KOAH ataklarının tedavisi nasıldır?
KOAH mümkünse mutlaka bir göğüs hastalıkları uzmanı tarafından tedavi edilmelidir. Göğüs hastalıkları uzmanının olmadığı durumlarda dahiliyeci ve pratisyen hekimler de tedaviyi üstlenebilirler.
Önce KOAH ataklarının ilaç tedavisinden bahsetmek istiyorum. Daha sonra oksijen tedavisi ve yardımcı solunum tedavilerine değinmek isterim.
KOAH’ ta tedavisinde kullanılan ilaçların başlıcaları antibiyotikler, nefes açıcı ilaçlar, kortizon, oksijen ve balgam söktürücü ilaçlar şeklinde gruplanabilir.
KOAH’ ta antibiyotikler hangi durumlarda ve nasıl kullanılır?
Antibiyotikler KOAH tedavisinin çok önemli bir aracıdır. Antibiyotiklerin yeri hakkında şüpheler olmasına rağmen her KOAH atağında antibiyotik kullanılması rutin bir uygulamadır. Burada en önemli rehber balgamın miktarı ve rengidir. Balgamın miktar olarak artması ve renginin beyaz veya şeffaftan sarı veya yeşile dönmesi, kötü kokulu olması antibiyotik tedavisine başlanması için yeterli sebeplerdir. Ağır KOAH ataklarında enfeksiyona ait bir gösterge olmadığı halde de antibiyotikler verilmektedir.
Antibiyotik seçimi neye göre yapılır?
KAOH’ ta antibiyotik seçimi her hangi bir laboratuar testine göre yapılmaz. Ataklarda çok sık etken olan bakterileri kapsayan antibiyotikler, antibiyogram yapmadan verilir. Bu seçimde, atağın şiddeti, hastanın altta yatan başka bir hastalığının olup olmadığı ve o kişide daha önce yapılmış olan antibiyogramlar dikkate alınmalıdır. Tedaviye beklenen cevabın alınamadığı durumlarda ise antibiyogram adı verilen testlerle atağa yol açan bakterinin ne olduğu ve hangi antibiyotiklere duyarlı hangilerine dirençli oldukları belirlenir. Tedavi süresi genellikle 7 ila 10 gün kadardır. Tedaviye cevabın tam olmadığı durumlarda bu süre biraz daha uzatılabilir.
Antibiyotikler hap olarak ağızdan mı yoksa damar yoluyla mı verilmelidir?
Antibiyotikler KOAH ataklarında ağızdan hap olarak da kullanılabilir damar yoluyla da verilebilir. Şayet hastanın bulantı, kusma , ishal… gibi ağızdan alınan ilaçların emilmesini etkileyen bir şikayetleri yoksa ve hastanın şuuru açıksa ağzı yoluyla kullanılan antibiyotikler tercih edilmelidir. Çünkü bu hem başarı şansı yüksek olan ve hem de ucuz olan bir tedavi yöntemidir. Ama, ağızdan ilaç alamayacak durumda olan hastalarda zorunlu olarak antibiyotiklerin de damar yoluyla verilmesi gerekir. Hasta, ağızdan beslenebilir duruma geldiği zaman antibiyotik tedavisine de ağız yoluyla devam edilebilir.
KOAH ataklarında hangi nefes açıcı ilaçlar kullanılır?
KOAH ataklarında kullanılan bronkodilatörler yani nefes açıcı ilaçlar olarak bilinenler teofilin, beta-agonistler ve antikolinerjiklerdir. Ağır ataklarda bu ilaçların solunum yoluyla veya damar yoluyla uygulanması gerekir. Teofilin KOAH ataklarında damar yoluyla, diğer ikisi ise solunum yoluyla nebülizatör adı verilen cihazlar aracılığıyla kullanılır.
Tedavi süresi atağın ağırlığına ve hastanın vereceği cevaba göre değişmekle beraber ortalama olarak 5-7 gün kadardır. KOAH ataklarının takibinde hastanın muayene bulguları büyük önem taşır ama durumunu en objektif olarak gösteren arter kan gazları olarak bilinen incelemedir. Arter kan gazlarında kanda oksijen ve karbon dioksit basıncı ile kanın pH’ sı asitliği ölçülür.
KOAH ataklarında kortizonun yeri nedir?
KOAH ataklarında nefes açıcı ilaçlarla beraber mutlaka kullanılması gereken bir ilaç da kortizondur. Kortizon aslında tam bir bronkodilatör yani nefes açıcı ilaç değildir, ama hava yollarındaki ödeme ve iltihaba en etkili ilaçlardır. Kortizon hafif ataklarda ağız yoluyla da verilebilir ancak genellikle damar yolu tercih edilir, çünkü hem tedavinin daha etkili olması sağlanmış olur ve hem de kortizonun sindirim sistemi üzerine olan olumsuz etkileri ortaya çıkmaz. Kortizon tedavisi ortalama olarak 5-7 gün sürdürülür ve hastanın durumu da düzelmişse tedavi doz yavaş yavaş azaltılmadan birden kesilir. Bu şekilde birkaç günlük kortizon tedavinin azaltılarak kesilmesi gerekli değildir. Hasta da kortizonun yan etkilerinden kısa zamanda kurtarılmış olur.
KOAH ataklarında ilaç tedavisine cevap vermeyen hastalar olabilir mi?
Her şey bilimsel olarak doğru yapılmasına karşılık, bazen uygulanan ilaç tedavilerinden beklenen sonuçlar alınamayabilir ve hastanın durumu giderek de kötüleşebilir. Bu şekilde tedaviye cevap vermeyen hastalarda hastanın oksijen tedavisini doğru alıp almadığı ve hem de altta yatan kalp ve böbrek hastalığı olup olmadığı dikkatle araştırılmalıdır. Kortizon, oksijen, antibiyotik ve nefes açıcı ilaçlarla düzelmeyen hastalarda yardımcı solunum tedavileri devreye girer.
KOAH ataklarında balgam söktürücü ilaçların faydası var mıdır?
KOAH ataklarında balgam söktürücü veya balgam sulandırıcı ilaçlar da kullanılmaktadır. Burada amaç hastanın solunum yollarında biriken bu salgıların daha kolay atılmasını sağlamaktır. Bunun için hastanın kuvvetli olarak öksürülebilmesi gerekir, aksi takdirde bu tür ilaçlar zararlı bile olabilir. Ben KOAH ataklarında bu ilaçlar yerine bol miktarda su içilmesini tavsiye ediyorum, çünkü bu sayede hem hastanın daha rahat balgam çıkarması sağlanabiliyor ve hem de hasta ilaçların yan etkilerinden kurtulmuş oluyor.
Hem balgamı sulandırıcı ve hem de antioksidan etkileri olan asetilsistein isimli ilacın da KOAH tedavisinde mühim bir yeri yoktur.
KOAH tedavisinde öksürük kesici ilaçların yeri nedir?
KOAH’ ta öksürük eksici ilaçlar kesinlikle kullanılmamalıdır, çünkü öksürük akciğerleri dışarıdan giren toz, duman, alerjen ve mikroplara karşı koruyan en önemli savunma mekanizmalarından biridir. Solunum yollarında özellikle atak dönemlerinde biriken koyu ve yapışkan salgılar da bu öksürük refleksi sayesinde dışarı atılabilmektedir. Zaten solunum fonksiyonlarındaki kısıtlanmalar yüzünden etkili şekilde öksüremeyen hastalara bir de öksürük kesici ilaçlar verilirse hasta hiç öksüremez olur ve adeta kendi salgıları içinde boğulur. KOAH’ lılarda öksürük kesilmeye çalışılacağına hastalar tam aksine öksürmeye teşvik edilmelidir.
KOAH ataklarında solunuma yardımcı aletlere ne zaman başvurulur?
Tıbbi tedaviye cevap vermeyen hastalarda solunuma yardımcı olan aletlerden yararlanılır. Bu yardımcı solunum tedavilerinin burun veya yüz maskeleriyle hasta yatağında uygulanan türleri olduğu gibi, Yoğun Bakım Üniteleri’ nde yapılanları da vardır.
Burun veya yüz maskesiyle sonuç alınamaması, oksijen basıncının çok düşmesi, solunum sıklığının dakikada 35’ in üzerinde olması, asidoz gelişmesi, solunum durması, hastanın şuurunun bulanık olması, tansiyonun çok düşmesi ve bazı komplikasyonların olduğu durumlarda hastaların Yoğun Bakım Ünite’ lerinde tedavi edilmeleri gerekir.