Yörede “Kuzu çevirme” Bir gelenek hâline gelmişti. Hafta sonuna kadar, bütün hazırlıklar yapılır, “Bir sevda geldi başıma” deyip kayabaşında geleneğin yerine getirilmesi için deniz aracı hazırlanırdı.
Eşyalarımızı araca yerleştirir ve motoru çalıştırırdık. Motorumuz güvenliydi. Yenilenmiş hâliyle suyu adeta yarıyordu. Motorun üzerinin kapanır olması güneşe ve yağmura karşı, büyük kolaylık sağlıyordu.
Adanın mesire yeri, doğallığı ile dillere destandı. Yeşile bürünmüş doğanın hâkimiyeti açıkça görülüyordu. Kuzu çevirme algısıyla adaya çıkıyorduk. Sahile yirmi kilometre uzaklıkta olan ada denizin inci kolyesi gibiydi. Kayaların bulunduğu adaya bir de yazlık ev yapılmıştı.
Ziyaretçiler, adayı panayır yeri hâline çevirmişti. Türkülü ve şarkılı guruplar, şenlikli bir toplum oluşturmuştu. Bir taraftan da mangal yakılmıştı. Mangalın yanında bir arkadaş kaldı ve adanın çevresini dolaşmaya başladık.
Adadan sahil güzel görünüyordu. Doğal yeşillik zümrüt gibi parlıyordu. Doğu batı istikametinde yürüdük. Mümkün olduğu kadar yavaş yürüyorduk. Zamanımız da vardı. Deniz harikaydı. Dalgaların uygusu derindi. Rüzgâr ılık ve hafif eserse uyumaya devam ederdi.
Sofra hazırlanmıştı. Bizi çağırdıklarında öğleyin geçmişti. Hava değişmemişti, yalnız karşı tepelerde sis var gibiydi. Kardeşim sis sıcak sisi dedi. Hava çok sıcak olursa böyle bir sis olurmuş.
Yemekte kuzu çevirme harika olmuştu. Yemekten sonra dinlendik. Açık hava yormuştu bizi. Bir süre sohbet ettikten sonra, denize girdik. Su sıcak ve güzeldi. Karadeniz, tuzlu olmayan bir su ve sıcak, insanın vücudu gevşiyor ve rahat ediyor.
Poyraz çıkınca denizden çıktık. Dalgaların uyanmasından çekindik. Kenardaki kirlilikten rahatsız olduk. Sohbet ederek, sahili temizledik. Çöpleri torbalara doldurduk ve motorumuzla kenara taşımak üzere, yerleştirdik.
Dalgalardan kaçarcasına kenara çıktık. Çöpleri toplama yerlerine bıraktık. Bizim peşimizden, adanın diğer ziyaretçileri de çöplerini topladı. Yorulduk ama adayı da temizlemiş olduk. Beraber, arabamıza geldik ki, arabamızı denizde yüzer hâlde gördük.
Arabanın durumu bize ürküttü. Şoför telaş içerisinde koşturuyordu. Yolda dönmek isterken, denize kaymıştı. Denizde dalga çıkınca araba yerden yere vurulmaya başlamıştı. Kurtarmak için ekipler gelse de arabanın ağzı burnu yamulmuştu. Hatta anlayanlar, motor ve yürüyen aksamında problem olabilir diyerek iyi olmayan teselli verdiler.
Böyle bir olay kimsenin aklına gelmezdi. Şehirden çağrılan, herhangi bir vasıtayla köy altına gelebildik.
Doğanın kuralları hiçe sayılırsa, boyların ölçüsü alınır. Kuzu çevirme, kursağımızda bile kalmadı. Nasıl olduğunu anlamadan, kazazede olduk. Dalgalar, kenarda ne varsa yutmuştu. Kıyıların temizliğini yapmadan evlerimizin yolunu tuttuk.
Kısa süren rüzgâr, dağılmamıza neden oldu. Fakat adanın büyük bir kısmını temizledik. Temizledikten sonra gerçekten güzel oldu. Adadan gelirken korktuk ama düzen ve tertibimiz hoşumuza gitti.
Bizden örnek alan diğer guruplar da çevrelerini temizledi.