Bu yazıyı yazmak için, bir süre bekledim. Gerçekler, daha belirgin hale gelsin istedim. İlk günlerin heyecanına, aşırı üzüntü ve tepkilerine göre davranmak istemedim.Ama; her geçen gün ( yandaşların, şakşakçıların, havuz medyasının tüm gayretlerine; hedef saptırma stratejilerine; tepki koyanları sindirme amaçlı saldırı ve hakaretlerine; ortaya atılan tüm mazeret ve yalanlarına; rağmen)hepimizi daha fazla üzüntüye ve infiale sevk etti. Zira gördük ki, bu şehitlerimiz, aşırı kar hırsını, maliyeti 135 Dolardan /24 Dolara düşürme amacının, satın alma garantisinin verdiği doyumsuz iştahlarıyla üretimi maksimumlara çıkarma planlarının; kurbanı olmuşlardır. Bile bile ölüme yollanmışlardır.
Bu faciada; insan hayatını hiçe sayan ,hiçbir tedbire önem vermeyen, SOMA A.Ş. kadar ; hatta daha fazlası ile iktidarın vebali vardır. Zira;
1. Bu iktidar döneminde , zengin daha zengin/fakir daha fakir olmuştur. Türkiye’nin batısındaki fukaralık, sefalet, işsizlik, çaresizlik, Türkiye’nin güneydoğusundan aşağı değildir. Ama iktidar OY uğruna ; bölücülere taviz verme adına ; güneydoğuya gösterdiği ilgi ve desteği Ülkenin Batısındakilerden esirgemiştir. Özellikle ve öncelikle bölgedeki tarımı (Tütün , pamuk, incir, üzüm, pancar vs.)öldürmüşlerdir. İnsanlarımızı ; sefalet ücreti ile orta çağ şartlarında , güvenlik tedbirlerinin tümünden yoksun olarak çalışmaya mahkum etmişlerdir. İktidar mensupları ,yandaşları, yakınları; Devlet kaynakları ve imkanları ile servetlerine servet katarken; ihaleler/ yolsuzluklar/özelleştirmeler/teşvikler/krediler /kayırmalar vs. ile aşırı zenginleşirken; İŞÇİ / TARIM ÇALIŞANLARI/ESNAF/ ve İŞSİZ kesimi başta olmak üzere Halkımızın büyük bir bölümü, tam anlamı ile sıkıntı içindedir.
Bu gerçeği; hiçbir baskı / tehdit/beyin yıkama kampanyası ile gizleyemez, halkı kandıramazsınız. Zira ; artık vatandaşın büyük bir bölümü , hiçbir dediğinize inanmamakta; her sözünüzü şüphe ile karşılamaktadır.
2. Şu yüz kızartıcı , vicdanları kanatıcı tablolara bakınız.
a) Yirmi yıldır, İLO – Madenlerde Güvenlik Sözleşmesi; yandaşlara ek külfet getirmesin diye imzalanmamıştır. Şimdi iş -işten geçtikten sonra imzala işi gündeme getirilmektedir.
b) Konu ile ilgili önerge (ki soma ‘da ki madenlerin tetkiki ile ilgili idi) sırf muhalefet talep etti diye –reddetmişlerdir. Şimdi bu “red” oyu verenler” hiç vicdan azabı çekmiyorlar mı ? Canab-ı Hak’ka nasıl hesap vereceklerini düşünmüyorlar mı ? Bu faciada , büyük pay sahibi olduklarına inanmıyorlar mı?
c) Acaba, bu şak şakçılar, hayatlarında hiç madene indiler mi? Hiç olmazsa hemen ilk katta 20 ila 30 dakika kaldılar mı? Buradaki şartların ne kadar zor olduğunu , insanın kendini diri diri mezarda hissettiğini ; riskleri; kazaları; madenci hastalıklarını; her an duyulan ölüm korkusunu ; idrak ettiler mi?
Bunu yapsalar; bu şartlarla RÖDEVANS sistemini uygularlar mıydı? Bu derece sefalet ücretlerine göz yumarlar mıydı? Oy avcılığı için ,bu tür kalitesiz kömürleri insanlarımıza dağıtıp Akciğer Kanseri riskine muhatap kılarlar mıydı?
d) Ve BAŞBAKAN ; Bölgeye gelip,( ABD’nin 1907 / İngiltere’nin 1862 / Almanya’nın 1946 yılı ile ilgili ) çağ dışı örnekleri verir miydi?
Ve bu; hangi konuda bilgi sahibi olduğunu bilmediğimizi; herkese (Milletvekili ve Bakanlar dahil)yüksekten bakan; halktan ve toplum gerçeklerinden kopuk burunları Kaf Dağında; sözünün nereye varacağını bilmeyen ; tek işleri Başbakanı yanlış yönlendirmek olan ; Vatandaşıma hayvanca tekme atan(sonrada utanmadan, rapor alabilen) tiplere ne demeli? Ve bunları savunabilecek kadar kalitesizleşen itibarsızlaşan Medya? Mazeret üreticisi ,suçların savunucusu, kendine ve konuşmasına aşık, Hüseyin Çelik?
e) Madem tenkit ve tepkilere tahammül edemeyeceksiniz; Vatandaşa Tokat atacak ve hakaret edeceksiniz; Soma’ya niçin geldiniz? Her tarafı sıkı yönetim dönemine çevirdiniz; Korumalarla terör estirdiniz. Kurtarma çalışmalarını engellediniz.
Bakınız; Sn. Gül, Sn. Bahçeli ve Sn. Kılıçdaroğlu da geldiler. Mütevazi bir tarz da ziyaret ettiler. Ve gayet olumlu ,yapıcı beyanlarda bulundular.
f) Sevgili Polis kardeşlerim; Lütfen bu zulüm ve baskılara alet olmayınız. On beş bin ’i aşan meslektaşlarınıza yapılan zulüm / baskı/kıyım ve haksızlıkları unutmayınız. Hoş görülü olunuz. On yaşındaki çocuklara eziyet etmeyiniz.
3. Facia göz göre göre gelmiştir. Hiç bir tedbir alınmamıştır. Üretim akmasın diye ,kardeşlerimiz bile bile ölüme gönderilmiştir. Tam bir sorumsuzluk örneğidir.
a) Kablolar yetersiz. Teknoloji çok eski. Maskeler küflü. Sıcaklık cehennem gibi. Hava fanları arızalı Acil eylem planı yok. Tatbikatlar yapılmıyor . Eğitim yetersiz.
b) Güya, maden ruhsatları , Başbakanlıkça veriliyor. Ama denetim yok. Dört bin ocak var , müfettiş sayısı 60. Kaldı ki müfettişler ciddi denetim yapabiliyorlar mı? Madene iniyorlar mı? Anlık denetim mi yapıyorlar yoksa haber vererek denetim mi yapılıyor?
Son on yılda 808 bin iş kazası olmuş . Sadece , 7 bini denetlenmiş . Peki ne cezalar verilmiş? HİÇ.
Olan evlatlarımıza ve geride kalan ailelerine oluyor.
Tam bir Vahşi Kapitalizm. Tam bir Kölelik düzeni. Fransız/ İngiliz/ABD ve Rus Edebiyatında çizilen , İki asır öncesine ait , yüz karası tablolar, bugünün Türkiye’sinde yaşanıyor.
c) İşin bir diğer trajik yanı da ; Şirketin peşin peşin aklanmasıdır. Başbakan Firmaya toz kondurmuyor. Enerji Bakanı Örnek Maden ocağı ilan ediyor.(9 Temmuz 2013).. Çalışma Bakanı her türlü denetimin yapıldığını iddia ediyor. Firma sahibi , maden de 500 kişilik yaşam odası yapıldığı yalanını ,pervasızca söylüyor.(29 Nisan 2013 Dünya Gazetesi).
Ve hiç biri ; Ülkemizde niçin, Çin’in 6 katı / ABD’nin 360 katı , ölüm var diye sormuyor? Almanya da ,son 43 yılda hiç ölüm olmadığını dile ,getirmiyor. Hiç olmazsa Güney Kore Başbakanını ve Cumhurbaşkanını örnek alarak istifa etmiyor özür dilemiyor. Sayıştay’ın “ bu şirket takip edilmeli “ raporunu sümen altı edenlerden hesap sormuyor. Sarı sendikalardan bahsetmiyor. TÜRGEV ile ilgili iddialara cevap vermiyor . Bergama’daki altın madenine kök söktürülürken , yandaşlarına kıyak çekildiği itiraf edilmiyor. İşçi ailelerine , her türlü telkin ve baskının yapıldığı iddialarını , duymazlıktan geliyorlar?
Tek yaptıkları ; Soma da sıkı yönetim uygulamak. Her türlü tepkiye engel olmak. Cadı avı planları yaparken de bir yandan “Kalkınmış Türkiye “ masalları anlatmak.
Vatandaşlarımız fukaralığı paylaşırken ;tek kalkınanların AKP ve Yandaşları olduğunu gayet net görüyor.