Ülkenin karışık gündemi içinde farklı bir çabaya, Kurşun Kalem Vakfı gönüllülerine denk gelmek keyifli oldu.
Azimli insanların bir başka hikayesi.
Okuma – yazmanın ilk adımı olan “Kurşun Kalem” adıyla yola çıkan 30 eğitim gönüllüsü kurmuş vakfı.
Öğretmen okulunda eğitim gören ekonomik durumu yetersiz öğrencilere öncelikli olarak da kız öğrencilere burs vermek amaçları.
Gönüllülerin bir araya gelmesi ise tümüyle tesadüf.
2009 yılında, İzmirli dokuz arkadaş bir akşam yemeğinde konuşurken bu fikir ortaya çıkıyor.
Türkiye’nin sıkıntılarını aşmanın, gerçek eşitliği sağlamanın yolunu eğitim kalitesinin artırılmasında gören arkadaşlar, söylemden eyleme geçme kararı alıyorlar.
SENETTEKİ SÖZ
Vakfın kuruluş senedinin üzerinde, Atatürk ilkelerine bağlı Cumhuriyet öğretmenleri yetiştirmek yazıyor. Bilgileri Başkan Yardımcısı Çınar Aybar ve Genel Sekreter Figen Ünlüeroğlugil’den alıyorum. Üyelik sistemi, kurucu mütevelli, genel kurul üyeliği ve bağışçı olarak üçe ayrılıyor. Bir de gönüllüler var.
Her mütevelli üyenin üç genel kurul üyesi kazandırmak gibi bir görevi olduğu için vakıf hızlı büyüyor. Etkinlikler, organizasyonlar, kermeslerle elde ettikleri gelirleri genç öğretmen adaylarına bursa dönüştürüyorlar.
Kimseye, hiçbir siyasi fikre ya da etkin kökene yakın değiller. Tek amaç yeni nesilleri eğitecek gençlerin bağımsız, fikri ve vicdanı hür bir toplum yaratmalarına katkı koymak.
Üniversite öğrencilerine aylık 350 TL burs sağlanıyor.
AYDA BİR BULUŞMA
Vakfın ‘Kardeşim Projesi’ de oldukça hoş. Üyeler ya da gönüllüler gençlerle eşleştiriliyor. Proje, pazartesi günleri gençlerin aranarak hatırlarının sorulması ve ayda ilk kez onlarla sosyal bir organizasyonda buluşulmasını kapsıyor.
Çoğu doğu illerinden gelen gençlerin burada meslek sahibi, aydın, tecrübeli rol modellerini tanımaları hedefleniyor.
Çalışmanın yalnızca bu ayağında yer alabilir, genç bir öğretmen kardeşinize yol gösterici olabilirsiniz. Ayrıca özel burslar adı altında farklı branştan öğrencilere de burs sağlanıyor. Türkiye’de eğitim sistemine dair onlarca yanlış var. Haklıyız ve eleştiriyoruz.
TEOG, üniversite sınavları gibi hayatı şekillendiren sistemlerin bir günde değiştirilerek yamalı bohçaya dönüştürülmesi elbette sorgulamayı hak ediyor. Ancak yaşamlarımızda bir başka sorgulama daha yapmak gerekiyor.
Söz uçuyor, eleştiriler havada kalıyor yalnızca elinizi taşın altına koyarak yaptığınız çabaların anlamı oluyor.
Diyorum ki, bu ülkenin geleceği adına başka bir şey yapamasak da hiç değilse elimizde bir ‘Kurşun Kalem’imiz olsun.