Hayatı takmak istemeyebilirsiniz, ama hayat taktırır. Koyar yumruğunu vurur masaya. Öyle okkalı laflar, beylik sözler söyleyebilirsin tabi.
Çünkü konuşmak kolay. Ağzı olan bunu keyifle yapar.
Ama hayat, yediriverir o lafları çoğu zaman.
Hatta yemek istemesen bile ellerine yüreğine,
mecaline bastırarak yedirir zorla bağırta bağırta.
Bazen de beceriverir hayat seni. Belini incitmeden ve gülümseyerekten.
*****
Kim mi hayat. O hiç belli olmaz, bazen patronun, bazen işçin, bazen müşterin, bazen öğrencin-hocan, bazen kocan veya karın, bazen komşun, bazen baban-anan, bazen çocuğun, bazen eşin, bazen dostun…
Hiç belli olmaz.
*****
Yatay ve dikey adalet mi, ne yatayı dikeyi, bazen gramını ararsın bulamazsın.
Eşitler arasında önde gelmek ve/veya önce gelmek mi, en arkada kalmamaya şükredersin. Zenginliği yüce yaradan verir, ilmi / bilimi kişi kendisi alır denir hep.
Zengin zatını mülkte baki sanır, alim, dünyada baki.
Ne zengin ne alim kalır yüz, yüz elli yıl sonra.
Çoktan başka bedenler için sebze ve meyve gübresi oluverirler.
*****
Bir de iktidardan düşmüşler vardır.
Öyle veya böyle iktidardan düşmüştür.
Ya parasal iktidarından, ya siyasal iktidarından,
ya da fiziksel iktidarından düşmüştür.
Kalakalmıştır öylece.
Kestiği raconlar serilir önüne,
attığı silleler çemkirir ona elini beline koyarak ve kasım kasım kasılaraktan.
Verdiği emirler demir gibi keser artık içini.
İş yaptırmak için ricayı arar durur mumla.
Çünkü, artık yalvarır dört bucağa.
Madara olur el aleme, katılasıya kahrolaraktan.
Artık hatır toplama zamanıdır.
Aslında hatır toplarken, kahır da toplarsın nal da.
Ama bu nallardan birisi uğur da getirebilir sana kâr da.
Vurursun nalına mıhına, gururla salına salına.
Gözün kör oluverir iktidarının muktedirane parlaklığına,
Salarsın emirleri basarsın yaygarayı bağıra çağıra.
*****
Bazen de kardan adam gibi hissedersin kendini,
güneş altında kalınca yok oluverecekmiş gibi hayatta.
Korkmayın, endişelenmeyin.
Güneş belki çıkmaz, kardan adamlığın, buzdan adama dönüşür, kârdan adam oluverirsin. Ne kadar adam kalabildiysen artık kâr sayaraktan.
*****
Malum ola ki, hep çıkışlar ve hep inişler olmaz hayatta.
En güzeli de budur belki.
En zirvedeyken bir günde dibi bulabileceğin gibi,
Dipteyken bir anda gülümseyiverir HAYAT sana,
yarısı bayat, yarısı taze lokmasından sunuverir önüne en tazesini.
Demek ki neymiş, bir iniş bir çıkış, bir çıkış bir iniş, ölene dek aynı nakarat.
Bu kubbede hoş bir seda bıraktıysan ne ala,
bırakmadıysan, eşşekoğlu eşeksin ne diyeyim daha.
*****
Kızgınlıkların geçer belki ya kırgınlıkların,
Öfke seli alıp götürür seni, burnundan dumanları çıkararak,
Yap bozlarla oyalar seni bazen, dayıp köşeye koyaraktan,
Son kullanma tarihi geçmiş iyi niyetlerinizi yedirir çoğu zaman,
Hayat bu, “iyiydi” dedirir merhumlara ardından,
Baktıkça cenazeye peşinden söverekten…
Herkes ezberden manzara koyup yaralarını sarmak isterken,
Kanamak istemez senle, sanki ölüye telkin vererekten.
*****
Bazen bir gece yarısı radyosu gibi geyiğin dibine vurdurur,
Demlediğin çayın deminde derinlere dalıp denge ararsın,
İkiye ayıraraktan insanları.
Ve birden endişeye kapılırsın
Melekten insan selinin rüzgarı,
Cehennemde yalnız kalacağının korkusuyla ürkütüverir insanı.
Beni 7 bitirdi her şey dediğin bir anda,
Yediyi ters çevirir, bir çengel atıp dörde çevirir,
Yanına üç dört daha koyaraktan dört dörlük tafra yaparsın.
*****
Hayat mı, baht mı, talih mi, kader mi ne derseniz deyin.
Ben hayat dedim gitti.
Mutlu Pazarlar efendim. Nasıl mutlu olunacaksa artık. Çok mu bunalım takıldım. Hayır. Hep toz pembe yazacak değilim elbet. Çünkü, pembesi gidip tozu kaldığı da çok olur.
Yine de ne diyeyim.
Her ne olursan ve nerede olursan ol, , CARPE-DİEM! daima…
////
Unutmadan yazı başlığını da açıklayalım.
Kızılötesi ve morötesi, bir ışık dalga boyudur. Kızılötesi ve morötesi ışınlar aslında görünürlük ve görünmezlik noktasında birbirine komşudur. Tıpkı madde ve enerji gibi. Hayatta böyle işte. İnişler ve çıkışlar, bitişler ve yeni başlangıçlar…
Mutlu haftasonları efendim. Kalın sağlıcakla.
İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde lisansını (1993) tamamladı. İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Fakültesi’nde Personel Yönetimi / İnsan Kaynakları Yönetimi Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamladı. (1996) Doktorasını M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim bilim dalında, Büyükşehirlerde Kentiçi Ulaşım Hizmetlerinin Entegrasyonu ve Yönetimi, İstanbul Metropoliten Alanı İçin Bir Model Önerisi adlı teziyle tamamladı. (2004).
Halen Ordu Üniversitesi’nde (Deniz Bilimleri Fakültesi, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi.
ICAM Network ve ICAM Publishing Genel Yayın Koordinatörlüğünü, OJOP Çevrimiçi Bilimsel Dergi Yayıncıları ve Editörleri Platformu Dönem Başkanlığını, KADOÇED Genel Başkanlığını, TİGAD (Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği) Ordu Temsilciliğini, KAŞYAD Başkanlığını, KARAV Müt. Heyeti Başkanlığnı yürütmektedir.
Eserleri:
Kent, Ulaşım, Yerel Yönetim, Bilişim Teknolojileri, Estetik, Kent Kültürü, Çevre, Kurumsal Etik, Bireysel İletişim ve Kurumsal İletişim Sistemleri, Siyaset, Yönetim Bilimleri, Mizah, Şiir ve Edebiyat, Kişisel Gelişim, Hukuk-Siyaset-Eğitim Felsefeleri alanlarında 10’dan fazla kitap, yüzlerce makale, bildiri, 1000’den fazla köşe yazısının müellifidir.
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.