Milli devletlere saldıran ve uluslararası dolaşımda mal, hizmet, para, politika, kültür her şeyi alıp satan üzerinden rant, gelir, faiz elde eden çok uluslu şirketler tüm yerel değerleri çöpe atmak istiyorlar. Kimse ne İran’ın, Venezuala’nın yada Türkiye insanının daha fazla refah,daha fazla gelir yada mutlu, özgür olmasının peşinde değil. Çok uluslu kapitallerin ne denge ne uzlaşı anlayışı var. Onlar kendi çıkarları için insanlığın kanını emen vampirlerdir. Duyuları daha fazla para, daha fazla güç için hareket eder. Bu imparatorlar yeryüzü kaynaklarını paylaşmak için var değillerdir. Bunu dağıtmak için de bir araya gelmiş değillerdir. Milli devletleri, yerel politikacıları alaşağı eden, onları kendi dümen suyuna getirip halklarını köleleştiren sistemin sahibi kirli işler imparatorluklarıdır.
21.asrın şehirciliği, modern hayatın cazibesi, AVM/Mall,Market ve marka hastalıkları hep kirli işler imparatorluklarına hizmet eden birer piyon taşlarıdır.
21.asrın yeni söylemi parçala böl yönetin yeni oyun sisteminin çanları İsrail’den çalındı. ”Şehir devletleri kurulmalı ” diyen oyun kurucular Küdüs’den dün ilan ettiler. Büyük ve güçlü milli devletlere son verecekler. Kapitalizm denge ve uzlaşıya inanmaz. Kapitalizm kendini tanrı ilan etmek istiyor.
Bu insanlığın başına örülmek istenen belanın en iyi çözüm yolu kendine yetebilen ayağı toprağa basan,kendi enerjisini üreten, kendi besinlerini temin eden yeni konutlaşma alanları kurmakla gerçekleşir. Apartman, yüksek binalar ve neon ışıklarıyla şenlenmiş modern şehircilik sona eriyor. Büyük metropol şehirler sona eriyor. İnsanlık mikro şehirlere, kendi kendini çevirebilen tek katlı, iki katlı konutlara taşınırsa kirli işler imparatorları sömürü düzenlerini kaybedecekler.Bahçesinde elması, kayısısı, bademi, armudu olan, sabahları kendi kümesinden yumurta yiyebilen insan kazanacak. 21. asrın aklı modernizm ile modernizmi yıkacak. Bu çağın en değerli projeleri geri dönüşüm sistemleri ve yenilenebilir enerji modelleriyle enerji elde etmek olacak.Kendi suyunu üreten konutlar ve aynı suyu defalarca kullanabilmemizi sağlayan sistemler kapitalizmin imparatorlarını zayıf düşürecek.
insanlık gök kubbeye sarkan kulelerden, apartmanlardan, plazalardan kurtulursa kendini ve gelecek nesilleri kurtaracak.
Yoksa çobanların bile yüksek bina yapma hastalığı insanlığı mahvedecek. Köleleştirecek.
İnsanlığımızı kurtarmak için cazip gibi görünse de asrımızın metropollerini terk etme zamanı geldi. Güneş enerji sistemleri ve otomobil teknolojileri güneş enerjisi ve fosil yakıtların hükümranlığından kurtulmuş diğer yakıt sistemleriyle hayatımıza girdikçe insanlık daha da özgürleşecek. Güneş enerjisi ve elektrik ile uyumlu otomotiv endüstrisi bir bakıma imparatorları güçlü kılacak gibi dursa da tek şarj ile 2000 km gidecek otomobiller hayatımıza girdiği an insanlık kırları, taşrayı yeniden keşfedecek.
1964 e kadar yaşamış dedem Mehmet Emin Orhan’ın dediği gibi ” Öyle bir zaman gelecek ki tüm insanlar şehirlere akın edecekler. Arkasından insanlar şehir yaşamından bıkacaklar. Yeniden köye, kırsala akın edecekler.”
İnsanlık pahalı su, pahalı elektrik, pahalı ev,kira, pahalı şehir hayatından bıktı. Modern dünyanın nimetlerini de terk etmek istemiyor. Fakat seyyaliyet ve bilginin ,malların, her şeyin internet yoluyla hareketi kolaylaştı. Güneş panelleri çok gelişti. güneş panellerinin ömrü 30 yıl ve değerleri 3-5 yıl da geri dönüşebildiği an insanlık yeniden kır hayatına dönecek.
Bugün Almanya’da yüksek katlı binaları yıkıp yerine 2-3 katlı binalar yapılmakta.İnsanlar Almanya’nın her yanına bahçeli evlerle yayılmaktadır.
Geleceği gören ve şimdiden ona hazırlanan ülkelerde gelişme evrelerini tamamlamış ülkelerdir.
Bu sebeple tek dişli çok uluslu imparatorlar, şirketler savaş alanı olarak az gelişmiş üçüncü dünya ülkelerini tercih etmektedirler.
Dron çağı, dijital çağ dediğimiz çağda gelişmiş ülkeler toprağa daha yakın insan bilincine ulaşmaya çalışıyorlar.
Bizler ne yapıyoruz?
Sanırım üçüncü dünya ülkesi olmaya hızla yol alıyoruz.
Evet. 3.Dünya ülkelerinden biri olmakla kalmayıp, sıralamada da en altlarda yer almaktan kurtulamayacağız. Bugün “devlet şekerle, kağıtla, fabrikalarla, işçi ile uğraşmaz” diyerek elden çıkardığı fabrikalardan geriye işsizler ordusu oluşturdu ve arkasından da alım gücü iyiden iyiye düşen, isyan eden halk için “tanzim satış yerleri” oluşturup, devlete bakanlık, manavlık yaptırdılar. 31 Mart sonrası ülke felaketi yaşayacak! Kurbağayı kazana koyup sonra altını yaktılar. Bekleyip göreceğiz sonucu!