ÖNCEKİ gün, rahat koltuklar, iki saatlik konforlu bir yolculukla Mardin’e giderken, ‘havayollarının özelleştirilmesine şükür duası’ geçti içimden. Neredeyse daha düne kadar, İzmirliler aynı yolu ya otobüsle, ya aktarmalı uçaklarla ve üstelik bel büken fiyatlarla gitmek zorundaydı.
Zordu, işi olan, bağı olanlar gidiyordu bu nedenle doğuya.
Sunexpress’in ilk Mardin seferi, yıllardır görmeyi çok arzu ettiğim bu kentle buluşturdu beni.
Ulaşım konforu keyif verse de başka bir duygu vardı, huzur ve keyif veren… Sanırım, kendi insanını, doğu insanını daha kolay tanıma şansıydı bu.
“Hayatında bir kez, rehber eşliğinde turlarla doğuya gidip, iki müze gezdikten sonra doğu insanın geleceği hakkında atıp tutmanın ötesine geçebiliriz” duygusuyla Mezapotamya’nın topraklarını arşınlamaya başladım.
* * *
Mardin için hep söylerler ya ‘görülmesi gereken bir şehir” diye.
Bazı yerlerde gözlerinizi kapatsanız da olur.
Özellikle yeni şehirde. TOKİ, Mardin’e adeta “ver Allah’ım ver” diyerek konut yağdırmış. Ve ne yazık ki hiçbir estetiği olmayan, ucube beton bloklar yağmış.
Eski Şehir’i düzeltelim derken, Yeni Şehir’i baştan kaybediyorlar gibi geldi bana. Mardin’in eski şehirinde de doyumsuz güzellikteki eski yapılar çarpık yapılarla karışmış.
Şimdi dönüşüm projesiyle, eski şehirdeki bazı konutlar boşaltılacak, halk yeni şehire taşınacak. Bu restorasyon projesi tamamlandığında mezapotamyanın mistik kenti, bence o zaman “görmeden ölmeyin” denilen dünyanın sayılı kentleri arasında yer alacak.
* * *
Gitmek, görmek, esnafla konuşmak, artan terör olaylarını Mardin halkıyla değerlendirmek, tarihi mimarilere hayran kalmak ve hatta sıcaklıklarıyla içimizi açan, ilgileriyle bunaltmayan çocuklarla sokakları arşınlamak pek keyifliydi.
Sunexpress, İzmir ve Egeliler için çok önemli bir kapıyı daha aralamış oldu.
İzmir’den Mardin’e ilk direkt uçuşu Pegasus&İZair başlatmıştı. Şimdi Sunekspress fırsatı büyüttü.
130 bin Mardinli’nin İzmir’de yaşadığı belirtiliyor. Doğu ile batının inci kentleri arasında doğru ve umut veren bir köprü kurulmuş oldu.
* * *
Evet güzel bir köprüyü kurduk ama İzmir için önemli bir köprü yıkılmak üzere.
Göz göre göre çatırdıyor.
İzmir’i yurtdışına bağlayacak, yeni bir destinasyon yaratacak Atina hattı için Sunexpress tam anlamıyla direnme günlerinde.
Sunexpress Genel Müdür Yardımcısı Hacı Say’la Mardin coşkusunu yaşarken, Atina sıkıntısını paylaştık.
Say, hayal kırıklığını “daha ümitsizleştik” sözleriyle ortaya koyuyor.
“Hala çok düşük kapasiteyle uçuş yapıyoruz. Var olan seviye, istenilen seviyenin yanına dahi yaklaşamıyor. Bu hattan sürekli zarar ediyoruz.
Ne zaman bitiririz, net yanıt veremiyorum, son dayanma gücümüzü ortaya koyuyoruz. Sadece umudumuzun azaldığını söyleyebilirim”
* * *
SunExpress haklı. Elinden geleni yaptı. Bu hattı benimsetmek için, zararı da göze alarak direniyor.
Peki İzmir’in yetkilileri, kanaat önderleri ne yaptı, ya da yapıyor ?
Atina için özel tanıtımlar mı hazırlandı. Atina’nın billboardları İzmir ve Ege fotoğraflarıyla mı donatıldı ya da otellerle görüşülüp Yunanlı turistler için farklı bir destinasyona, kampanyaya mı imza atıldı?
Tabii ki yaşanan sıkıntıda global krizin ve vize sorununun da payı var var ama İzmir ve Egelilerin de bu konuda ellerinden geleni yaptığını kim söyleyebilir?
Yaklaşık iki ay önce uçuşların iyi gitmediğini, çözümler üzerinde durulması gerektiğini yazmıştım. Değişen tek şey, o zamanlar açıklama yapmaktan kaçınan Sunexpress’in bu hattan umudunun kalmadığını söylemesi oldu.
Sorun bir yurtdışı direkt bağlantısını kaçırmakta değil. Sorun bir vizyon, yeni bir açılımı baştan kaybetmekte.
‘İzmir dünya kenti olsun’ diye lafla yol almaya çalışırken, havada zor aldığımız yolları bile kaybetmenin sıkıntısında.
Umarım birşeyler değişir ve ‘Avrupa’nın inci kenti İzmir’ tanıttığımız İzmir’i, Avrupa’ya açmanın önemini daha net görebiliriz.
“İzmir’e yükleneceğiz”
Yüzde 50 THY, yüzde 50 Lufthansa ortaklığı ile kurulan SunExpress’in Genel Müdürü Paul Schwaiger genel şirket politikasını yürütürken, özellikle iç hat projeksiyonlarında daha çok Genel Müdür Yardımcısı Hacı Say’ı görüyoruz. Say, işletme eğitimi almış. SunExpress’ten önce Romanya nın en büyük orman işinde, Arabistan’da Tekfen’in deniz suyunu içme suyuna çevirme projesinde, Henkel Turyağ’da çalışmış. Bazen yeni bir uçuş hattı yaratmanın ön çalışmalarının üç yıla kadar varabildiğini anlatan Say‘dan İzmir’de altı uçakla hizmet verdiklerini öğreniyorum. Önümüzdeki yıl uçak sayısını artırmayı planlıyorlar. SunExpress merkezi Antalya’da vergi rekortmeni olurken, Say hala Antalya ile İzmir’in arasında devasa bir farktan söz ediyor. Bu farkın kapanması da İzmir’in özellikle yurtdışı tanıtımlarını artırmasına bağlı.