Kolesterol İlaçları Akıl ve Mantığa Aykırıdır

Bu yeni yutturma kılavuzuna göre, ortada herhangi bir “kalp hastalığı salgını” ve kolesterolü düşürmenin faydalı olduğunu gösteren bir veri yokken bugünküne göre en az iki misli insan kolesterol hapı kullanmaya başlayacak.

Bu zamana kadar satışlar “kötü kolesterol seviyelerinin her geçen gün aşağı çekilmesiyle” pompalanmaya çalışıldı; bundan sonra insanlar “düşük risk” tehdidiyle korkutulacak.

Önceki kılavuzunda riskleri yüzde 10-20 arasında olanlara yazılan haplar bundan böyle 10 senedeki riski 7.5 olanlara da yutturulacak.

John D. Abramson ve Rita F. Redberg New York Times’ ta şunları yazıyorlar:

“BMJ’ de yeni yayınlanan bir makaleye göre kalp hastalığı riski yüzde 20’ den düşük olanlara kolesterol hapı (statin) verilmesi ölüm riskini azaltmıyor ve tek bir kalp krizi veya felci önlemek için 140 insana statin verilmesi icap ediyor.

Tedaviye başlarken bu 140 kişiden kimin korunacağı bilinmediği gibi kalan 139 kişi ilacı hem boşuna almış oluyor hem de bunların yüzde 18’ i kas ağrısı, hafıza kaybı, diyabet, katarakt ve iktidarsızlık gibi yan etkilere de maruz kalıyor.

2001’ de yayınlanan “yutturma kılavuzu” ile kolesterol hapı tavsiye edilen Amerikalıların sayısı bir anda 13 milyondan 36 milyona çıkmıştı.

Üstelik de o kılavuzun klinik araştırmaların sonuçlarına dayanılarak hazırlandığı bildirilmiş olmasına karşılık kılavuzda tanımlanan dokümanlar bunu doğrulamıyordu.

LDL’ yi daha fazla düşürmenin bir işe yaradığını gösteren yeterli delil olmadığı için de yeni yutturma kılavuzunda bundan hiç bahsedilmiyor.

Aslında komite üyeleri kolesterolü ilaçlarla düşürmek ile beslenme, egzersiz gibi ilaçsız yöntemlerle düşürmenin etkilerinin aynı olmadığını biliyorlar”.

Ayrıca, yutturma kılavuzunda görev alanların ilaç endüstrisi ile çıkar ilişkileri olduğu gibi hem “çorbacı AHA” hem American College of Cardiology kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ama ilaç firmaları tarafından destekleniyorlar.

Kılavuzu AHA olanın burnu…

Yıllardır söylüyorum, bir daha tekrarlayayım: Kolesterol teorisi bir “pazarlama numarasıdır”.

Ateroskleroz yani damar sertliği bir “kolesterol depolanması hastalığı değil, kronik bir enflamasyon yani mikropsuz iltihaptır”.

Kalp krizi geçirenlerin yarının kolesterol seviyeleri normaldir; kolesterolü yüksek olanın da düşük olanın da aynı riske sahip olması zaten mantık dışıdır.

Kolesterol yüksekliğinin aterosklerozun sebebi değil, diyabet, obezite, hipertansiyon, hatalı beslenme, hareketsizlik, sigara-alkol, stres gibi etkenlerin sonucu olarak ortaya çıkması mümkündür.

Doğru beslenme, düzenli egzersiz, sigarayı bırakma ile kolesterolü düşmesi de bunun ispatıdır.

Şimdi rahmetle andığım aziz dostum, değerli bilim adamı biyolog Mevlüt Durmuş’ un “kolesterol yüksekliğinin fazla yapımdan değil kolesterolün kanda birikmesinden kaynaklandığını” iddia eden teorisini de çok mantıklı buluyorum.

Birazcık aklı olanlar, statinlerin kolesterol sentezini azalttıkları için değil anti-enflamatuar etkilerinden dolayı işe yarayabileceğini görüyorlar ama bunu söylemeye dilleri varmıyor.

Çünkü insanların beynini senelerce “Kolesterol yüksekliği bir hastalıktır; ateroskleroz ve kalp krizinin sebebi yüksek kolesteroldür” diye yıkadıkları için tükürdüklerini yalamak zorunda kalacaklar.

Gelelim neticeye

BİR: Aterosklerozun fizyo-patolojisini, statinlerin etki mekanizmasını, aksi tesirlerini, mutlak faydasının azlığını dikkate aldığımızda statin sınıfı ilaç yazmak akıl ve mantığa aykırıdır.

Tüm bunları bilip de statin yazmak ise “utanmazlıktır”.

İKİ: Ben kolesterol değerlerimi bilmiyorum, bilsem de benim için değişen hiçbir şey olmayacak.

Kalp-damar hastalıklarından korunmak için yapılması gerekenler sağlıklı beslenmek, düzenli hareketlilik ve sigara kullanmamaktır.

KAYNAKLAR

http://www.bmj.com/content/347/bmj.f6123

http://www.nytimes.com/2013/11/14/opinion/dont-give-more-patients-statins.html?_r=0

http://www.ahmetrasimkucukusta.com/2012/01/11/yazilar/tip-yazilari/kolesterol/olesterol-ilaclarina-neden-guvenmiyorum/