Koca çınar, fırtınaya yenik düştüğünde, büyük gürültü kopmuştu. Çınarın devrildiğini, komşunun çocuğu haber vermişti.
Koca çınar devrilirken, kaşın da kaymasına neden olmuştu. Gövdenin kalınlığı, dalların büyüklüğü ve yaprakların genişliği inanılmazdı.
Babam yapabileceğimiz bir şey yok. Yalnız yaprağını bahçeye taşımaya çalışalım, dedi.
Yapraklarını sepete doldurup taşımaya başladık. Babam dal uçlarını kesiyor ve kardeşimle taşıyorduk. Ter alnımızdan başlıyor ve topuğumuzdan çıkıyordu. Akşama kadar da ter bizi hiç bırakmadı. Eve yorgun düştük. Akşam çimende yorgunluk çayı içtik. Bir esinti, içeri geçin soğuk geliyor, der gibiydi. Babam, böyle olmayacak, yarın Kasabaya inip ağaç kesmeyle ilgili kişileri, getirmem gerekir, dedi.
Babam gelmeden dere kaşına indik. Dal uçlarını kesmeye çalıştık. Başaracağımız iş değildi. Yine ayakta duracak halimiz kalmamıştı. Biraz güç toplayıp eve çıktık. Babam geldi. Yarın üç kişi geliyor, hadi gözümüz aydın, dedi. Başarmamız mümkün değildi. Ağaç yere iyice yapışmıştı. Çünkü geçen yıl; kestikleri ağacın yanındakine takılmasıyla problem yaşayan iki genç, acemiliklerinin kurbanı olmuş ve düşen ağacın altında kalmışlardı. Onun için ağaca yaklaşmadık.
Köyde böyle acı bir olay yaşanmıştı. Çocuklardan birinin toprağa yapışması, tedbirsizliğin açık bir örneğiydi. Ağaçla oynanmazdı. Tonlarca ağırlık başına düşerse seni böcek gibi ezerdi. Ağacın kaldırılmasını, işin ustaları yapacaktı. Rahatlamıştık. Babamın olayı ustalarıyla halledeceğine sevindik.
Sabah erkenden ustalarla dere kaşına indik. Kesmek için her türlü aletleri olduğunu gördük. İlk önce dalları kesip bir yere yığdılar. Doğan döndükçe baykuş sinmeye çalışması gibi, ustalara çalışırken yakın dahi durmadık. Ağacın devasa gövdesini dereden özel olarak alacaklardı.
Sağanak gibi ağacı söküp attılar.
Bizde döküntüleri topladık. Ter yine bizimleydi. Kardeşim, bahçeye inmek ter demektir dedi. Ustalar da kısmen terliyorlardı. Bu hallerine sevindik, demek ki yalnız biz terlemiyorduk.
Koca çınarın kesmesini, tere battığımız o günleri ve işin ehli olmanın ne kadar önemli olduğunu unutmayacağız. Koca ağaç önlerinde oyuncak hale geldi. Dalları parçaladılar ve bahçeye taşıdılar.
Koca çınar hayallerde kaldı.
Hasan TANRIVERDİ