Kurban ve Sırat köprüsü…
Eskiler “koç kurban et ki sırattan seni geçirsin” derlerdi.
Kabilin kurbanı kabul olmadı. Allah’ı ululamak için kes kurbanını. Habilin kurbanı kabul oldu…
Kurbanın eti değil Allaha ulaşacak olan…
Bazıları diyor ki sırat köprüsü yok. Ben diyorum ki Kalû bela da bela dedik önümüze sırat köprüsü konuldu.
Bir düşüyoruz cehenneme bir çıkıyoruz cennete…” Kılıçtan keskin… İplikten ince denilen bu köprüye
“varıp evler kurasım gelir…” der Yunusumuz. Kimisi evler kurar kimisi hep düşer bu köprüden…
Evet imkanı olan imkânı ölçüsünde kurbanını kessin. Kimi koç kessin kimi koyun…
Ululansın Allah bükülsün boyun…
Evet kurban bayramı da geliyor. Ramazan bayramında oruçla sınandık… Şimdi de kurbanla sınanıyoruz.
İmtihan dünyasındayız. Allahı ulula…
Ululamaktı yaradılış görevimiz… Orucumuzla ululadık… Kurbanımızla da ululayalım Allahı.
Kulunum diyelim. Emrindeyim diyelim…