İzmir’in merkezi, gündüzleri 1 milyona yaklaşan nüfusuyla tek başına şehir olan Konak ilçesinin başındaki isim Sema Pekdaş, basın mensuplarıyla geçen üç yılını paylaştı.Felsefesini, çalışmalarını, hedeflerini anlattı.Pekdaş söze başlarken, ilk başkan olduğu günlerde yazdığım bir yazıyı bulmaya çalıştım. Evet şöyle yazmışım.
‘…Eğer şehir dışından bir misafiriniz gelirse tavsiyem geceleri Alsancak sokaklarına ve Kıbrıs Şehitleri’ne götürmeyin. Özellikle gece saat 21’den sonra… Yoksa tanıdıklarınızın aklında Alsancak sokakları işporta çarşısı olarak kalacak. Dumandan boğulma riskleri de var. Adana kebaplar, ciğer, kokoreç kokuları, önce burnunuzu, sonra içinizi yakıyor. Ancak çözüm zabıtaların, işportacıları kovalamasında, tekmelemesinde görülecekse, bırakınız her şey öyle kalsın diyorum. Çünkü suçlu, ekmek parası için didinen insanlar değildir. Sema Başkan’ı zor sınav bekliyor, iş çığrından çıkmak üzere’
Ayrıca bu görüntülere eklenen çöp dağları vardı. Üç yıl sonra… Sorun akılcı ve barışçı yollarla çözüldü. Temizlik açısından da alınan aşamalar var. Şehrin diğer çeperlerinde artan yeşil alanlar, semt evleri, ileri yaş danışma merkezleri, spor salonları, halka dokunan meslek edindirme ve hobi kursları ile tarihi evlerin restorasyonu, taşeronlara getirilen düzenlemeler gibi konularda insan odaklı farklılık göze çarpıyor. Diğer çalışmalar ise bütçe gücü olan Büyükşehir Belediyesi’nin koordinasyonunda yürüyor genellikle.
Ve sorun geliyor, Sema Başkan’ın da değindiği gibi mali güce dayanıyor.
YETKİ DE BÜTÇE DE SINIRLI
Üç yıl içinde Konaklı vatandaşlardan toplanan emlak vergisi 19 milyon 100 bin TL. Bu rakamı Valiliğin yatırım izleme birimine aktardıklarını anlatan Pekdaş, karşılığında ise 2 milyon 750 bin TL aldıklarını, birçok projelerinin de bekletildiğini söylüyor. İlçe belediyelerin mali açıdan gözleri bağlı,ama hizmet ve yatırımda ise yürümeleri, koşturmaları bekleniyor. İlçelerinin 30-40 yıllık gelecek perspektiflerinde söz hakları yok denecek kadar az. Vatandaş olarak yaşadığınız ilçenin geleceğini, değişimin hesabını ilçe belediyelere soramıyorsunuz. Kentsel dönüşüm projelerinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ilçelerin görüşünü dahi almıyor.
Büyük projelerde yaptırım gücü çoğu zaman teknik ve hukuki boyutun dışına çıkamıyor. Hiçbiri mazeret değil, yaşanan gerçek.
Bütçe sınırlı olunca çalışmalar ağırlıklı kentliye dokunarak yürüyor. Kültür, sanat, sosyal organizasyonlar ve spor çalışmaları açısından daha etkin oluyorlar. Kadın başkan olmanın avantajıyla Pekdaş’ın bu alanlarda başarılı yol aldığını, vatandaşla sıcak bir diyalog kurduğunu görüyoruz. Ötesini de konuşuyoruz Sema Başkan’la.
CAZİBE ALANLARI DÖNÜŞÜMÜ
Kentin, ilçelerin dokusunu yansıtan cazibe alanlarının sayısı artmalı. Kamulaştırma gücü sınırlı da olsa, kente nefes aldıracak alanlar için kullanılmalı. El sanatları, yöresel yemek ve müziği yansıtan bir Smyrna meydanı kente yakışmaz mı? İlla merkeze de değil, ilçenin 113 mahallesine meydan ve parklarla cazibe alanları yaratmak o kadar imkansız olmasa gerek. Sevgi yollarının, trafiğe kapalı düzenlenmiş, kent mobilyaları ile donatılmış alanların sayısı arttıkça daha da güzelleşecektir Konak. ‘Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla’ daki ‘gelinim’’ malumunuz Büyükşehir Belediyesi ile devlet kurumları oluyor.
Ancak ilçelerin bu projeleri gerçekleştirme gücü olmasa dahi; projeleri hazırlayarak, kamuoyu oluşturmak, büyükşehir ve kamu kurumlarına baskı yaratmak da harcamaları gereken öncelikli çaba.
Konak’ta istendiğinde güzel gelişmeleri ortaya koyan bir irade var ve kalan süreçte kendilerinden öncelikli beklentimiz de budur!