düşük ama TSH seviyelerinin normal olduğu görüldü.
KYS’ lu hastaların idrarlarında hipotiroidi hastalarında olduğu gibi iyot azlığı ve düşük derecede enflamasyon tespit edildi.
Kronik yorgunluk sendromu olan hastalarda rT3 (reverse T3) seviyelerinin nispi olarak yüksek olduğu görüldü ve bunun da hormon yapımındaki bir kaymayla ilgili olduğu belirlendi.
Buna göre kronik yorgunluk sendromunda vücut T4’ ü T3’ e çevirmek yerine rT3’ e dönüştürüyor ve bunun neticesinde de dokularda T3 azalıyor.
Kronik yorgunluk sendromunda görülen birçok belirtiye hipotiroidide yani tiroit hormonlarının kandaki seviyelerinin azalmış olduğu durumda da rastlanıyor.
Hipotiroidide tiroit hormonları sentezini artırmak için TSH salgısı artıyor ama kronik yorgunluk sendromu olan hastalarda TSH artışı tespit edilmedi.
Kronik yorgunluk sendromu (KYS), adından da anlaşılabileceği gibi altı aydan uzun süreli ve dinlenmeyle düzelmeyen aşırı derecede yorgunluk, hafıza ve uyku bozukluğu, iskelet ve kas ağrıları ile karakterize bir hastalıktır.
Hastaların dörtte üçü kadındır ve başlangıç yaşı da 30-35’ dir.
Hastalık bazılarında hafif seyretse de bazı kişilerde onu ve hatta yatağa bağlayacak kadar ağır da olabilir.
KYS’ nun özel bir fizik muayene ve laboratuvar bulgusu yoktur, teşhis benzer belirtilere yol açan diğer hastalıkların dışlanmasıyla konur.
Klinik olarak doğrulanmış hastalık görülme oranı yüzde 0.75’ dir ve buna göre ülkemizde 600 bin kadar insanda KYS olduğu söylenebilir.
KYS’ nun kesin sebebi belli değildir ve daha ziyade psikolojik bir hastalık olarak değerlendirilir.
Kaynak:https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fendo.2018.00097/full
düşük ama TSH seviyelerinin normal olduğu görüldü.
KYS’ lu hastaların idrarlarında hipotiroidi hastalarında olduğu gibi iyot azlığı ve düşük derecede enflamasyon tespit edildi.
Kronik yorgunluk sendromu olan hastalarda rT3 (reverse T3) seviyelerinin nispi olarak yüksek olduğu görüldü ve bunun da hormon yapımındaki bir kaymayla ilgili olduğu belirlendi.
Buna göre kronik yorgunluk sendromunda vücut T4’ ü T3’ e çevirmek yerine rT3’ e dönüştürüyor ve bunun neticesinde de dokularda T3 azalıyor.
Kronik yorgunluk sendromunda görülen birçok belirtiye hipotiroidide yani tiroit hormonlarının kandaki seviyelerinin azalmış olduğu durumda da rastlanıyor.
Hipotiroidide tiroit hormonları sentezini artırmak için TSH salgısı artıyor ama kronik yorgunluk sendromu olan hastalarda TSH artışı tespit edilmedi.
Kronik yorgunluk sendromu (KYS), adından da anlaşılabileceği gibi altı aydan uzun süreli ve dinlenmeyle düzelmeyen aşırı derecede yorgunluk, hafıza ve uyku bozukluğu, iskelet ve kas ağrıları ile karakterize bir hastalıktır.
Hastaların dörtte üçü kadındır ve başlangıç yaşı da 30-35’ dir.
Hastalık bazılarında hafif seyretse de bazı kişilerde onu ve hatta yatağa bağlayacak kadar ağır da olabilir.
KYS’ nun özel bir fizik muayene ve laboratuvar bulgusu yoktur, teşhis benzer belirtilere yol açan diğer hastalıkların dışlanmasıyla konur.
Klinik olarak doğrulanmış hastalık görülme oranı yüzde 0.75’ dir ve buna göre ülkemizde 600 bin kadar insanda KYS olduğu söylenebilir.
KYS’ nun kesin sebebi belli değildir ve daha ziyade psikolojik bir hastalık olarak değerlendirilir.
Kaynak:https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fendo.2018.00097/full
düşük ama TSH seviyelerinin normal olduğu görüldü.
KYS’ lu hastaların idrarlarında hipotiroidi hastalarında olduğu gibi iyot azlığı ve düşük derecede enflamasyon tespit edildi.
Kronik yorgunluk sendromu olan hastalarda rT3 (reverse T3) seviyelerinin nispi olarak yüksek olduğu görüldü ve bunun da hormon yapımındaki bir kaymayla ilgili olduğu belirlendi.
Buna göre kronik yorgunluk sendromunda vücut T4’ ü T3’ e çevirmek yerine rT3’ e dönüştürüyor ve bunun neticesinde de dokularda T3 azalıyor.
Kronik yorgunluk sendromunda görülen birçok belirtiye hipotiroidide yani tiroit hormonlarının kandaki seviyelerinin azalmış olduğu durumda da rastlanıyor.
Hipotiroidide tiroit hormonları sentezini artırmak için TSH salgısı artıyor ama kronik yorgunluk sendromu olan hastalarda TSH artışı tespit edilmedi.
Kronik yorgunluk sendromu (KYS), adından da anlaşılabileceği gibi altı aydan uzun süreli ve dinlenmeyle düzelmeyen aşırı derecede yorgunluk, hafıza ve uyku bozukluğu, iskelet ve kas ağrıları ile karakterize bir hastalıktır.
Hastaların dörtte üçü kadındır ve başlangıç yaşı da 30-35’ dir.
Hastalık bazılarında hafif seyretse de bazı kişilerde onu ve hatta yatağa bağlayacak kadar ağır da olabilir.
KYS’ nun özel bir fizik muayene ve laboratuvar bulgusu yoktur, teşhis benzer belirtilere yol açan diğer hastalıkların dışlanmasıyla konur.
Klinik olarak doğrulanmış hastalık görülme oranı yüzde 0.75’ dir ve buna göre ülkemizde 600 bin kadar insanda KYS olduğu söylenebilir.
KYS’ nun kesin sebebi belli değildir ve daha ziyade psikolojik bir hastalık olarak değerlendirilir.
Kaynak:https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fendo.2018.00097/full
düşük ama TSH seviyelerinin normal olduğu görüldü.
KYS’ lu hastaların idrarlarında hipotiroidi hastalarında olduğu gibi iyot azlığı ve düşük derecede enflamasyon tespit edildi.
Kronik yorgunluk sendromu olan hastalarda rT3 (reverse T3) seviyelerinin nispi olarak yüksek olduğu görüldü ve bunun da hormon yapımındaki bir kaymayla ilgili olduğu belirlendi.
Buna göre kronik yorgunluk sendromunda vücut T4’ ü T3’ e çevirmek yerine rT3’ e dönüştürüyor ve bunun neticesinde de dokularda T3 azalıyor.
Kronik yorgunluk sendromunda görülen birçok belirtiye hipotiroidide yani tiroit hormonlarının kandaki seviyelerinin azalmış olduğu durumda da rastlanıyor.
Hipotiroidide tiroit hormonları sentezini artırmak için TSH salgısı artıyor ama kronik yorgunluk sendromu olan hastalarda TSH artışı tespit edilmedi.
Kronik yorgunluk sendromu (KYS), adından da anlaşılabileceği gibi altı aydan uzun süreli ve dinlenmeyle düzelmeyen aşırı derecede yorgunluk, hafıza ve uyku bozukluğu, iskelet ve kas ağrıları ile karakterize bir hastalıktır.
Hastaların dörtte üçü kadındır ve başlangıç yaşı da 30-35’ dir.
Hastalık bazılarında hafif seyretse de bazı kişilerde onu ve hatta yatağa bağlayacak kadar ağır da olabilir.
KYS’ nun özel bir fizik muayene ve laboratuvar bulgusu yoktur, teşhis benzer belirtilere yol açan diğer hastalıkların dışlanmasıyla konur.
Klinik olarak doğrulanmış hastalık görülme oranı yüzde 0.75’ dir ve buna göre ülkemizde 600 bin kadar insanda KYS olduğu söylenebilir.
KYS’ nun kesin sebebi belli değildir ve daha ziyade psikolojik bir hastalık olarak değerlendirilir.
Kaynak:https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fendo.2018.00097/full





















