İtalyan Yüksek Mahkemesi, bir yerel mahkemenin beyin tümörü ile yoğun olarak cep telefonu kullanma arasında ilişki olduğunu kabul eden hükmünü onayarak çok önemli bir karara imza atmış oldu (1).
Bu karar, genel olarak cep telefonu ile beyin tümörleri arasında ispat edilmiş bir ilişki olmadığını iddia eden bilim çevrelerinin görüşlerini de hiçe saymış oluyor.
İtalya’ daki dava, bir şirkette müdür olan ve beyninde tümör tespit edilen 60 yaşındaki Innocenzo Marcolini tarafından açılıyor.
Marcolini önce, İtalyan İşçi Tazminat Kurumuna (INAIL) müracaat ederek maddi destek talep ediyor ama bu isteği, hastalığının işiyle alâkasını gösteren bir delil olmadığı gerekçesiyle reddediliyor.
Marcolini, bunun üzerine Brescia’ daki bir mahkemeye başvuruyor.
Dava dilekçesinde ‘beyninde gelişen tümörün 12 sene süreyle günde 5-6 saat cep telefonuyla konuşmuş olmasından kaynaklandığını’ bildiriyor ve ekliyor:
“Beynimde tespit edilen ve nörinom adı verilen tümör kanser değildi ama hayat kalitem ciddi şekilde bozuldu, ameliyat olmam gerekti, yüzümün yarısında felç gelişti ve ağrılarım için morfin kullanmak zorunda kaldım.
Hayatımı altüst eden bu tümör, sağ elimle not tuttuğum için sürekli olarak sol kulağımla kullandığım cep telefonu yüzünden gelişti.”
Brescia’ daki mahkeme cep ve kablosuz telefon kullanımı ile tümörler arasında bir ilişki olduğuna dair karar alıyor.
INAIL bu mahkeme kararına karşı İtalyan Yüksek Mahkemesi’ne itiraz ediyor fakat Yüksek Mahkeme “Yerel mahkemenin kararı yerindedir ve bilimsel deliller iddianın doğru olduğunu göstermektedir. Marcolini’ nin durumu profesyonel olmayan, normal kullanımdan farklıdır” diyerek kararı onaylıyor.
Yüksek Mahkeme, 2005-2009 arasında İsveç’ li kanser uzmanı Lennart Hardell tarafından yapılan çalışmaları delil olarak gösteriyor ve bu araştırmaların bağımsız olduğunu, diğerleri gibi cep telefonu üreten firmalar tarafından desteklenmediğinin altını çiziyor.
Cep telefonu muhtemel karsinojenlerdendir
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de geçen sene ‘Interphone’ çalışmasına dayanarak cep telefonunu muhtemel karsinojenlerden biri olarak kabul etmişti.
Bu çalışmada ‘günde yarım saat veya daha uzun süre cep telefonu kullanmanın glioma adı verilen beyin tümörü riskini yüzde 40 artırdığı, telefon hep aynı tarafta kullanıldığında riskin yüzde 95’ e çıktığı tespit edilmişti.
Dünyanın en güçlü şirketlerinin her gün milyonlarca satılan ürünlerinin kanser yaptığı kanıtlanmış olsa bile bunun hemen ve kolay kolay ifade edilemeyeceğini unutmayın.
Cep telefonu-beyin kanseri ilişkisinin bir takım araştırmalarda kesin olarak gösterilememesi fazla bir şey ifade etmez. Çünkü hem kanser gelişimi için birkaç on yıllık süre gerekiyor ve hem de cep telefonları hayatımıza çok yoğun olarak ancak son senelerde girdi.
10 sene sigara içenlerle hiç içmeyenleri akciğer kanseri bakımından kıyasladığınızda da aralarında hiçbir fark bulamazsınız. Ama 20 seneden fazla sigara içmişlerle hiç içmemiş olanlara baktığınızda akciğer kanseri olanların yüzde 90’ ının tiryaki olduğu ortaya çıkar.
Beyin tümörlerinin gelişimi için de en azından 15-20 yıllık bir süre geçmesi gerekiyor. Oysa ceplerin kullanımı ancak son senelerde çok yaygınlaştı ve yoğunlaştı. Cep telefonlarının uzun vadedeki etkileri gösteren bir araştırma yok ne yazık ki.
Bundan 60-70 sene evvel de sigaranın akciğer kanserine sebep olabileceğine dair çok az bilgi vardı ve ancak milyonlarca insan bu yüzden hayatını kaybettikten sonra sigaranın yasaklanması gündeme geldi.
Aynı durum bence cep telefonları için de geçerli. İş işten geçtikten on binlerce, yüz binlerce insan beyin kanseri olduktan sonra tedbir alacağımıza şimdiden harekete geçmenin tam zamanı olduğu
Çocuklar büyük risk altında
Beyin tümörü bakımdan, özellikle çocuklar büyük risk altında. Cep kullanma yaşının anaokulu seviyesine indiğini, elektromanyetik alan yaratan aletlerin daha da artacağını göz önüne alacak olursak çocuklarımızın beyin tümörü için ne büyük bir risk altında oldukları apaçık ortaya çıkıyor.
Buna bir de, çocukların kafataslarının erişkinlere göre daha ince olmasını (bu daha fazla radyasyona maruz kalmak demek) ve çocuklarda bölünen hücrelerinin daha çok olmasını (bu, bölünen hücreler kanserojen faktörlere daha duyarlı demek) da eklerseniz tehlikenin büyüklüğü daha iyi anlaşılır.
Gelelim neticeye
BİR: Cep telefonlarının riskinin ‘turşu ve kahvenin kanser yapma riski ile eşit olduğunu’ ileri süren endüstrinin bilim adamlarına inanmayın.
İKİ: Cep telefonu ile konuşmaya teşvik eden üreticilere karşı çıkın.
ÜÇ: Cep telefonunu üzerinizde taşımayın, olabildiğince kısa konuşun ve mutlaka kulaklık kullanın. Sinyal azken aramayın; uzun konuşmalarda kulak değiştirin; bağlantı sağlanana kadar telefonu kulağınıza dayamayın.
DÖRT: İtalyan Yüksek Mahkemesini ‘cepten arayarak ama çok kısa konuşarak, mesela sadece Grazie diyerek’’ bu kararından dolayı tebrik edin.
KAYNAK
http://www.reuters.com/article/2012/10/19/us-italy-phones-idUSBRE89I0V320121019