Kötülük yaşanmayınca iyiliğin değeri bilinmiyor. Bu mantıkla düşündüğümüzde, yaşanılanları anlamamız mümkündür.
Birey veya toplum olarak, rahat bir atmosferde olduğumuzu biliyoruz. Böyle bir atmosferde insan sevgisini yüreğimizde hissediyor, ruh ve beden sağlığımızı zinde tutup kendimize has çalışmalar yapıyoruz.
Yeni bilgiler öğrenmek için arkadaşlarla, buluşup konuşuyor ve yorum yapıyoruz. İyi niyetli hareket ediyor ve günümüzü sevgi odaklı geçiriyoruz. Bir gün içerisinde beş saat yürüdüğümüz oluyor. Bir garip yolcu değil, yolları aşındıran eleman gibi davranıyoruz.
Ta ki o gün gelene kadar. Kimi kötü haberi, kimi de kötülükten besleneceği haberi verdi.
Çin’de bir virüs çıktı. Tanıdık gelmişti ilk baştan. Kuş, sars ve domuz gribi gibi. Özellikle grip virüsüne, peşinden domuz virüsüne benzetmişlerdi. Çünkü iki üç yıl önce covit-19 diye konferanslar verilmişti.
Covit-19 salgınına tutulmuştuk. İlk önce virüsü bazıları, Van sınırında iki ay tutmuşlar ve sınırımızdan içeri koymamışlardı. Daha sonra da hocalar okuyup üflemişler ve sınırdan içeri almamışlardı. Bugün de onlara bir şey yapmıyormuş. Çünkü virüse karşı sınırları açıp içeri aldılar, diye.
Buna rağmen iktidar, 01 03 2020 de camileri ve toplu yerleri kapattı.
İnsanımız inanmadı ve umreye gitti. Milyonlar virüsü kaptı ve Ülkeye bulaştırdılar. Fakat kendileri inanmıyordu. Karantinadan kaçıp evlerine gidenler onları ziyaret edenler yakalanıp bir yerleri boyladılar.
Samimi davranan ve işin bilincinde olan halk kendini korumaya çalıştı. Fakat bilim kurulu ne yapsın yayılmayı önleyemedi.
Covit-19 elçileri bilim adamının dediklerini yapmayanları, alıp götürdü. Kimseye acımadı. Bilim adamlarına rağmen bildikleri gibi hareket edenleri, toplantı, nişan, düğün ve kongre yapanlar boylarının ölçüsünü aldı.
Covit-19 adına yeni karakter kazananlar saldırdı. Saldırılar etkili oldu. Genci ve yaşlısı tanımadı. Herkese virüsü bulaştırdı. Böylece “Evde kal” çağrısına uyduk. Belki virüsü alt edebiliriz.
Bulaşma hızı artığı için ağır bedeller ödemeye başladık. Belki daha da ödeyeceğiz. Kimse bir şey bilmiyor.
Hasan TANRIVERDİ