Koronovirüs salgını tüm ezberlerimizi bozdu. Normal hayata dönüş biraz zaman alacak gibi.
Virüs hayatımızdan çıkana kadar kontrolü yaşama devam etmek zorundayız.
Bu hem kendi sağlığımız için hem de sevdiklerimizin sağlığı için çok önemli. Kurallara uymak, sosyal mesafeyi korumak ve uyarıları dikkate almak zorundayız.
Uzun bir aradan sonra sokağa çıkıp dolaştık, gördüğümüz manzara hiç de iç açıcı değil! Bir çok insanımız bana bir şey olmaz havasında! Maskesiz dolaşanlar, sorumsuz gençler, kuralları çiğneyen duyarsız vatandaşlar, sanki hastalık tamamen hayatımızdan çıkmış gibi davranan insanlar canınızı sıkıyor. Yetkililerin uyarıları göz ardı edilmiş, sorumsuzluk ve duyarsızlık had safhada… Oysa kontrollü yaşam hepimizin sağlığı için önemli!
Maske konusundaki kanaatim şu: uyarılar devam etmeli, ama ısrarla uymayanlara cezai müeyyide uygulanmalı! Kurumlar ve dükkan sahipleri maskesiz giriş yapanları kurumlarına kabul etmemeli.Maske kullanımı hayatımıza tam anlamıyla yerleşmeli.
Bir müddet buna mecburuz!
İkincisi sosyal mesafe konusunda herkes titiz davranmalı. Hem kendi uymalı hem de karşısındakileri uyarmalıdır. Tartışma ve çekişme olmaması için görevli birimlerin uyarılarına devam etmesi gerekiyor. Bazıları bundan da rahatsız oluyor: Bana akıl mı veriyorsun havasındalar ama bunu yetkili birimler yaparsa çok daha iyi olur. Hemen ceza yazılsın demiyoruz uyarılsın uyarılara karşı çıkıyorsa o zata da ceza yazılsın, çünkü hak etmiş oluyor.
Bu dönemde ekonominin canlanması gerekiyor.
Esnaflarımız ciddi şekilde sıkıntıya düştüler.
Piyasaların canlanması kuralların uygulanmasına bağlı. Normal hayata dönüş için hepimize görevler düşüyor, uyarılara kulak vermek ve kontrollü hayata alışmak!.. Bu kurallar uyulması imkansız kurallar da değil.
Sadece biraz dikkat, anlayış ve sabır istiyor o kadar. Ancak Yozgat caddelerinde gördüğümüz manzara bu kuralların önemsenmediğidir! Bir de umursamaz tipler var bunlar daha tehlikeli.
Ceza yağdırmak ve vatandaşı sık boğaz etmek de doğru değil.
Yozgat yoksul ve gariban insanların diyarı! Geçimini zar zor devam ettiren insanlar çoğunlukta…
Hep ceza uygulamak ve tutanak tutmak da zulüm olur. Vatandaş uyarılsın, dinlensin, talebi haklı ise yardımcı olunsun.
Talebi haksız ve keyfi ise bir defa olmak üzere ikaz edilsin.
Ama ısrar ediyor ve görevlilere kafa tutup ukalalık ediyorsa ona da ceza yazılsın, çünkü hak ediyor!
Ancak bazı konularda vatandaş da haklı olabilir.
Örneğin ilaç almak için çıkmış, çocuğu hasta sağlık kuruluşuna götürüyor, annesi babası hasta olmuş onu ziyarete gidiyor, ya da zaruri bir işi çıkmış bunlar da göz önünde bulundurulmalı. Onun için diyoruz ki, cezalar vatandaşa zulme dünüştürülmemeli? Cezalar hak edene verilirken mağdur vatandaşlar da korunmalıdır!
Kontrollü hayat uygulanırken sabırlı ve anlayışlı olmak hepimizin temel arzusu olmalı. Hani ne derler kırmadan, dökmeden ve dağıtmadan bu dönemi de atlatmak zorundayız. El ve gönül birliği ile… Biraz sabır, biraz anlayış biraz da duyarlılık hepimizin işine yarayacak… Ucunda sağlığımız var, sevdiklerimiz var, insanlarımız var. Adam sendeciler, boş ver bana bir şey olmaz diyenler ve kural tanımaz olanlar varsa onlar için de kanun ve yasalar devreye girecek elbette…
Yozgat caddelerindeki görünüm beni rahatsız etti işin doğrusu. Özellikle gençlerin pervasız tutumu, maskesiz dolaşanların sorumsuzluğu, sosyal mesafeyi önemsemeyenlerin tavrı rahatsız etti…Sağlık çalışanlarının gayret ve çabaları, yetkililerin uyarıları ve Sağlık Bakanımızın duyarlılığı ne hikmetse birileri için hiç bir anlam ifade etmemiş!..
Salgına yakalanmış ve sağlığına kavuşmuş olan bir vatandaşımızın uyarılarını okumuştum. Gerçekten tüyler ürperticiydi,hastalığın dehşetini ve ölenlerin dramını anlatıyordu! Onu okuyunca sokaktaki insanların sorumsuz ve duyarsızlığına sitem ettim.
Ne yazık ki, bunları hiçe sayıp gelsin bana bir şey olmaz diyen zavallıların bundan haberi yok! Allah cümlemizi esirgesin ama ne olur hepimiz bu kontrollü hayatta kurallara uyalım ve birbirimize anlayışlı davranalım.
Bizler, özellikle de gençler biraz hırçın ve duyarsız yaşamaya alışmışız! Ama hayat hiçte öyle değil: Hayat, sabır, anlayış, hoşgörü ve merhamet istiyor! Karşılıklı saygı gerektiriyor. Sevmek, saymak, anlayış göstermek insan olmanın gereğidir. Bir de vurdumduymaz, kural tanımazlar tipler var ya; onlara da sözümüz var: Yaşam hiç de sizin dediğiniz gibi gereksiz ve lüzumsuz değil: Rabbim hiç bir şeyi gereksiz yaratmamıştır. Kamu hakkı var, kul hakkı var, hesap var, kitap var, hiç bir şey başı boş değildir! Kul haklarına saygı gösterip bir birimize hoşgörü ve saygı ile yaşam hakkı tanımalıyız! Sözün özü saygıda sevgide ve sorumlulukta birleşmeliyiz…Kalın sağlıcakla.