23.Ekim 2010 tarihli Resmi Gazete’ de bir Kanun yayınlandı: Devlet Destelerinin İzlenmesi ve Denetlenmesi Hakkında Kanun. Kanun baştan sona okunduğunda denilebilinirki bunun neresinde Koperatiflere ciddi bir engellik var?
Kanun iyi incelendiğinde Kanunun: Uygun Devlet Desteği başlığını taşıyan Madde: 3 ‘deki 3. Şıkkı aşağıda okuyalım:
(3) Belirli türdeki devlet desteklerine grup muafiyeti tanınmasına ve bir teşebbüse belirli bir dönemde belirli bir miktarı aşmayacak şekilde verilen ve ‘’rekabeti önemli ölçüde bozmayan devlet desteklerinin’’ bu Kanun kapsamında uygun devlet desteği olduğuna ve Kurula bildirimine gerek olmadığına ilişkin usul ve esaslar bu Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak yürürlüğe konulan yönetmeliklerle belirlenir.
Kanun maddesindeki tırnak içina aldığımız cümle için soruyoruz: Nasıl bozulacak rekabet?
Devlet destekleri kooperatiflerin ciddi anlamda (pazarı kontrol edecek düzeyde) sanayileşmesine aktarılırsa!
Bu madde tasarı halinde iken ülkemizdeki kooperatif başkanlarının bilgisine sunulup görüş alındığını sanmıyoruz.
TBMM meclisinde Kooperatif veya Tarımsal Kesimin sözcüsü Milletvekillerimizin de bu kanun tasarı halinde iken üçüncü şıktaki garabeti de görebildiklerini ummuyoruz.
Kanunun bu maddesi ülkemizde çifçiyi, çiğ süt üreticisini, zeytin üreticisini, fındık üreticisini, pamuk üreticisini, buğday üreticisinin ülke içinde tek çatı altında kooperatifleştikten sonra mamül maddelerini piyasaya sürmede kuracakları işletmelere ciddi oranda devlet desteğinin önünü kesmektedir
Maddenin bu şikkı bir tarım ülkesine yakışmamaktadır.
Kanunun bu şıkkı Süt ve Süt ürünleri Sanayicilerinin ilelebet karşılarına ‘’ Devlet desteğiyle palazlandırılacak Üretici kuruluşlarının sahip olacakları gıda sanayini çıkarmama ‘’ amacındadır.
Bu kanunun bu şıkkına göre artık ‘’ SEK ‘’ gibi kuruluşlar kurulamaz!
Yükseltildiği ile övünülen hayvancılık destekleri çürçar edilircesine üreticiye ödeniyor görüntüsü altında yine süt sanayicisine verilmeye devam edilecek! Süt inekleri sahipleri destek alıyoruz zannedece ama destekler yem parasına yani süt sanayicisine gidecek.
Kanunun bu şıkkındaki ‘’ rekabeti önemli ölçüde bozmayan devlet desteklerinin’’ ifadesi, artık SEK (süt endüstrisi kurumu gibi bir kuruluşunu kurulmasını imkansızlaştırdı.
Tüccarın elinde buğday var ise Devlet TMO (Toprak Mahsülleri Ofisi )’ ne para transferi yapmaya kalkıştığında elinde buğday stoğu bulunan Tüccar hemen mahkemeye, rekabet kuruluna koşup rekabeti TMO bozuyor iddiasında bulunacak ve davasını kazanacak.
Tariş, Fiskobirlik Çukobirlik gibi kuruluşlara ciddi devlet desteklerini önleyen bir kanundur.
Çiğ Süt Üreticileri olarak ülkede üretici birliklerinin tekleştirilmesini istiyorduk. Tekleştirilmiş üretici örgütlerine boşa giden hayvancılık desteklerinin transfer edilerek üretici örgütlerini bu yolla sahip olacakları üretim tesislerinin süt sanayicileri ile ciddi rekabet ederek adil bir fiyat düzeni getirmesini bekliyoruduk. Görüyoruz ki artık çiğ sütte adil düzen değil adaletsiz düzene devam edilecek. Bu kanun ona da engel!
Hayvancılığımızı düzeltmenin , çiğ sütte adil bir fiyat düzeni sağlamanın, hayvancılık desteklerini doğru yerde kullanmanın ilk adımı bu kanunun o şıkkının değiştirilmesi olmalıdır.
Kanunun 1. Maddesi: (2) Bu Kanun hükümleri tarım, balıkçılık ve hizmet sektörlerindeki devlet desteklerini kapsamaz. Hususu bu güne kadar devlet desteğinin yine aynı yanlış metodlar ile devam edeceğini göstermekte diğer madde (3) ise çiğ sütte adil bir piyasa düzeni oluşturmanın önüne geçen bir maddedir.
Biz tarımsal ve hayvancılık desteklerinde destek miktarlarının az olduğunu asla iddia edenlerden değil yanlış kullanılmakta olduğunu idda edenlerdeniz. Bizim haricimizde yanlış kullanıldığını, nasıl kullanılması gerektiğini ileri süren az bir bilimi adamı var!
Biz devlet desteklerini projelendirdik. Projenin ana fikri üreticiye sadaka değil balık tutmasını öğretmektir. Çiğ sütü üretenin kendi ürettiğinin fiyatını belirleyebilmesidir. Bunun yolu da çiğ süt üreticilerinin devletin parasal destekleri ile ciddi anlamda, piyasayı kontrol edebilecek ölçüde süt ve süt ürünleri fabrikalarının kurulması için hayvancılık, yem bitkileri ve diğer çeşitli adlardaki desteklerin müstakbel üretici fabrikalarına transferidir. Bu bir yıllık veya iki yıllık desteklerin transferi ile sağlanabilir.
Bu kanun Mevcut Yanlış Destek Politikalarının sürdürülmesini ve üstelik üretici birliklerini palazlandıracak onları süt sanayicilerinin karşısına devlet desteği ile çıkarılmasının önünü kesen bir kanun olmuştur.
Ülkede 5 milyon ton çiğ süt alımını özel sektör yapmakta ve alım fiyatını özel sektör belirlemektedir. Her ne kadar süt ve süt ürünleri fabrikalarının sayısı çok ise de çiğ süt üreticileri karşısında ‘’ tek ‘’ dirler. Başka çiğ süt alıcı yok. Alıcların hepsi çiğ süt üreticisinin aleyhinde. ‘’Telefonlar’’ (A.E.Yıldırım) ile rekabet kanununa aykırı bir şekilde toplantılar yaparak çiğ süt alım fiyatlarını düşürmektedirler. Ülkemizde çiğ süt alım fiyatlarında gerçekçi bir rekabetin sağlanabilmesi için çiğ süt alımında çiğ süt üreticisinden yana da bir tavır koyan bulunmalıdır. Bu tavrı geçmişte SEK (Süt End. Kurumu) koymakta idi. Sek kapatılınca çiğ süt alım fiyatlarını süt sanayicileri düzenlemeye başladılar ve halen bu yanlış düzen devlet eliyle devam ettirilmektedir. Devlet destekleri halihazırda yanlış kullanılmaktadır. Ülkede 5 milyon ton çiğ süt alımını üretici lehine gerçekleştirecek politikalar bizim öne sürdüğümüz politikalardır. Çiğ Sütün 1 milyon tonunu çiğ süt üreticileri işlemelidir. Gerçekçi rekabet böyle sağlanır beyler! Uyduruk süt tozu politikaları ile değil, kağıt üzerindeki süt konseyleri ile değil. Piyasa nasıl oluşturulur bilmiyor iseniz lütfen gidin mektebinde okuyun. Bunun mektebi batının müfredatını hazırladığı ekonomi ilmi değil vicdanların ilmidir. Yoksa döner, döner bina okursunuz, hayvancılığın canına okursunuz. Sözlerimizle her hangi bir şahsı veya kurumu değil SEK’ i kapatanları ve bu kapanış politikalarını sürdüren direnci kasdediyoruz. O günden bu yana hayvancılığımızın mahvını sadece gelip geçen iktidarlar sürdürmedi, şimdi halen hayvancılıkta serbest pisayasa düzeni, Dünya ile rekabet laflarını kim ediyor ve etti ise onları kasdediyoruz. Her yıl 1 milyar 300 milyon liralık hayvancılığa transefer büyük para kaybıdır ve bu politikalar sürdürüldüğü müddetçe de kaybetmeye devam edeceğiz. Gelin, bir yıl veya en fazla iki yıl bu parayı gerçekten üretici için, üreticinin adil fiyat düzeni için harcayalım diyoruz.
Bir üretimde kazanç yoksa onu üreten terk eder. Nitekim 2008 yılında süt sanayicileri çiğ süt alım fiyatlarını dibe vurdurunca süt hayvanları kasaba gitti.
Serbest piyasa düzeni alta kalanın canı çıksın düzeni olursa olan hayvancılığımıza olur!
İşte bu madde şu şekilde revize edilmelidir: (3) Belirli türdeki devlet desteklerine grup muafiyeti tanınmasına ve bir teşebbüse belirli bir dönemde belirli bir miktarı aşmayacak (Kooperatiflere hariç ) şekilde verilen ve rekabeti önemli ölçüde bozmayan devlet desteklerinin bu Kanun kapsamında uygun devlet desteği olduğuna ve Kurula bildirimine gerek olmadığına ilişkin usul ve esaslar bu Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak yürürlüğe konulan yönetmeliklerle belirlenir.
Hayvancılığımızın kurtuluşu ancak ve ancak çiğ süt satın alım fiyatlarında ‘’ adil bir piyasa düzeni’’ kurulması ile sağlanabilir. Adil piyasa düzeni çiğ süt üreticilerinin süt ve süt sanayi sektörünün en az % 20 sini kontrol edebilir hale getirilince sağlanabilir. Damızlık birlikleri ve çiğ süt üretici örgütlerinin tekleştirilip piyasayı gerçek kontrol edebilecek aletlerin ellerine verilmesi ile sağlanabilir. Bu alet onların da süt ve süt ürünleri fabrikaları kurmalarının desteğini sağlamaktır.
Bu kanun bu projelerin de önüne geçmiştir.
Artık hayvancılığı diriltmek bir hayal! Bu madde İyi ki Anayasa maddesi olmadı! Kanunu değiştirmek kolay. Ümitsiz değiliz.
http://groups.google.com.tr/group/cigsutureticileri
bu kanun tarımı kapsamaz diye bir hüküm var acaba değerlendirmeniz bu ifadeyle çelişiyor olabilir mi sayın kanat???
saygılarımla…
levent genç
Bu kanun Kooperatiflerin devlet desteği ile küçük kapasitede fabrika kurmalarının önünü kapatmıyor.
Bu kanun kooperatiflerin devlet desteği ile büyük kapasitede fabrika kurmalarının önünü kapatıyor: Olası bu kapasite miktarını inceleyelim:
Türkiye’ de çiğ süt alım miktarı (özel süt ve süt ürünleri fabrikalarının) 5 milyon 75 bin tondur.
Bu piyasanın piyasasını üretici lehinde alım yapıldığında tam kontrol edebileceği kapasite miktarı % 20’ dir. Yani çiğ süt alımlarının % 20 si üretici lehinde yapıldığında süt ve süt ürünleri özel fabrikaları çiğ süt satın alımlarında Pazar hakimiyetini kaybedecektir.
Yarınlarda devlet ‘’ ben desteği çiftçiye tek tek değilde toplu olarak bir veya birkaç kooperatife vereceğim demeye kalkıştığı zaman Rekabet Kurumu verilecek para ile kurulacak fabrikanın kapasitesine bakacak: Kapasite yıllık olarak toplanan çiğ süt miktarının % 20 sine yaklaşıyor ise Rekabet Kurumu bu kanuna dayanak yapılan başvuruları kabul edecek veya re’ sen devlet desteğini incelemeye alacak!
Kanundaki ‘’ Rekabeti Bozmayan ‘’ cümlesi bu yüzdendir.
Geçmişte devlet desteği ile kurulan Çukobirlik pamuk alımlarında piyasayı belirliyordu. Bu kanun yıllık 1 milyon tonluk çiğ süt alımı yapacak ve bunu işleyecek fabrika veya fabrikaların devlet desteği ile kurulmasının önünü kapatıyor..