Hürriyet gazetesi, epeyden beri sanki magazin gazetesi gibi çıkıyor. Bilhassa da birinci sayfası magazin niteliğine büründü.
Magazinleşti de, liberal ve Batı propagandasından uzak mı duruyor?
Hayır.
Konumuz; Almanya, Amerika ve Hollanda tarafından, ülkemizin, güney doğusuna yerleştirilen patriotlar.
Patriotlar kullanıma hazır hale geldiği için, Hollanda ve Almanya Savunma bakanları, patriotları yerinde denetlemeye gelmişler.
Bildiğiniz gibi Türk halkının büyük bir çoğunlu, ülkemize yabancı asker ve silah yerleştirilmesine karşıdır.
Bu gerçeği bilen Hürriyet, haberi de verme durumunda, bakın nasıl bir yol tutuyor.
“Üşüyen Hollandalı Savunma Bakanına kim ceketini verdi?”
Tıklayıp bakıyorsunuz, K.Maraş’ta, Alman Savunma Bakanı, üşüyen bayan Plasshaere ceketini veriyor.
Daha sonra bir daha tıklıyorsunuz, Milli Savuma Bakanı İsmet Yılmaz da Bakan Hanıma şemsiyesi ile yardımcı olmuş.
Hürriyet ne yapmış oldu?
Patriotları kendi amaçları için ülkemize yerleştirenleri, insani bir kılıf içinde, Türk halkına takdim etmiş oldu.
Patriotları olması ve bulundurulması gerekli cihazlar imajını vermiş oldu.
Fatih Çekirge Batının adamı olduğu için bunu yapmayı kendine görev edinmiş olabilir.
Haberi tarafsız yalın bir şekilde verse, ne yapalım haberdir, verilmesi gerekir diye düşünürüz. Ve belki de, kinimiz bir kez daha aklımıza gelir.
Haberleri bu şekilde magazinleştirerek, kabul edilebilir sınırlar içine çekerek verme, Batının ve Amerika’nın çok sık yaptığı, gizli ikna sistematiğidir.
Altmış yıldır, bu yol tutulmasaydı, Türkiye Batının sömürgesi olur muydu?
Tayyip Erdoğan bu işe sindirmek, hazmetmek diyor.
Hatırlarsınız, hazmedeceksiniz demişti.
Nasıl?
Magazinleştirerek, gizli ikna metotları kullanarak, algıyı yöneterek, gerçeği muğlaklaştırarak halka kakalayacaksınız.
Aynı sistem bu günlerde, Öcalan ile yapılan görüşmelerde kullanılıyor.
Türk halkının bölücülüğe karşı hınç ve kızgınlığını yumuşatmaya, yani hazmettirmeye yarayan hazmettirici haber ve yorumlar, medyanın en çok kullandığı araçlara dönüştü.
Halkın %65’ini, sanki terörle uzlaşmaya hazırmış gibi yalanlar yazmak, aynı Alman Bakanın Hollandalı Bakana ceket vermesi gibidir.
Tabi bu hazmettirme ve sindirme işi çok önceleri başladı.
Yoksa TSK sanık, PKK tanık olur muydu?
Sindirme işi duyguları yönetme işidir.
Eğer sindirme işinde, beklenmedik bir terslik çıkarsa, devreye “şok”lama sistemini koyarlar.
Şoklanan beyin, daha önce kabul etmediklerini, şoklamadan sonra hazmetmeye başlar.
Geçmiş yılları bir gözünüzün önüne getirin, provokasyonlar, bombalamalar, Kemalistleri katletmeler niye oldu.
Amerikan gladyosunun görevi bu şok’lamaları yapmaktır.
Bakalım önümüzdeki günlerde, hangi şoklamalara maruz kalacağız?