Diller dört birim üzerinde kurulur; bunlar harf, hece, sözcük ve cümledir. Bazı alfabeler harf esaslıdır; günümüzde yaygın biçimde kullanılan Latin Alfabesi bu türdendir. Bu alfabe türüne kodlama sistemi de denir. Bazı alfabeler heceleri esas alır, bu alfabe türü Sanskritçe için ve Hindular tarafından kullanılır. Bazı alfabeler ise kelimeye karşılık gelen sembolleri esas alırlar; Sümer, Eski Mısır ve günümüzde Çinliler bu türden bir yazı sistemine sahipler. Doğrusu Türkçeye uyarlanmış alfabede tamı tamına her sese karşılık gelen bir harf ile kolayca kelimeleri okuyabilirsiniz. Aynı yöntem İngilizce, Fransızca ya da Almanca için geçerli değildir; bu dillerde bazen iki, üç ve hatta dört harf bir sese karşılık gelir, söz gelimi İngilizcede ch (ç), sh (ş) ya da Almancada Nietzsche yazılırken, Türkçede kolayca dört sesle (Niçe) yazılabilir.
Kürtçeye uyarlanmış alfabede benzer sorunları yaşıyoruz; üç farklı ses için ‘’k’’ harfini kullanmak zorunda kalıyoruz, birincisi ker (eşek), ikincisi ker (sağır), üçüncüsü ker (parça). Galiba Kürtçe için en uygun alfabe hece sistemi olmalıydı. Birinci k, yalın k’dir. İkinci k, boğazdan çıkarılır, üçüncü k ise yuvarlayarak ağızdan çıkarılır. Arap harflerinde dahi üç sese karşılık bir harf vardır. Örneklerimiz çoktur; çar (dört) ve çend (kaç) yalın ç ile başlar ancak aynı harf ile başlayan çêl (inek), çav (göz), çîrok (masal) ya da çerm (deri) yalın ç ile ifade edilmeleri mümkün değildir. Birincisinde dudaklar açılır, ikincisinde dişler birbirine yapışık, aradan ç sesi çıkarılır. Poz (burun), pîvan (ölçü), payîz (sonbahar) ile paqiz (temiz), per (yaprak), pir (çok), pirç (kıl) sözcüklerinin başında kullanılan p harfleri iki farklı sestir; ikinci gurupta yalın p iken, birincisinde b ile p arasında ince p harfli bir ses görüyoruz. Tîr (ok), Trî (üzüm) ile Têr (tok), Tûle (köpek kavrusu) örneğinde de aynı sorunu görüyoruz, iki farklı ses aynı harf ile ifade ediliyor; ikincisinde normal t harfidir, oysa birincisinde ince t sesi gereklidir. Ayrıca Tav (güneş) ve Tarî (karanlık) için kalın t yerine normal t harfini yazıyoruz. Kürtçede kalın h, kalın a, kalın s ve ince x yani bir nevi ğ için bir şey düşünülmemiş. Mamafih erbane, erd için ayn; hewl, hezkirin için kalın h; sir, sal için kalın s ve xedar için yumuşak x sesine karşı bir harf yoktur. Son gurup sözcükler sınırlı olup yabancı kökenli olduklarından ya da türevleri yalın harflerle ifade edilebilecekleri için burada sorun yoktur. Yalnız, Kürtçe kelimeleri doğru telaffuz etmek için cümle içerisinde kelimeyi dikkatlice okumak, anlam bütünlüğünü yakalamak ve Kürt kültürüne vakıf olmak gerekebilir. Aksine Kürtçeyi sonradan öğrenen bir yabancı gibi, hatta Türkçe okur gibi okumak zorunda kalırsınız. Bu durumda, okuduklarınızdan hiçbir şeyi anlamazsınız ve sizi dinleyenler de okuduklarınıza bir anlam veremezler.
Kürtçede olup Türkçede olmayan harfler, Türkçede olup Kürtçede olmayan harfler ve Türkçe ile Kürtçede olup farklı seslendirilen harfler vardır. Türkçede olmayanlar: bunların başında sürekli kullanılan kalın ğ, yani x harfi gelir; xem (gam), xurt (güçlü), xwarin (yemek), xort (delikanlı). İkincisi bükülmüş bir e harfi, e ile i karşımı ê sesi; hêstir (katır), hêk (yumurta), rêwî (yolcu). Kalın v, yani w harfi; westan (yorulmak), wuha (böyle), we (siz), wê/wî (o). Kalın k, Q,q ile ifade edilen qirik (karga), qer (borç). Û: Türkçedeki U, Î: Türkçedeki İ, İ: Türkçedeki I, Û: Türkçedeki U ve U: Ü’ye yakın olmakla birlikte ı ile u arası bir sestir, gund (köy), guh (kulak). Son olarak xw bir sesi karşılar; xwe (kendi), xwîn (kan). Zaten bu ayrıntıları çözen bir insan rahatlıkla Kürtçe okuyabilir ve yazabilir. Şimdiye kadar söz ettiğimiz sorunlar dışında Kürtçe okuyup yazmak Latin Alfabesiyle son derece uyumludur. Yanı sıra bu sorunlar İngilizce ve Almancaya nazaran daha azdır; örneğin station sözcüğü Almancada (ştedsiyon) ayrı, Fransızcada (stesiyon) ayrı, İngilizcede (siteyşin) apayrı telaffuz edilir. Her dilin kendisine göre kolaylık ve zorlukları vardır, bu zorluklara katlanmadan o dili elde etmeniz düşünülemez.