Kısaca Korgan’ı anlatmak istiyorum Korgan, Fatsa’ya bağlı bir köy iken 1958 yılında Belediye olmuştur. Hızlı gelişim gösteren ve her geçen gün daha da hızlı büyüyen ilçenin çevresinde kalabalık köyler oluşmasından dolayı Korgan bir ticaret merkezi haline gelmiş ve 1960 yılında Ordu İline bağlı İlçe hüviyetini kazanmıştır.
1960 yılından bu yana ilçe de birçok yenilikler olmuştur. 29 Mahalleden oluşan ilçe, her geçen gün yayla ve doğa turizmine olan ilginin artmasıyla, yaylalar daha da hareketlenmiştir
Yaylaların yanı sıra birçok doğal güzellikleri de gün yüzüne çıkmaya başlamıştır.
Özellikle Korgan sınırları içersindeki 1713 rakımlı Ordu İlimizin en yüksek tepelerinden Yalman Tepesi ve Karayalak Tepesi iteniçi ormanı gibi dikkat çeken yerle de ziyaretçi akınına uğramıştır
Korgan yaylaları ve obaları Korgan ilçesine takriben 25 km. mesafededir. Bu yaylalar içinde en büyük yerleşim ile Korgan’ın adını da taşıyan Korgan Obası her yıl düzenlenen şenliklerle adını birçok yerde duyurmuştur
Buranın yanı sıra sırasıyla diğer obalar şunlardır Armutalan Obası, Çayıralan Obası, Çobantepe Obası, Göltepesi Obası, Kürtünlü Obası, Eğricesu Obası, Düzdağ Obası, Turnalık Yaylası, Osmankolu Obası, Taşkesik, Obası, Tepealan Obası gibi obaların yanında…
Birde Apsut yaylası vardır ki bendeki yeri apayrıdır. Apsut yaylası Korgan Belalan köyünün yaylasıdır; apsut yaylasının taşını toprağını ağacını yaprağını, ta çocukluk yıllarımdan bu yana annemin anlatımıyla ezbere bilirim
Çünkü Apsut yaylası annemin çocukluğunun geçtiği yayladır Annem oradaki yaşadıklarını tane tane anlatırken; ben orada yaşamış gibi olurdum.
Birde Apsut’un hemen karşısında bulunan Deparaltı Obası var ki orası ayrı bir güzelliktir
Çünkü deperaltında hala gürgen ağaçları bütün ihtişamıyla ayakta durur; tabi annemin anlattığı onun çocukluk yıllarındaki kadar ulu gürgenler olmasa da hâlâ ihtişamı ve güzelliği ile orada var.
Yayla denince akla hep yazın sıcağında gidilir gibi gelse de yayla her mevsim güzeldir.
İlkbaharda açan o yayla güllerinin mistik kokusu, kokladıkça insanın ruhuna verdiği dinginlik bir başka güzel… Sonbahar gelince o orman güllerinin yapraklarının kızarması ayri bir görsellik sunarken bir de gürgen yapraklarının sarıdan kırmızı tona dönüşü vardır ki tarifi mümkün değil; ancak gidip görülür. İşte bu güzellikleri yaşamaktır benim için, Apsut ve Deperaltı yaylalar…
Her ikisi de Belalan köyü halkının yaylasıdır. Annemden dolayı benim ata topraklarımdır; çünkü annem Korgan Belalan köyünde doğup büyümüş, oraların sevgisini hiç eksiltmeden bize anlatarak Belalan sevgisini, Belalan halkına olan yakınlığımızı, dostluğumuzu annemin anlatımıyla kazanmış olduk. Hiç eksilmeyen o akrabalık duygumuzu ve bağımızı artırarak devam etmekteyiz.
Ben Belalan’ı iki noktadan seyretmeye hiç doyamamışımdır. Birincisi köye girmeden evliya denen tepeden uzun uzun seyretmek, bir de Apsut başına oturup, Karadeniz’den esip gelen rüzgârı içime çekerek bir yandan Belalan manzarasını seyredip, bir yandan da sâri çiçek kokusunun doyasıya koklamak… Her ikisi bana yaşamanın ne kadarda güzel olduğunu hissettirir.