90 bine yakın kadın üzerinde gerçekleştirilen 25 senelik çalışma, mamografi taramalarının meme kanserine bağlı ölümleri azaltmadığı gibi mamografilerin fizik muayeneye üstünlükleri olmadığını, kanser teşhisi konan her 5 kadından birinin ‘aşırı teşhise’ maruz kaldığını gösteriyor.
Bu geniş kapsamlı ve titiz araştırma, meme taramalarının pek çok kadına ameliyat, kemoterapi ve ışın tedavisi gibi gereksiz, üstelik de hayati riskleri olan işlemler yapılmasına sebep olduğunu iddia edenlerin eline güçlü bir koz daha vermiş oluyor.
BMJ’ de yayınlanan çalışmada Kanada’ da 40-59 yaşlar arasındaki 89 bin 835 kadın rastgele iki gruba ayrılarak bir grup 5 sene süreyle mamografi yapılarak diğeri ise sadece fizik muayene ile 25 sene süreyle takip ediliyor (1).
5 senelik tarama döneminde 44 bin 925 kişiden oluşan mamografi kolundaki 666, 44 bin 910 kişiden oluşan kontrol kolundaki 524 kadında invazif meme kanseri tespit ediliyor; ilk gruptan 180 ikinci gruptan 171 kadın ölüyor.
25 senelik takip sonunda ise mamografi kolunda 3 bin 250 ve kontrol grubunda 3 bin 133 kadında meme kanseri teşhis edilirken bunların sırasıyla 500 ve 505’ i ölüyor.
Buna göre, “mamografi taramaları kadınlarda meme kanserinden ölümleri azaltmıyor”!
Araştırmadan çıkan ikinci önemli sonuç ise, tarama ile tespit edilen kanserlerin yüzde 22’ sinin “aşırı teşhis” olması.
Bu, meme kanseri teşhis edilen her 5 kadından birine hiçbir faydası olmayacak ameliyat, kemoterapi veya ışın tedavisi yapılmasına ve bu işlemlerin komplikasyonlarına maruz kalması anlamına geliyor.
Duktal karsinoma in situ (DKİS) adıyla bilinen pre-kanseröz lezyonlar da dikkate alındığında “aşırı teşhis oranı her üç kanserden birine yükseliyor”.
DKİS, sadece mamografi ile teşhis edilebilen, süt kanalları ile sınırlı olan ama genellikle mastektomi dâhil cerrahi olarak tedavi ediliyor.
Kanser miyim stresi bile yeter!
Mamografinin meme kanserinden ölümleri azaltmaması ve aşırı teşhisin getirdiği zararlar bir tarafa tüm dünyada milyonlarca kadın ‘kanser stresine’ giriyor, hayatı zehir oluyor.
Mamografideki şüpheli bir lezyon yüzünden gereksiz biyopsiler ve diğer tetkikler de işin cabası.
Mamografilerin sağlık bütçelerine getirdiği yükün de mutlaka dikkate alınması icap ediyor.
Mamografileri layıkıyla değerlendirebilecek ‘uzman’ olmaması, mamografi aletleriyle ilgili teknik sorunlar da çok önemli ama bunların farkında olan ve dile getiren kimse yok.
Bizdeki rakamları tam olarak bilmiyorum ama USA’ da senede 37 milyon kadına mamografi yapılıyor.
Birçok Avrupa ülkesinde de 50-69 yaş arasındaki kadınların yüzde 90’ ı en azından bir mamografiye sahip.
Haddinden fazla mamografi!
BMJ’ ye “Haddinden fazla mamografi” başlıklı bir makale yazan ve mamografiyi prostat kanseri için yapılan PSA taramasıyla kıyaslayan Dr. Kalager “Her iki tarama da aşırı teşhis bakımından birbirine benziyor ve bu kanserlerden ölümler üzerine çok az etkileri var” diyor (2).
Mamografilerin sanıldığı gibi “hayat kurtarıcı” olmadığı sonucuna varan araştırmaların sayısı her geçen gün artıyor.
Zaten 40-70 yaş arası kadınlarda yapılan otopsilerde her 10 kadından 4’ ünde hiçbirinin farkında olmadığı “lezyonlar” bulunmuş olması bunun en kuvvetli delili.
Bu mevzuda daha fazla bilgi için sitemde onlarca yazım var (3).
Bilgilerimizi tazeleyelim
Bu araştırmayı ve sonuçlarını da göz önüne alarak mamografi taramaları ile ilgili bilgilerimizi tazelemekte fayda var:
BİR: Meme kanserinin mamografi ile erken teşhisi aslında yaşama süresini değil teşhisten ölüme kadar olan süreyi uzatıyor.
Bir başka ifade ile; meme kanserinin fizik muayene ile tespitinin mümkün olmadığı bir dönemde mamografi ile teşhis edilmesinin hastaların yaşama süreleri üzerine bir etkisi yok.
İKİ: Mamografilerin hayat kurtarıcı olduğu sonucuna varan çalışmalar “tamoksifen” gibi meme kanserinden ölümleri ciddi şeklide azaltan ilaçların rutin kullanıma girmesinden önce yapıldı.
Bu bize, meme kanseri ölümlerindeki azalmada taramalardan değil tedavideki gelişmelerden kaynaklandığını gösteriyor.
ÜÇ: Birçok meme kanserinin yavaş büyüdüğü, bazılarının olduğu gibi kaldığı hatta kendiliğinden küçüldüğü ve kaybolduğu biliniyor ama bir kere kanser teşhis edildi mi de bunun tehlikeli olup olmadığı bilinmediğinden tümü de tedavi ediliyor.
DÖRT: Mamografilerle gerçekten hayatları kurtulan kadınlar oluyor, bu doğru ama “aşırı teşhis” yüzünden zarar görenler hesaba katılınca işin rengi değişiyor.
BEŞ: Tıp, kanserin erken teşhisini değil, öncelikle ölümcül olan kanserlerin tedavi edilme imkânı olan bir evrede yakalanmasını sağlayacak çalışmalar yapmalıdır.
ALTI: Kadınlar meme kanserine karşı bilinçlendirilmelidir.
YEDİ: Kadınlara, kendi kendine meme muayenesi öğretilmeli ve senede bir de doktor veya tecrübeli hemşire tarafından fiziki olarak muayene edilmelidir.
SEKİZ: Mamografiler özel risk gruplarında faydalı olabilir.
DOKUZ: Asıl önem meme kanserinin erken teşhisine değil meme kanseri riskini artıran faktörlere ve bunların bertaraf edilmesine verilmelidir.
Gelelim neticeye
Mamografi taramaları, tıpkı insanları kalp krizi ve felçlerden korumak için sağlıklı beslenme ve hareket tavsiye etmek yerine ilaca özendirmek gibi ticari tıp uygulamasıdır.
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.