Kuşburnu marmelatı, damak zevkimizin esaslarındandı. Kuşburnunu masada görmek bile yetiyordu. Hemen her meyveden marmelat veya pekmez yapıyorduk. Doğal olarak banko pekmezimiz duttan yaptığımızdı.
Bu kadar marmelat ve pekmeze rağmen kuşburnu, olmazsa olmazlardandı. Tatlı kültürümüzdeki çeşitlilik, kuşburnuyla tamamlanırdı.
Bu sene kuşburnu için, pazar gününü seçtik. Pazar günü için, ücretini ödemem kaydıyla bir arkadaş da bize yardımcı olacaktı. Yoksa kardeşimin koşturmasına ayak uyduramazdım. Pazar günü sabahtan, yanımıza sepetler alarak, dere vadisine indik. Arkadaşta bizden daha zayıf tam dikenler arasına girip toplayacak tipteydi.
“Kardeşime uymayalım, bizi dağa çıkarır, tekrar aşağı indirir. Rahat ve sakin toplayalım.” Dedim. Dere kaşlarındaki, kayalıklardaki ve düzlüklerde nerede bulursak topluyoruz. Sanki biri kovalıyor, koşturarak topluyoruz. Bir kayalığa geldik ki, oradan bayağı sepetlerimiz dolmaya başladı.
Dereye aşağı sesler geldi. Dinlenirken onları da izledik. Ağ ile balık tutuyorlardı. Ağı derenin akarına seriyorlar, balıkları değneklerle kovuyorlar ve ağa girdiğinde en az üç kişi ağı kaldırıyor. Balığın kaçması mümkün değil ama ağı tutmak için, insan gerekirdi. Derede doğru balık yoktu. Yakında olan sel, balıkların yuvalarını yıkayıp gidiyordu. Balıklar yuva yapıp da çoğalma fırsatını bulamıyorlardı. Yine de çok güzel bir karış büyüklükte sazan tutmuşlardı. Gürültü ve patırdı ile dereye aşağı gittiler.
Kardeşim av biçimini beğenmedi. İçimden iyi ki beğenmedi, yarın ağ almak için bizi seferber ederdi. Yukarıya sepetlerin yanına çıktık. Kardeşim evden hazırladığı, ekmek ve peyniri poşetinden çıkarttı. Dinlenirken taze ekmek ile peynir çok lezzetli geldi.
Ekmeğimizi yedikten sonra, dinlenmişte olduk. Biraz daha gezdik ve dallarda kalan kuşburnu ve yere düşmüşleri de topladık. Sepetleri sırtlandık ve eve döndük. Beraber yemek yedik ve arkadaşın parasını verdim ve gönderdim. Kardeşim de diyor ki, arkadaş çok iyi topladı, sağ olsun. Onu ücretli tuttuğumu söylemedim.
Toplanan kuşburnuyla iki gün uğraştılar ve onu marmelat hâline getirdiler. Böylece altı kavanoz kuşburnu marmelat elde etmiş olduk. Yorulduk fakat işimizin olmaması, dolayısıyla günümüzü değerlendirmiş olduk.
Kardeşime göre marmelat zincirimiz tamamlanmasına az kalmıştı. Ağustos eriği de marmelat olacaktı. Bundan sonra sıra ondaydı.
Ne yaparsan iyi oluyordu fakat zorluklar da yaşanıyordu. Kuşburnu toplarken, elim, kollarım ve ayaklarım çizildi, Gömleğim yıprandı. Lastiklerim yıprandı ve ayağımdan çıktı.
Kuşburnunu kendimiz yapmış olduk. Hiçbir katkı maddesi eklemedik. Böylece lezzetli bir tatlı elde ettik.
Buradan köylünün ürettiği fakat katkısız ise her şey bence değerli. Bu tür ürünlerin mutlaka alınması gerekir. Katkısız ürünler, sağlık yönüyle çok değerlidir. Böylece vücudun doğal ihtiyaç maddeleri de sağlamaktadır.