Herkes konuşur ama herkes söylediğini yapamaz, bu yüzden konuşmak değil icraat’a bakılır.
Birçok kişide sessiz sakin görünür, çok konuşmaz ama yoluna devam eder, en sonunda marifetini ortaya koyar. Etrafındakiler hayretler içinde o kişinin yüzüne bakar, çünkü o hiç konuşmadığı için, o kişiden bu marifeti beklemezler. O kişi marifeti ile halâ öğünmez, sıradan bir şeymiş gibi davranır.
İnsan bilmediği işte ahkâm kesme yerine bildiği yolda devam etmeli herkes her işi yapabilir diye bir gaye yoktur. Her insanın kendine has meziyetleri ve yeteneği vardır. Yeteneğini sergileyen kişiyi alkışlamayı da bilmek gerekir, saygı duymak gerekir.
Yapamayacağın işi gereğinden fazla abartarak anlatıp boş hayal kuran insanlar belli zaman sonra sözüne itibar edilmeyen, toplum içinde ciddiye alınmayan, doğruyu söylese de güvenilmeyen bir kişi oluverir.
O kişinin yüzde yüz doğrusu da yalan diye ciddiye alınmamaya başlanır. Ondan duyulan bir sözü biri inanıp etrafa anlatmaya kalktığında ha o mu söyledi diye direk konu kapatılır ve konu değiştirilir. İşte bu yüzden yapmayacağın bir işi yapacakmış gibi ballandıra ballandıra anlatmamalı, söz çok önemlidir boşa harcanmamalı.
Bir tarafta, hiç konuşmadan işini yapan, kişiler hakkında, emin olmadan ha o mu yok canım onun cürmü ne, bilgisi ne, o ne, anlar, bu işler onu aşar, gibi, cümlelerle bir yola çıkmış kişi hakkında boş laflar ederek aşağılayarak çıkmış olduğu bu yoldan geri çevirmek ve marifetini yok saymaya çalışanlar vardır ki, bunlarda o konuşup marifet gösteremeyenlerdir.
Hâlbuki küçültmeye çalışmak yerine o kişinin yapacağı işleri takip etseler belki de suskun kalan kişiden çok şey öğrenecekler.
Konuşmak güzel, yararlı bir şey olabilir. Ama susmak ondan daha iyidir. Çünkü konuşmak insanın başına çok iş açabilir.
Hasan Gençay