiş. Ama sonunda razı olmuş. Ne var ki büyücü ihtiyarı öldürtmek için katilleri gönderdiği anda güneş küsmüş ve ne olsa beğenirsiniz. Maharani (güzel kadın) mihracenin karısı bir anda yok olmuş. Yerlerde tüysüz ve çirkin bir fare eşeleniyormuş. Hayretler içinde kalan mihrace tiksinerek çizmesiyle, ayağının altında fareyi ezmiş.
Farenin kanının aktığı yerde bir ot bitmiş güzel çiçeği kokusu olan bir ot bitmiş. Kaybolan karısını boşuna arayan mihrace, Karısının aşkı ile bigane olmuş yanmış yıkılmış. Çiçeklenmiş olan afyonun çiçeğini koparmış ve siyah tohumlarının kokusunu içine çekmiş. Bilincini yarı yarıya yitirmiş ve yarı baygın bir haldeyken andını bozup sözünde durmayan iyiliğe kötülükle karşılık veren farenin tüm dönüşümleri bir bir, düş görmüşçesine canlanmış. Mihrace’nin hayalinde işte bu düşten sonra Afyon: İnsanın hayaller âlemi yolculuğunun aracı olmaya başlamış.
Gelelim kıssadan hisseye:Halk bazen kişilere istediklerini verir o nu önceki konumunda çok önemli ve iyikonuma taşır. O konuma getirilmiş olanlar. Fareden güzel kadın oluncaya dek bilgeye verdikleri sözleri unutur. Üstüne üstlük verdiği sözün tam tersine hareket ederse. Günün birinde halk (Bilge) olan onu yine eski haline dönderir.
Bugün Tunus, Mısır, Libya diktatörlerine halkın yapdığı gibi. Diktatörleri çok seven sermayede tüysüzfare konumuna gelmiş olanları. Çizmesinin altında ezer. Ama çıkarlarını korumak sömürüsünü sürdürmek için yeni araçlar arar bulamazsa işte o zaman farenin kanından bitmiş olan afyon otunu aramaya başlar. Halk sunulan afyonu yutmazsa işte o zaman Sermaye hapı yutar. Sersemler ve saldırganlaşır. Bu gün ayağa kalkan kuzey Afrikalıları Arapların yanında diktatörlerin karşısında görünmeleri (ABD, AB).
Döngü bu Yağlı kuyruk altından beslenen karasinek yine yağlı kuyruk altında eziliyor. Özelleştirme ve talan politikaları ile sömürgen sermeyenin her istemini yerine getirenler bilmelidirler ki. Ona bu koltuğu ve karar makamını sağlayanlar. Günün biride tüysüz fare gibi ortada çırılçıplak bırakıyorlar. Ortada kalanlarkaçacak yer sığınacak kuytu bulamıyorlar. Sömürgen sermayede halkı kandıracak başka araçlar arıyor. Kirlenmiş mendili artık taşımıyor. Bu masalla bu durumu bir kez daha anımsatalım istedik.
*Masal GalinaSEREBYAKOVA’ nin ATEŞİ ÇALMAK olarak evrensel basım yayından çıkan romandan alınmıştır.
mukemmel bir hikaye