Kurban bayramı Hz.İbrahim Peygamberden başlayarak günümüze taşınan kutsal bir ibadettir. Her sene Zilhiccenin onunda başlayan ve dört gün boyunca devam eden Kurban Bayramı birinci ve ikinci günü “kesme” günü olarak bilinir.
Bu ayda hacı adaylarımız farz olan hac görevlerini yerine getirirken aynı zamanda kurban da keserek her iki ibadeti yerine getirmenin huzurunu yaşarlar.
Kurban edilecek kınalı kınalı kuzular, koçlar, koyunlar ve büyükbaş hayvanlar kurban sahiplerini bulur. Onlarda bilir kurban olacaklarını. Sessiz, direnişsiz teslim olurlar ilahi hakkaniyete. Kurbanlar kesilmeden önce evin erkekleri bayram namazını eda ederler. Bayramlaşmalar olur, kurbanlar kesilir. Dağıtılacak etler poşete, kavrulacak etler tencereye konulur. Kurbandan kurbana evine et girenler olduğu için dağıtılacak etlerin listesi erkenden özenle hazırlanır. Maksat herkesin evine bir lokma da olsa et girmesidir.
Nişanlı kızların evinin önünde kurdeleyle özenle süslenmiş kuzu ya da koç görürdük eskiden. Şimdilerde kınalı süslü püslü kuzular, koçlar yerine süslü püslü esvaplar ya da çeşit çeşit takılar görmekteyiz bedenlerde, gerdanlarda… Zaman, gelenek, görenekler değişse de zamanın değiştiremediği tek şey dini ibadetlerin vacip ettiği şekilde yerine getirilmesidir.
Ahir ömrümüzü tüketirken kurban yada kurbanı andıran cümleler kurarız zaman zaman… “Kurban olun siz benim paşama” “Kurbanın Olam” “Kınalı kuzum benim” “Koçum benim” “Kurban olduğum” “Yolunda kurbanın olayım” “Kurban ederim seni” gibi…
Siz en iyisi kurban olmayın kimseye, kurbanlıklar kurbanınız olsun. Zilhicce ayını ibadetsiz geçirmeyip sevabından mahrum kalmayın.
Tüm İslâm aleminin mübarek Kurban Bayramı hayırlara vesile olur inşallah. Yeni Cumhurbaşkanı ve yeni başbakanıyla…
Hayırlı bayramlar sevgili dostlar. Keseceğiniz kurbanları, ibadetlerinizi Allah kabul etsin. Ekmeğiniz aşınız, tencerenizde kaynayan etiniz bol olsun.
Kalın Sağlıcakla…
Ayşe YILMAZ
ay@yerelyonetim.net