Bir olumlu sözcükle, bir olumsuz ifade, yan yana gelince, kişinin zihninde olumlu şeyler olacakmış gibi bir his doğuyor.
Öyle değil.
Kültürel NATO oldukça olumsuz işler için kullanılmış.
Solun ve SSSB’nin güçlü olduğu dönemlerde, Amerika tarafından ortaya atılmış bir kavram, Kültürel NATO.
Sosyalizm ile kültürel savaşın, kapitalizmin iyiliklerinin propagandasıyla kazanılamayacağını gören ABD, bir yol aramaya başlamış.
Amerika ve Amerika’ya yakın kimselerin, sol ve sosyalizm üzerine yaptığı kötüleme, yerme ve aşağılamanın ikna edici olmadığını görmüşler.
Hatta sola yakınlık gören kişilerde, zengin elitlerden gelen eleştirilerin, kişileri daha da sosyalizm tarafına ittiğini tespit etmişler.
Çare olarak, sosyalistler ve sol guruplar içinden, kişi devşirmekte karar kılmışlar.
Devşirilen bu kişilerin, sosyalizmi ve solu daha iyi eleştirebileceğini düşünmüşler.
Soldan devşirilen bu kişiler, geldikleri yeri daha iyi tanıdıklarından, solu kötülemede başarılı olunca, bu kanalı daha fazla işletmeye başlamışlar.
II. Dünya Savaşında, Avrupa’daki gazetelerin köşe yazarlarının, dört yüz ’ünün bunlardan oluştuğu ve CIA’ya çalıştığı düşünülürse, oldukça başarılı oldukları söylenebilir.
Bu türlü yürütülen kültür savaşına da, Kültürel NATO ismini vermişler.
Bilindiği gibi, dönekler, döndükleri yere karşı, tarafsız kişilerden daha acımasız eleştiri getirirler. Geldikleri yer, döneği döneklik ile mahkûm etmiştir. Dönek de, geldiği yere daha fazla saldırır.
Durum bu olunca, Kültürel NATO’nun eleman devşirmesi de kolay olur.
Günümüzde, Kültürel NATO psikolojik savaşın bir unsuru olarak düşünülüyor.
Karşı taraftan eleman devşirerek yürütülen propagandanın, hem paha biçilmez değeri, hem de yeni devşirmelerin yolunu açması bakımından faydası vardır.
Kültürel NATO çalışmaları; esas itibariyle, kişinin ideolojik yapısını çürütme, inandığı düşünce sisteminden uzaklaştırma çalışmasıdır.
Böyle bir çalışma kitlelere mal edildiğinde, kitleleri dönüştürmek, tamamen dönüşmese bile, kendi inançlarına karşı muğlaklaşmayı başarabilir.
Kültürel NATO, SSCB’yi “kötülükler imparatorluğu” olarak tüm dünyaya benimsetebildi.
Kültürel NATO’nun en büyük zaferi; Avrupa içinde gelişen sol ve sosyalist hareketleri yumuşattı, sol ve sosyalistleri sosyal demokrat düşünceye taşıdı.
Bir bakıma “kitlesel devşirme” gerçekleştirilmiş oldu.
Günümüzde, sosyal demokratların, neden ABD ve Batıya yakın durduklarını, kitlesel tarihi devşirmenin bir sonucu olarak da değerlendirebiliriz.
Ülkemizde, 1950’den sonra, Amerikan milliyetçiliğinin ve Amerikan İslam’ının imal edilmesinde, Kültürel NATO’nun, kültürel dönüşüm adına, yürüttüğü psikolojik savaş ve ekonomik tetikçiliğin önemi de daha iyi anlaşılır.