Kısır döngü nedir ? İki olumsuz sonucun birbiriyle sürekli etkileşime girerek birbirlerini büyütmesi olayıdır. Peki bu kısır döngü nasıl biter? Ya infilak
eder ya da taraflardan biri bir dış etkence kırılabilirse bu döngü yavaşlar ve durur hatta tersine bile döndürülebilir yani zararları silinebilir. Mesela kilo ve hareketsizlik böyle bir kısır döngüdür. Kişi hareketsiz kaldıkça kilo artar, kilo arttıkça da hareket azalır. Bu durum bir zaman böyle giderse hormonal bozulmalar da devreye girere ve olay kişinin iradesinden çıkar. Sonuç tam bir kısır döngüdür sonuçta 300-350 kilo ağırlığında yatağa bağlı bir kişi olayı sunar.
Kilo ve iştah kısır döngüsü gibi yaşamda bir çok alanda kısır döngüler vardır. Ekonomik,sosyal,kültürel,siyasi,askeri kısır döngüler mevcuttur. Terör ve hukuk veya adalet kısır döngüsü de çok ilginçtir. Terör adaletin yanlış uygulandığı yerlerde musamaha görür ve azar. 1980 ihtilalinden önce ülkemiz bir sağ-sol çatışması kısır döngüsüne sokulmuştu. Bugün ise Türk-kürt çatışması böyle bir kısır döngü içinde ilerliyor. VATANDAŞLIK BAZINDA toplum bireyleri anlaşamıyor. Etnik ve dinci taraftarlık devamlı bir kısır döngü oluşturuyor. Ne dinci geçinenlerin ne de etnik kavgadan yana olanların DEMOKRASİ den haberleri yok. Din ve etnisite üzerine bir devlet kurulamaz. Devlet önünde vatandaşlar vardır. Hr vatandaşta belirli hak ve sorumluluklara tabidir. HER ŞEYDE HAKKIMIZ OLSUN AMA SORUMLULUĞUMUZ OLMASIN zihniyetiyle bir yere varılamaz. Dini anlamayana yobaz dendiği gibi milliyetçiliği anlamayana da ırkçı faşist denir. Yobazların ve faşistlerin demokrasi anlayışı gelişmemiştir. Bunlar kompleksli varlıklardır. Hoş görü bunların yanından bile geçmez.
Üzüm suyunun karanlıkta kaldığında alkol üretmesi gibi toplumlar da kültürel ve sosyo ekonomik açıdan karanlıkta bırakıldıklarında tıpkı alkol gibi kendi yobazlarını ve kendi faşistlerini üretmeye başlıyor. Bu görüşümün ispatı yüzyılımızın faşist diktatörlerini ve toplumlarını incelediğinizde sizde göreceksiniz. Durgun su ya da göleter her zaman kirlilik açısından tehlikelidir ve buralarda balık yetişmez. Akarsu ya da suyu değişen göller temiz ve sağlıklıdır. Buralarda balıklar yetişir. Toplumlar da böyledir. Demokratik toplumlarda yetişmiş eğitilmiş bireyler vardır. Yöneticileri de değişim halindedir. Demokratik toplumlarda yöneticileri başarısız olduklarında kullandıkları bir İSTİFA MEKANİZMASI vardır. Bu istifa mekanizması ahlaki bir alışkanık halinde çalıştırılır. Sivil toplum kuruluşlar demokratik toplumlarda gelişmiştir. Cemaatler ve faşist örgütler sivil toplum kuruluşu değildir. Çünkü başkanları ölünce değişir bunların. Demokratik kurumlarda görev alma görev verme kuralı liyakata tecrübeye dayalıdır. Cemaatler ve faşist örgütlerde ise görev alma verme işi istismara ve zalimliğe ya da şeytanlığa dayanır.
Velhasıl, demokrasinin gelişmesi için akıl ve ilim gereklidir. Aklı ve ilmi gelişmemiş insanların çoğunlukta olduğu toplumlarda demokrasi gelişmez. Orada sadece korkunun krallığı vardır.