Kiralık ev bakıyordum. Söylemiştim. Bulundu. Sanki sesim duyuldu da birden etrafımı öğretmenler sardı. Ev sahibi ve eşi, emekli öğretmen. Aracılık eden de bir eğitimci. Eski insanlar yani.Giriş katında bir evceğiz. Balkonu yok. O yüzden evceğiz diyorum. Yılların kiracısı olaraktan artık tecrübe kazandığım için, evin ve etrafının ses durumunu sordum. Muhit biraz daha aklıselim insanlardan oluşuyor gibi. Aracı olan öğretmen ağabeye çok bahsettim ki mesela eve yerleştiğimde dolayda bir gürültü olursa ben aklına geleyim ve biraz da müdahaleci olsun. Ben zaten ses çıkarmam. Ben çok güzel bir insanım aslında; hiç gürültü çıkarmıyorum. Psikolojide terslik durumu var, bu gürültü yapmak konusunda. Yani içsel olarak ne kadar yalnız hissediyorsanız dışsal olarak daha çok gürültü çıkarıyorsunuz. Yalnızlar aslında yalnız değildir; ya herkes vardır da konuşulacak bir şey yoktur ya da çok şey vardır da konuşacak insan yoktur; her konuşmak da konuşmak değildir. Bu “güzel insan” olmak deyimini kullandım. Neden kullanmayayım ki. Etrafta kendini övmeyen yok gibi. Ben de iki satır arasına, kendimle ilgili bir “güzel” kelimesi koymuşum, çok mu. Zaten bu da psikolojide vardır; kendini beğenmeyen (az da olsa beğenmeyen) insan ölürmüş. Çok da cılkını çıkarmamak gerekir. Evin iki giriş kapısı var. Ben elbette bahçe kapısına yakın -mutfak- kapısını kullanacağım. İlginçtir; ilk defa iki çıkış kapılı bir evde kalacağım. İki kapılı bir evde, kalıyorum gündüz gece. Behçe duvarı kenarı ağaçlar, çiçekler. Çok kedi yavrusuna rastlıyorum. Çapkın erkek kediler ve hayırsız anne kediler çok burada. Kedi yavruları için iki kutu düşünüyorum. Konuk evi gibi yani. Bu yavru kedileri daha çok, geceleri gördüğüm için gerekli bu kutular. Sonra hayvan barınağına. Evin odalarından birini tamamen boşaltacağım. Boş oda. Tekli koltuk var, bu gün gördüm. Sehpa da var. Yeter. Beni yoran insanları, zaman içerisinde gereksiz eşyalar gibi görmeye başladım. Beyin-sinyal-tanımlama açısından gerçekten de öyle; yoran insan= fazlalık eşya. Kanepe Kamil. Sehpa Sevim. Abajur Davut. Küvet deliği Teyfik. Ayakyolu Süleyman. Duş ahizesi Gülay. Çanak anten Çetin. Es kapağı Esin. Gibi. Eşyalar sanıldığından daha çok yoruyor insanı. Yani aslında, eşya-madde bağımlısı herkes buna yakın tanımlarla görür.. veya tanımlara yakınsar. Zihin ele geçirilmişse, çabuk atılabilir, eskiyebilir de olunabiliyor. Şimdiye kadar kimse bana kanepe demedi fakat kendimi kanepe gibi hissetmişliğim çoktur. Bu tür şeyleri karşılıklı olarak da yapıyor olabiliriz. Kısacası; kimseyi, kanepe olarak görmek istemem. ** Bazen, bir şeyi yapmak kadar yapmamak da tehlikeli olabiliyor. Hatta, yapmadığınız bir şeyin, yapma düşünce kırıntısı bile yokken aklınızda… o daha tehlikeli Kendimi bildim bileli yürürüm ben. Eskiden gece yürüyüşlerini daha çok yapardım. Genel de ıssız yerlerde. Sessizlik. Yıldızlar. İnsanların bir kısmının deniz kenarlarında durmalarını, denizlerden gelmiş olabileceğimize yoran bir iki insan tanımıştım. Kimileri de işte yıldızların kenarında durur. Mesela benim gibi. Yıldız tozlarından olduğumuza ilişkin söylenceler de var. Öyleyse kimimiz sulardan kimimiz o yıldızlardan gelmiş olabilir..deyip konuyu tatlıya bağlayalım. Yürürdüm yani. Şimdi de yürüyorum ara ara. Gündüzleri daha çok yürüyorum. Fakat hemen söyleyeyim; define filan aramıyorum. Fakat istesem define bulurum. İnanmazsınız… çocukken ben birilerine define buldurmuştum. Kazıyı yapanların kim olduğunu bilemedim hiç. Kazı yapılan yerde, mahalleden arkadaşlarla durup bakarken bir çocuk iskeleti bulmuştuk. Çocuğun kurukafasını alıp mahalleye götürmüştük. Amacımız, kızları korkutmaktı O kurukafayı çocuklardan birisinin (kimdi o?..), bir komşumuzun bahçe demirlerine astığını hatırlıyorum. Aradan az bir hafta geçmedi, o evden birisi ölmüştü. Bir kadını kocası. Kadın, kocasının ölümünden sonra, delirdi demeyeyim de, zincirlerini kopardı. Hiçbir şeyleri de düzen almadı sonra. Çocuk kurukafayı, yine sanırım, birkaç komşunun sert uyarısıyla birkaç arkadaş geri götürüp yerine bırakmıştı. Jogoloomot bir şifreli kelime. Polisler anlamasın diye ne iş yapılacağını böyle yazıyorum. Jogoloomot un yazdığım diğer şeylerle ilgisi yok. Evet.