Goethe‘nin dediği gibi sanki yaşlandıkça hayat daha şakacı oluyor. Kim bilir belki de trajik zamanlar, kanıksadıkça komikleşmeye başlıyor gözümüzde.
Mesela et reyonları önünde vatandaşın hali üç aşağı beş
yukarı böyle. Etiketlerden fiyatları okurken bakıyorum amcalar, teyzeler, ev kadınları gülerek soruyor anlayamadıklarını. “Ya oğlum yine mi artırdınız kuzu etinin kilosunu”. Satıcılar da duruma alışmış gülümseyerek yanıt veriyorlar, “Teyzecim haftaya bu fiyatı da bulamayacaksın.” Aynen böyle bir tablo yaşanıyor önümde. 250 gr. kıyma alan genç kız kıkır kıkır, “10 lirayı geçmesin lütfen” diyor.
***
Fiyatlara bakıyorum tek tek. Kuzu gerdan ki, ev kadınlarının kurtarıcısıdır; 30 TL. Kuzu pirzola 47 TL. Biftek antrikot hiç girmeyelim oralara. Kıymanın kilosu 40 TL olduğuna göre zaten olay bitmiştir. Bu fiyatlar öyle kasapta falan değil, bildiğin ucuzluğu ile iddialı markette. Ve hayvancılık politikamız gözlerimizin önünde tel tel dökülmekte. Sonunda vatandaşı fiyatlara gülme mertebesine getirdiler.
***
Battı batacak dediğimiz komşu Yunanistan’da et fiyatı 6-10 euro arasında. Ayıptır söylemesi adalara gittiğimde en son pirzola satın alarak dönmüş ve halimize gülmüştük. (Söylüyorum iyi değil bu gidişat!) Avrupa’da marketlerde 6 euroya t-bone alıyorsunuz. Karadeniz Gürcistan’dan besleniyor.
Kilosu 10-12 TL’ye Kafkaslar’da yetişen lezzetli etler evlere taşınıyor.
***
Tüketici Fiyat Endeksi’ne (TÜFE) göre geçen sene Mayıs ayında 27 lira olan dana eti fiyatı bu sene Mayıs’ta yüzde 29 artışla 35 liraya çıktı. Ki TÜİK görmüş ben 40 TL’nin altında dana eti de göremedim. İzmir enflasyonda Türkiye ortalamasının üzerinde. TÜİK Türkiye geneli 12 aylık ortalama enflasyon artışı yüzde 8.45’ken, İzmir’de aynı rakam 9.05.
İzmir Kasaplar Odası Başkanı Ceyhan Yücelmiş, artan et fiyatlarıyla kendilerinin dahi baş edemeyecek duruma geldiklerini söylüyor. Nedenler çok.
Yücelmiş son artıştaki nedenin üreticilerin hayvanlarını kurban bayramına saklamaları olarak açıklıyor. Elbette sektörü bugün çıkmaza sürükleyen öz neden küçük üreticilerin aradan çekilerek, sahanın büyük oyunculara kalması. Fiyatları istedikleri şekilde manipüle edebiliyorlar.
***
Yakın geçmişe kadar bu tür manipülasyonlarda ithalat sopası gösterilirdi. Düzenli ithalat yapmaya başlayınca bu tehdit de kimseyi korkutmaz hale geldi.
Ulusal Kırmızı Et Konseyi kurulduğundan bu yana eti daha pahalı yiyoruz. Şimdilerde sık sık iftar menüleri hazırlanıyor, bol etli tarifler veriliyor ya, her duyduğumda aynı tepki geçiyor içimden. Düne kadar tarım ve hayvancılıkla geçinen toprakları, dünyanın en pahalı etinin yendiği ülkeye dönüştürmekte kimin emeği varsa özellikle şu mübarek Ramazan ayında, canı gönülden tebrik ediyorum!!!