“…Gerçek aşk sonsuzdur, kendi kendisine benzer; eşittir, temizdir, kendisini şiddetle göstermez; saçları beyazlaşır, gönlü hep gençtir.”
_H.Balzac_
Bugün sizi beyaz zambaklar dünyasına yolcu edeceğim.
Sahi, zambak sözcüğü sizde hangi anı, hangi nesneyi, kitabı, olayı, vs, anımsatıyor?
Sorunun yanıtını düşünür düşünmez aklımın eşiğinden sabırlı, hüzünlü aşık, 1836 senesinin yazarlarından Balzac girmişti. Onun vadideki zambak, adlı kitabından aklımda kalmış bir sözü vardı:
” Istıraplar sonsuzdur, oysa sevginin bir sınırı vardır.”
İşte bu sözü hala düşünür dururum.
Neden, sevgiye bir sınır çizmiş yazar? Diye…
İşte bu soruyla birlikte yazarın tam 15 senedir mektuplaştığı, yüzünü dahi görmediği, sabırla beklediği, o evli güzel kontese olan aşkını düşünürüm…
O aşka sınır yoktu.
Tam on beş sene… Kim bekler ki böylesi bir platonik, hummalı aşkı?
Beklediği kadın, eşine olan sadakatinden dolayı yazarla buluşmamış. Devasız hasta olan eşini bir gün bile yalnız bırakmamış. Ancak ölümünden sonra Balzac’ın kollarına koşmuştur.
Vadideki Zambak adlı roman işte bu yıllarda doğmuş ıstıraplı bir aşkın kitabıdır.
“Ümitsizce sevmek de bir mutluluktur,” sözlerinden de anlıyoruz ki, yazarın sevdasına nasıl sadakatle sahiplendiğinin nişanıdır.
Bu nedenle “sadakatin sembolü,” derim, hoş kokulu, beyaz zambak çiçeğine.
Kökeni, M.Ö. 1580’lere dayandığı için Yunan mitolojisinde oldukça değerli olan bu çiçek, ilk kez Girit’in kalıntılarının üzerinde keşfedilmiştir.
Lilyum çiçeği, Eski Mısır’dan günümüze kadar uzanmış çok hoş kokulu, narin bir çiçektir.
Yunanca ‘Leiron’ kelimesinden türetilen lilyumlar, iffeti ve erdemin sembolüdür. Bu nedenle evlilik yıldönümlerinde çok tercih edilen bir çiçektir.
Lilyum, aynı zamanda alçakgönüllülüğü ve bağlılığı simgeledikleri için de 30’uncu yıldönüm kutlamalarının sadakat çiçeğidir.
Evlilik yıldönümlerinin baştacı çiçeklerinden biridir. Özellikle 2’inci ve 30’uncu yıldönümlerinin çiçeğinin yurdumuzdaki adı zambaktır.
Fransız şövalyelerinin kalkanlarına süs olmuş Lilyumlar, Yunan Mitolojisindeki o meşhur hikayesi şöyledir:
“… Efsaneye göre Zeus, bebek Herkül’ün karısı Hera’nın sütünü içmesini istemiştir. Herkül başka bir kadından doğduğu için Hera buna karşı çıktı.
Zeus, Herkül’ü uyurken sütünü içmesi için Hera’ya getirir, ama o hemen uyanır ve onu yanından derhal uzaklaştırır.
Tam o esnada yere dökülen süt damlaları, bir anda beyaz renkli kokulu zambaklara dönüşür. ”
.
Her farklı zambak çeşidinin farklı bir anlamı vardır. Ancak en yaygın anlam saflık ve doğurganlıktır. Zambak çiçeğinin tatlı ve masum güzelliği ona taze yaşam ve yeniden doğuşun birlikteliğini vermiştir. Anlam rengine bağlı olarak değişebilir.
Yurdumuzda Balıkesir florasının gözde çiçeğidir. Balıkesir’in meşhur Zambak Kolonyası” dır. Özellikle her evin bahçesinde yaz aylarında, bu naif, hoş kokulu çiçeği görmek mümkündür.
Zambaklar en çok adanmışlık veya saflık anlamını taşırlar. Ancak anlamı zambak türüne, kültüre ve renge göre değişebilir. Zambak çiçeği, binlerce yıldır Türkiye’de Asaleti simgelediği gibi komşu ülke Yunanistan’ın mitinde Hera ve Zeus efsanesinden dolayı yeniden doğuş ve annelikle ilişkilendirilir.
Çin’de zambaklar 100 yıllık aşka bağlı oldukları için düğünlerde kullanılır. Ayrıca iyi şansa da bağlıdırlar.
Asurlular ve Babilliler, zambakları bereket tanrıçası İştar ile ilişkilendirdiler.
Hristiyanlar, zambakları, özellikle de Madonna zambaklarını Meryem Ana ile ilişkilendirdiler.
Zambak, 30 yıllık bir evlilikten sonra bu çiçeği, her kadın fazlasıyla hak eder.
Bu denli anlam yüklü, hoş kokulu zambakları, nedense kediler hiç sevmezler. Neden mi?
Her kedi besleyen şunu bilmelidir ki, zambaklar kedilerin ölümüne neden olabilir. Çünkü zehirlidir..!
.
Zambak (Lilyum) çiçeği, yılın çeşitli zamanlarında çiçek açabilirler. Beyaz, sarı, pembe tonlarında olan bu çiçek güzel kokusuyla adeta insanları mest ederler.
Zambak soğanları, soğuk ve hareketsiz bir döneme ihtiyaç duydukları için sonbaharda dikilmelidir. Yaz aylarında çiçek açarlar.
Zambaklar genellikle beyaz, sarı, pembe, kırmızı ve turuncu renklerde büyür.
Beyaz zambaklar: En bilinen zambak türüdür, saflığı ve erdemi sembolize eder.
Pembe (hayalci) zambaklar: Yeni bir iş için bayanlara hediye edilebilir refah ve bolluğu sembolize eder.
Kırmızı zambaklar: Bir kişiye aşkınızı anlatmak istiyorsanız kırmızı zambak bunun için uygun, tutkuyu sembolize eder.
Turuncu (kaplan) zambaklar: Her ofiste masada bir turuncu zambak iyi gider; güven, gurur ve zenginliği sembolize eder.
Sarı zambaklar: Minnettarlığı ve zevk alma arzusunu sembolize eder.
Ve asıl önemli olanı, yazımın finaline sakladım. Hani size bir soru sormuştum:
“Zambak, sözcüğü sizde neyi çağrıştırır?”Diye.
Bana Ulusumuzun kurtarıcısı Mustafa Kemal Atatürk’ün, sözel vasiyetini anımsatır:
“Beyaz Zambaklar Ülkesini her insan okumalıdır.”
Daha çok ders verir nitelikteki ibret alınası “Beyaz Zambaklar Ülkesi” adlı bu kurgusal romanı alıp okursunuz. Eminim ki sizler de gelecek nesillere miras bırakacaksınız.
“Beyaz Zambaklar Ülkesi, bataklıklar ve kayalıklar ülkesi olarak adlandırılan 2 milyon nüfuslu Finlandiya’nın tüm halkın aydınından, köylüsüne, subayından, memuruna, din adamlarından, öğretmenlerine kadar herkesin birleşerek ülkeyi kalkındırmalarını anlatıyor. Beyaz Zambaklar Ülkesi kitabının yazarı Grigory Petrov kitabı baş karakter Snelman’ın ağzından anlatmış ve kitap bölümlerden oluşarak anlatılıyor.”
.
Ve son noktayı sabırlı aşık Balzac koysun:
“…Aslında hayatın en güzel anı; her şeyden vazgeçtiğinde, seni hayata bağlayan birinin olduğunu düşündüğün andır.”
Emine Pişiren / Kocaeli