Bildik bu süreçleri daha öncesinden de, gördük geçirdik. Gördük geçirdik derken bakmayın öyle yaşa, yıla falan. Çok değil daha bunun bir kaç ay öncesi ya da 3-5 ay öncesinde diyelim; bu yasaklardan zaten geçmiştik. Olabildiğince almıştık önlemlerimizi kendimizce, kendi içimizde… Mağduriyetlerimizi bile bir kenara koyup, sadece sağlığımızı dilemiştik bu yıl hayattan. Geriye kalan birtek sağlığımızla cebelleşir olmuştuk son dönemlerde…
Kimilerine güvenle geçti, kimilerine de zehir zemberek… Dört duvarın içine sığmayacak zamanları, zamansızlaştırmaktan başka hiçbir güce sahip olamazken, olabildiğince kaldığımız yerden devam etmeye çalıştık. Virüsün hala etkisi altındayken hem de… Bilinçsiz kaldık birçoğumuz.. Kimlerin vebaline girildi, kimlere bulaştırıldı onu bile bilmiyoruz. Kimlere sebep olundu, ya da kimilerini sessiz sedasız uğurlamak zorunda kaldık toplumca…
Geç kalınmış hayatların, hayatlarına dokunmak istemediler bile. Madalyonun diğer yüzünü görmeyi hiç denemediler…
Yine yasaklar, yine işsizlikler, yine devletten gelecek diye ümid edilen, üç beş kuruş erzak yardımlarının bekleyiş çabaları…
PTT önlerindeki o acımasız dakikaların hain kuyrukları…
Bekleniyor da!
Beklenmeli de zaten!
Karın tokluğuna çalışılıp, bu kez karın tokluğundan uzaklaşılamazdı..
İhtiyaçlar da vardı, evlerimizde kaynaması gereken aş’lar da…
Lükse değildi bu kez çabalar, gerçek ihtiyaçlara doymayı bile özler oldu birçoğumuz…
Sağlıcakla yaşamaya nasıl hasret kalındıysa; güvenle sarılmaya da bir o kadar hasret bıraktılar bizleri..
Ne büyüklerimiz kaldı elleri öpülesi, ne de huzurla içimize çektiğimiz temiz havası…
Önümüzde de yine koca büyük mağduriyetler…
Yaşanılan, bu ızdırap dolu süreci ciddiye almaksızın, devam edilen yaşantılardan çok acılar kalır oldu geriye.
Canları yanmadığından mıdır yoksa açlık nedir bilmediklerinden mi?
Sahi!
Anlayış, görgü hangisine bedeldi ?
Ömrün boyunca döktüğün alınterinin, başkalarının umursuzlukları yüzünden bir çırpıda linç edilmesi mi?
Yoksa!
Bir evde sabırla kendini izole etmeye ayırmışken; başkalarına sebep olmamak diye düşünüp durmak mı?
Empati değil; kendi yürek iç sesi olamaz mı bir insanın?
Yasakların yeniden gündeme geleceği gidişattan da az çok belliydi açıkçası..
Şaşırdık mı?
Sanmıyorum!
Olabildiğince serbestleşen toplum ne yazık ki buna bir kez daha sebep kıldı. Covid-19 a karşı alınan en büyük tedbir ise sokağa çıkma yasaklarına da engel olamadı.
Çünkü ezip geçildi kurallar, görmezden gelindi birçok kuru kalabalık. Durduramadık kendimizi sokaklarda, eğlence mekanlarında..
Ciddiye almadık, alınmadı da…
Hafife alıp alay söz konusu bile oldu. Ne giden canların kıymeti bilindi, ne de gerçek anlamda sıkı tedbirle kurallara uyuldu…
Şimdi mi?
Hepimiz mağdur!
Hepimiz sil baştana aldık bu hayatı! Aldırdık!
Hadi bakalım şimdi kim kime dum duma!..