ÖZET
Borçlunun mali yapısının bozulması ile, alacaklıların alacaklarını belli bir plana göre almaları konusunda kendi aralarında vardıkları ve mahkemece onaylanan anlaşma olarak ifade edilen konkordatodan feragat,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 307’de düzenlendiği üzere, davacının açmış olduğu Konkordato davasındaki talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
JEL Sınıflandırması: M10, M40, M41,M42, K20, K35
Giriş:
28.02.2018 tarih, 7101 sayılı kanunun 13.maddesi ile 2004 sayılı Kanunun 285 maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
İflâs talebinde bulunabilecek her alacaklı, gerekçeli bir dilekçeyle, borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir.
Yetkili ve görevli mahkeme; iflâsa tabi olan borçlu için 154 üncü maddenin birinci veya ikinci fıkralarında yazılı yerdeki, iflâsa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesidir.
Konkordato talebinde bulunan, Adalet Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan tarifede belirtilen konkordato gider avansını yatırmaya mecburdur. Bu durumda 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 üncü ve 115 inci maddeleri kıyasen uygulanır.”
Konkordato talebi ile amaçlanan iyileşmenin, geçici veya kesin mühletin sona ermesinden önce gerçekleştiğinin komiserin yazılı raporuyla mahkemeye bildirilmesi üzerine mahkemece resen, mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verilir. Bu karar, 288.madde uyarınca ilan edilir ve ilgili yerlere bildirilir. Aynı durum davacının konkordatodan feragat etmesi durumu için de geçerlidir.
Mahkeme, bu madde kapsamında geçici veya kesin mühletin kaldırılmasına karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse dinleyebilir. (İİK.m.291)
Bu hükümle ilgili bazı soruların cevaplanması gerecektir. Borçlunun mali durumunun düzelip düzelmediği hususu hangi kriterlere göre belirlenmelidir? Bu konuda borca batıklık halinin mi, yoksa aciz halinin mi ortadan kalkması gerekecektir? Daha da önemlisi borca batıklık veya aciz halinin ortadan kalktığı hangi ölçülere göre ve hangi yöntemle belirlenecektir. Komiserin ve alacaklılar kurulunun soyut nitelikteki görüşleri, bu konuda geçerli ve yeterli ispat ölçüsü mahiyetini taşımayacaktır.
Mahkemenin, gerek aciz halini ve gerekse borca batıklık olgusunu ciddi bir bilirkişi incelemesi sonucunda saptaması gerekir. Hatta daha öncesinde komiserin bu konuda çeşitli incelemeler yaptırarak elde edeceği mali belgeleri ve raporları ekinde mahkemeye sunması gerekir. Maddeye ilişkin hüküm gerekçesinde, bu konunun çözümünün kazai içtihatlara bırakıldığının belirtildiğini ifade etmekte fayda vardır. Tacirin feragatinin sonuçlarından biriside iflasıdır.
Dr. Ufuk ÖZDEMİR Yeminli Mali Müşavir Sor. Ort. Bağımsız Denetçi