Mustafa Kemal öğretisinin bilimsel haklılığı, herkesi Atatürk’te birleşmeye zorladıkça, yeni tartışmalar gündeme girdi.
Siyasi iktidarı yöneten, Türkiye’nin mecburiyetleri olunca, en sonunda, Atatürkçülüğün de, kendini kabullendireceği bir gerçekti.
Şimdi o süreci yaşıyoruz.
Amerika’nın Türkiye üzerindeki tasallutu halkımız tarafından anlaşıldıkça, Amerikancılıktan kurtuluş ta bir mecburiyet haline dönüşüyor.
Amerikancılığın deşifre olması liberalizmin deşifre olmasıdır.
Siyasi iktidarın, Atatürkçülüğe dönüş sinyalleri verdiği şu günlerde, liberallerden ve egemen çevrelerden bir muhalefettir yükselir oldu.
Liberaller Erdoğan’a sen Atatürkçü olamazsın diyorlar.
Liberaller neden siyasi iktidarın gerçek Atatürkçü bir anlayışa gelmesinden korkuyorlar?
Liberaller hiçbir zaman Atatürk Milliyetçiliğinden hoşlanmadılar. Liberaller Atatürk’ü sadece laiklik için beğenir göründüler. Atatürk’ün diğer hasletlerinden hiç hoşlanmadılar.
Liberaller laikliğin bağımsızlıkla bir bütün olduğu ilkesinden hiç haz etmezler. Bağımsızlık, liberaller ve sermaye için bir engel olarak görünür.
Şimdi siyasi iktidar, Atatürk’ün en önemli hasleti olan bağımsızlığa doğru yönlenince, Amerikancıların, liberallerin hiç istemediği bir yola girilmiş oluyor.
Emperyalizmin Kemalistler ve milliyetçilerle boğuşması zaten buradan kaynaklanıyordu. Kemalistlerle ve milliyetçilerle mücadele liberallerin yolunu açıyor da ondan…
Liberaller için bir ülkenin bağımsız olması demek; çok uluslu şirketlerin ve onların yerli ortaklarına yolların tıkanması demektir.
Bağımsızlık; egemen sermayenin iktidarlar üzerindeki hakimiyetini kıran bir unsurdur.
Çok uluslu şirketlere ne kadar çok bağımlılık olursa, liberaller o kadar çok at oynatma alanı kazanırlar.
Ticaret yapmak başka bir iştir. Ticaret yollarını kullanarak, ülkenin bağımsızlığına el koymak başka bir iştir.
Zaten siyasi iktidarın bocalaması da buradan kaynaklanmaktadır.
Siyasi iktidarın temel ideolojik merkezinin ticaret olması sebebiyle, bağımsız olursam ticaret yapamam sanmasıdır.
Siyasi iktidarın içindeki liberaller de bağımsızlıktan anlattığım sebeplerden dolayı korkmaktadırlar.
Nafile, Türkiye’nin tek çıkış yolu bağımsızlıktan geçiyor.
Bağımsızlık Atatürk’ün mirası olduğu için değil, denenmiş sınanmış doğruluğu tespit edilmiş bir yol olduğundan ötürü mecburiyet haline dönüşüyor.
Liberaller Doğu’ya yaklaşıldıkça “siyasi risklerin” arttığına, Batı’ya yaklaştıkça siyasi risklerin azaldığına inanırlar. Mandacılıktır varacakları en son durak.
Atatürk’e yaklaşmak bağımsızlığa yaklaşmaktır.
Liberaller Atatürk’ü paylaşmaktan bunun için korkarlar. Sanki kendileri Atatürkçüymüş gibi… Atatürkçülüğü laikliğe hapsetmek için…
Liberallerin Atatürk’ü zaten Atatürk değildir.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com