Yavaş yavaş pehlivan tefrikasına dönmeye başlayan Bandırma Belediye Meclisi’nin son oturumu ile ilgili olan değerlendirmelerimizi, bu yazımızla nokta koyalım.
Bandırma Belediyesi eski Başkanı, yeni Balıkesir Milletvekili Cemal Öztaylan’ın yaptığı konuşmaları geride bıraktığımız günlerde burada kendi penceremizden değerlendirip, gerekli yorumlarda bulunduktan sonra bugün de ikinci yarı olarak nitelendireceğimiz, meclisin olağan oturumunda yaşananları değerlendirelim.
Malum, önümüzdeki yılın encümen ve komisyon seçimleri ele alınacaktı bu toplantıda. Alındı da.
Geçen toplantıda bütçe görüşmeleri, daha doğrusu görüşmemeleri, CHP’nin salonu terk etmesi nedeniyle, hiçbir karşı görüş belirtilmeden kolaylıkla kabul edilince, 2007 yılının son oturumunda da yine bir kez daha gözlerin CHP sıralarına çevrilmesine yol açtı.
Gerçi, CHP’liler sadece meclis üyeleri olarak değil, bu kez hem yönetim hem de partililer olarak salonu doldurmuştu. Sandık ki, oturumu sonuna kadar izleyecekler. Yanıldığımızı Cemal Öztaylan’ın konuşmasını bitirdikten sonra gördük. Öztaylan’ın arkasından hemen hemen hepsi de salondan ayrıldı.
Demek ki, dedik sadece Öztaylan’ı dinlemeye gelmişler!.. Eh ne diyelim, herkesin bir beklentisi var.
Encümen için AKP’den Eşref Kasapoğlu ile Necdet Sidat aday gösterilirken, CHP’liler de Erol Tarlı’yı gösterdiler. Tabii ki, Tarlı kaybetti.
Bu arada seçimlere geçilmeden önce Belediye Meclisi’nin en deneyimli ve en şık giyinen üyesi (yalnız bu son oturumda aynı şıklıkta değildi!..) Çetin Sever söz isteyip, kürsüye geldi ve her zamanki gibi ılımlı bir konuşma yaptı.
Dedi ki, “Bu meclise ilk geldiğimizde birlik ve beraberlik içerisinde Bandırma’yı yöneteceğiz. Bu nedenle de, gerek encümen gerekse komisyonlarda hem CHP’li arkadaşlarımızdan hem de bağımsız arkadaşlarımızdan üyeler de yer alsın. Bu da Bandırma’yı çok daha geniş bir kitlenin temsilcisi olarak yönetiriz anlamını taşır!..”
Bu konuşma prensipte kabul edildi, herkes sesli ya da sessiz olarak onay verdi. Ardından da seçimlere geçildi.
Kapalı oylama ile yapılan encümen seçiminin ardından açık oyla komisyon üyeliklerinin seçimine geçildi. Burada da dananın kuyruğu koptu tabii.
Yalnız bu arada, meclis toplantısının son oturumunda salonun yaramaz çocuğu rolünü Talip Yıldız oynamayı tercih etti. Hiç susmadı. Sürekli yanındakilerle, arkasındakilerle, kürsüdekilerle konuştu durdu.
Hatta bir seferinde Cemal Öztaylan bile konuşurken, Talip Yıldız’ın sürekli konuşmasından rahatsız oldu ve biraz da kızgın bir ses tonuyla “Susun bir dakika yahu!” demek zorunda kaldı.
Öztaylan’dan zılgıtı yiyince susan Yıldız, daha sonra bu konuşmasını yine devam ettirdi. Özellikle de Çetin Sever konuşurken yine yanındakilerle yüksek sesle konuşmaya devam edince, Sever de müdahale etmek zorunda kaldı. Bir zılgıt da o attı.
Daha sonra son derece tahammüllü olarak bildiğimiz Başkan Recep Eraydın da Talip Yıldız’ı uyarmak zorunda kaldı. Hem de bir hayli sert bir tonda, yaptı bu uyarısını. Ondan sonra da Talip Yıldız’ın sesi bir daha duyulmadı…
Komisyon seçimlerinde CHP’de birer adayla katılırken, en ilgi çekici komisyon seçimi İmar Komisyonunda yaşandı. Meğerse en gözde komisyon da burasıymış!..
İmar komisyonu bildiğimiz kadarı ile uzmanlık isteyen bir oluşum. Genelde bu komisyona imar işlerinden anlayan mimar ve mühendis meclis üyeleri seçiliyor. Ya da konunun uzmanı olanlar.
Bu komisyona AKP Gökhan Gökbulut, Mehmet Demir, Hamit Levent Gürer, Esra Kılkışlı’yı gösterirken, CHP de doğal olarak Yalçın Cömert’i gösterdi.
Gökbulut mimar, Demir inşaat mühendisi, Cömert de şehir planlamacısı. Yani kısaca bunlar komisyonun uzman üyeleri. Gürer esnaf temsilcisi, Kılkışlı da ekonomist olarak görünüyor. Bu safhada, AKP’den olaylı bir şekilde ayrılan ve halen bağımsızlığını koruyan Çetin Sever, söz isteyerek komisyona bağımsız üye sıfatıyla kendisinin de aday olduğunu belirtti. Ancak komisyon 5 kişilik olunca, AKP’liler arasında kısa bir tartışma yaşandı.
İsimleri daha önceden belirledikleri için ne son oturuma katılmayan Esra Kılkışlı ne de Hamit Levent Gürer çekilme yönünde bir eğilim göstermeyince, Başkan Eraydın da, tahtaya yazılan isimleri oylattı. Doğal olarak da, AKP oyları çoğunluk olmak üzere bu isimler komisyon üyeliklerine seçildi.
Çetin Sever de tepkisini, “Sizler önceden herşeyi önceden planlamışsınız, demek ki peşin hükümlüymüşsünüz…” diyerek gösterdi.
Eraydın da bir anlamda gönlünü almak amacıyla “İsterseniz imar komisyonu toplantılarına katılabilirsiniz” dedi. Dedi ama Sever’i ikna edemedi.
Sonra da Çetin Sever bir anlamda bu sert çıkışını Çetin Mirap tarafından satın alınan benzinliğinin tümünün mühürlenmesiyle ödedi…
Herhalde bundan sonraki toplantılarda ya daha sert muhalefet yapacaktır, ya da tamamen sessiz kalacak, belki de toplantılara da katılmayacak.
Toplantılara katılıp katılmama derken, son oturuma katılanlar arasında Mustafa Albayrak da dikkati çekti. Uzun süredir meclis oturumunlarına katılmayan Albayrak, neredeyse kendini unutturuyordu. Dileğimiz, bundan sonraki oturumlarda da kendisini görmek kısmet olur inşallah…
Bu arada, yeni Kabahatler Kanunu ile ilgili yeni düzenlemeler ve yönetmelikler çıkacağına işaret eden Başkan Recep Eraydın, bunların ardından yeni cezaların geleceğinin de işaretini verdi.
Özellikle, çekirdek yiyenler bundan sonra yanlarında ödeyecekleri ceza parasını da ceplerine koymadan dışarıya çıkmasınlar.
Ne demişler, her nimetin bir külfeti vardır. Onlar, nasıl ki büyük bir zevkle çıtır çıtır çekirdeklerini çıtlatıp, yine büyük bir keyifle kabuklarını Bandırma’nın başta Cumhuriyet meydanı olmak üzere sahil bandına atıp, gönüllerini eğlendiriyorlarsa, bundan sonra Belediye bütçesine de önemli oranda katkıda bulunacaklar!..
Çekirdek kabuklarını yere atan, tüküren, daha doğrusu bu tür eylemlerle çevreyi kirletenler, Bandırma Belediye bütçesindeki açıkları az da olsa yamayacaklar!.. Vallahi bence de çok iyi olur.
Hele yazın, ne Cumhuriyet meydanında, ne de sahil bandında gezmek mümkün değil, çekirdek kabukları yüzünden. Trilyonlarca lira para harcanıp, mermerlerle görsel güzellikler katılırken, o çekirdek kabukları ile bir anda geri kalmış bir Anadolu kasabası hüviyetine dönüşüyoruz.
Bu uygulama aslında bir an önce hayata geçirilmeli ve bu konuda da Bandırma Belediye Zabıtası’na sıkı talimat verilmeli, hiç kimsenin gözünün yaşına bakmaması konusunda. İnanıyorum ki, sıkı takip edilip, birkaç kişinin parasal olarak ciddi bir şekilde canı yakılınca, tertemiz bir Bandırma kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
Oturumun en sonunda CHP’lilerin çeşitli konularda verdiği önergeler oylandı ve kabul edildi. CHP’liler de Sahil Yenice’deki fosfat zenginleştirme tesislerinden, Ayyıldız tepeye yapılmak istenen çimento fabrikasına kadar geniş bir yelpazede soru önergesi vermişler. Dikkat çeken bir şey de, bu son oturumda bağımsız üye Ömer Faruk Can’ın hiçbir soru önergesi vermemesiydi. Anlaşılan CHP’lilerle iyi paslaşıyor!.. Bir oturum O veriyor, bir oturum CHP’liler!..
Bir de oturumun sonunda Kaz Dağları’ndaki siyanürle altın arayanların, Gönen Barajını kirletip kirletmediğini yerinde incelemek için bir heyet de oluşturuldu. Basının da çağrılacağı heyet, önümüzdeki haftalarda inceleme gezisine gidecek.
2007’nin son meclisi de böyle sona erdi işte…