Yıllar öncesinde yakın arkadaşlara kanki veya kanka gibi seslenmeler vardı. Bir erkeğin erkek arkadaşı, eğer ki bir de yakınsalar kankası oluyordu. Kızlar için de benzer şey geçerliydi: Bir kızın kız arkadaşı, eğer ki bir de yakınsalar kankisi oluyordu. Şu zamanlarda bir de panpa kelimesi çıktı. Yani bu kelime, kullanan kişilerin yaşlarına baktığımda, ergenlik dönemi, ergenlikten çıkış veya ergenliğe yeni giriş aşamalarında kullanılıyor. Haberim yokmuş gibi çek panpaaa!
Şimdiye kadar hiçkimseye kanka filan demedim. Arkadaş, dedim. Niye yani; zaten bir insani ilişki varken bu insani ilişkiye başka bir ad takmak gerekir ki.
Birbirine kanka veya kanki diyen kişiler içerisinde en çok arası bozulanlar kızlardan çıkar. Kişisel gözlemlerimden faydalanarak bunu söyleyebilirim. Yani kankaların bir sebepten araları bozulsa bile, sonraki bir zaman aralarının düzelmesi kızlara göre daha çok olur. Erkekler daha çok, macera arayışında kanka olurlar. İtenek budur yani. Kankiler ise sır paylaşmak için kanki olurlar. Bu noktada şunu söyleyebiliriz: kankilikler, kankalıklara göre, daha sıkı görünmelerine rağmen, aslında daha çabuk bozulabilir yapılardır.
Kankiliklerde, iki taraftan birinin diğerine gizli bir hayranlığı vardır mutlaka. Bu hayranlık, kankalıklardakine nazaran haddiyle fazladır. Kankiliklerin bozulması, bu sebeple, kankalıkların bozulma anlarındakine oranla daha şiddetli olur. Çoğunlukla birbirlerin öldürmek ister kankiler. Hayran olan taraf daha çok öldürmek ister. Ara bozuntusundan sonra da bu faaliyetler devam eder. Birbirlerinin hayatlarını karartmaya götürecek kadar iler giderler gerek kankilikleri sırasında gerek kankiliklerinden sonraki zamanlarda.
***
Eylül-Ekim 2014 gibi, en son su faturası gelmişti. Gittim ödedim. Fakat daha sonraki aylarda (3-4 ay) bir daha gelmedi. Ekim sonuna doğru ASKİ’ye gittim. Kadın memur bana, artık memurların sayaç okumayacağını, sayacı bizim okuyup getirmemiz gerektiğini, artık fatura da gelmeyeceğini söyledi. Süper espri yeteneğimi memur kadına da gösterme fırsatı bulmuştum; öyleyse, demiştim, ASKİ bize maaş da versin, memurun görevini yaptığımıza göre, demiştim.
Bir ara getiririm, dedim. Öyle kaldıydı.Yıl oldu 2015. İki gün önce apartman kapısında bir tomar fatura gördüm. Su faturaları gelmişti. Kendi faturama baktığımda biraz şaşırdım. Biraz fazla görünüyordu fatura tutarı.
Bugün gittim ASKİ’ye. Bay memur vardı bu sefer bana bakan. Ton fiyatını sordum. 4 lira dedi. En son, 3-4 ay önceki faturaya göre 1 ton su 2 küsur liraydı. Çok artmış, dedim. Bu daha ne ki! dedi memur. 5 lira olacak yakında, dedi.
Kısacası: Aydın Büyükşehir Belediyesi şu son 3-4 aydır vatandaşları ters köşeye yatırmıştı. Tonu 2 liradan suyu bir şekilde herkes ödüyordu. Faturalar gelmiyor diye pek çok kişi ya unuttu ya da bir şekilde gitmedi ASKİ’ye. Birikmiş ( ki esasında 2 liradan olan suyu) yeni fiyattan içmiş gibi olduk gibi olduk.
Kalite demek pahası yüksek demektir. Bizlere bu kaliteyi sunduğu için Aydın Büyükşehir Belediyesi ASKİ’me teşekkürlerimi bir borç bilirim.
Memura da en son, “Allah’ın suyu” vardı eskiden..dedim. Bir şey demedi.
***
Turhal Belediyesi’nin de halka attığı su sayacı kazığı vardı; hatırladım. Aydın Büyükşehir ile Turhal Belediyesi kanka mı oldular dersiniz? Belediyelerin cinsiyeti olmadığına göre… kanka.. kanki.. diyemeyiz. Konko diyelim biz bunlara. Könkö. Kinki. Kenke. Kınkı. Bunlar da olabilir tabii.
Haberim yoğumuş gibi çek panpaaa!