Kullan bu hayatı at. Bir ata sesleniyormuş gibi de oldu. Toplumsal sorunlara eğilmeye devam etmeyecektim. Toplumsal sorunlara eğilebilmek için öncelikle sorunları, dolayısıyla toplumun karakteristiği haline gelen şeyleri belirlemek gerekir. Fakat eğilmeyecektim. Bu gün bir Van kedisi gördüm, eğilmeye karar verdim.
Eğilmekten vazgeçmek üzereyken “Bilişim Şehidleri ölümsüzdür” adlı bir yazı yazacaktım. Çünkü önceki yazımda yazmış olduğum bir ifadeye, “bilişim şehidi” ifadesine, çok güldüm. BİKKO örgütünü kuracaktım. Bilişimci işçi köykü komünist Ordusu gibi bir şey olacaktı konunun içerisinde.
Yazmak; her ne yazarsak yazalım, “beraber kullanalım” da demektir. Kullanalım. Zihine, akıla, zekaya, ruha sunulan ve aslında kullanılan şeyler yazı ürünleri. İyi ki kullanılıp atılan şeyler değil. Fakat bazen de örneğin bir şiiri veya bir romanı veya bir öyküyü kullanıp atıyor muyuz aslında? Farkında olmadan bize katılıyor mu bir cümle yoksa bir kısmını mı kullanıyor yapımız.
Konuya tersten dolaştık. Buradan girmeyelim.
Didim‘de hafiften hafiften sonbahar havaları ortaya çıkmaya başladı. Bulutlu günlere, rüzgara, yağmura psikolojimizi ve bedenimizi hazır etmeden yakalanmış gibi olduk. Tatilcilerin tatilleri sona erdi. Tek tük gelenler var hala fakat pek bir tad aldıkları söylenemez. Burada yerleşik olanlardan ise yine tek tük tatil havasından çıkmakta zorlananlar var. Benim için ise fark etmiyor; sonbahara yabancı değilim hiç. Kar da yağsa olur.
Tatil zamanlarının geçmesiyle yavaş yavaş hayalet bir şehire dönmeye de başlıyor burası. Özellikle geceleri kedi ve köpeklerin sayısının artışı hayalet görünümünü kuvvetlendiriyor Didim’in. Kedileri ve köpekleri seviyorum. Rüzgar da yakışıyor onlara. Rüzgar, kediler, köpekler; beraber çok güzeller.
Onlara şöyle bir baktığımda pervasız oluşları özendiriyor beni onlara. Fakat aslında pervasızlar mı?
Akşama doğru şöyle bir yürüyeyim diye avcılar çukuru denen bölgeye yakın bir yere doğru ilerledim. Bir çöp konteynırının yanından geçerken havada dönüp duran bir şeyin peşinden hoplayıp zıplayan kediyi gördüğümde onun canlı bir şey peşinde koştuğunu sandım. Market fişiymiş. Canı sıkılmış kedinin, oyun oynuyormuş. Yolun karşısında iki tane köpek…tasmaları var fakat ipleri yok. İkisi de cins köpek. Bakımlı fakat yine de biraz çara çamura batmışlar gibi.
Bu tür tasmalı köpeklerin sayıları şu zamanlarda burada artıyor. Sahipleri tarafından azat edilen bu tür köpeklerin ilk günlerdeki ruh halleri özellikleri gözlerinden okunuyor. Dışarıya çoktaaan alışmış diğer eski köpeklerden farkları oluyorlar. İnsana daha yakın davranıyorlar. Fakat sanki biraz daha umutla bakarmış gibi bakıyorlar insana. Köpek var yemek için bakar köpek var umutla bakar. Bir insanın sahipliğinden çıkış olmaya henüz alışmamış oluyorlar.
Zaman geçtikçe alışıyorlar tabii. Bazen ilginç köpek çetelerine denk gelirsiniz. Örneğin 7 köpekli bir çete. Görmüştüm geçen yıl. Çetede her türde köpek vardı. En ufarağını lider yapmışlar, tin tin geziniyorlardı.
Dönüş yolunda yine aynı konteynırın yanından geçerken bu sefer konteynırın üzerine çıkmış beyaz bir kedi gördüm. Arkası bana dönüktü. Geldiğimi farkedince yüzünü döndü bana. Bir baktım ki ne göreyim! Biraz pasaklı… fakat bir Van kedisi. Elimi uzattım seveyim diye. Kaçtı. Kaçmadan önce gözlerine baktım.Daha önce gerçek bir Van kedisi görmediğimi anımsadım. İlk defa bir Van kedisi gördüm. Orijinal bir hayvan.
Sanırım bu hayvanların hepsini kullanıp atıyorlar.
Kullan at bir tıraş bıçağını anlayabiliyor tabii insan. Veya kullanılabilir ve sonra atılabilir cansız diğer nesneler.. İnsan bir yere kadar anlayabiliyor bu tür cansız nesnelerin kullanılıp atılmasını. Geridönüşümü yapılıyorsa problem yok. Bir kedinin hüznünün geridönüşümü var mıdır? Çok da drama döndürmemekte fayda var. Her hayvan zaten vahşidir. Özlerine dönmüş oluyorlar.
İnsanlar da birbirlerini kullanıyorlar elbette. Paylaşmakla kullan-at-ılmanın sınırını insanlar bazen bilemiyebiliyorlar. Sanırım şu zamanlarda daha da arttı bu. Fakat insanlara kızmamak gerek yine de çünkü sanırım farkında değiller.
Kullanılmak deneyimini hiç yaşamamışsanız en az bir kere denemenizi tavsiye ederim. Hayat sıkıcı geliyorsa birden fazla defa da denemenizde fayda var. Kullanılıyorsanız.. belki de ihtiyaçları vardır.