Gayrimenkul kira ve satışlarındaki aşırı artışlarla ilgili çevremizde duyduğumuz, gördüğümüz ve gözlemlediğimiz kadarıyla ülkemize gelen yabancıların ev alırken kiralarken fiyatları çok uygun bulduğu pazarlık dahi yapmadan ev sahibi ne kadar isterse muhitine göre yüksekte olsa satın almaları ya da kiralamaları birinci neden olarak gösterebiliriz. Ülkeye gelirken yanlarında getirdikleri Doları, Euro’yu son dönemlerde TL’nin aşarı değer kaybetmesi nedeniyle 30-31 katı olarak bozdurmaları Ülkemizi yabancıların yatırım yapmasında cazip ülkeler arasında birinci sıraya almış olabilir. Fakat bizler için aşılmaz bir sıkıntı olmaktadır. TL’nin değer kaybetmesi alım gücünün aşırı düşmesi yetmez gibi, gıda, giyim, yakıt fiyatlarının ve vergi yükünün artışı da vatandaşlarımızı çıkmaza sokmakta borç batağına saplamaktadır.
Burada ülkemize gelen sığınmacılardan bahsetmiyorum. Onlar ayrı bir sorun ve gelecekte tehlike arz edeceğini güvenlik olarak, ekonomik olarak bizleri sıkıntıya sokacağını düşünüyoruz. Irkçılık ayrımcılık ve insanlık dışı davranış olarak algılanmasın. İşine gelmeyenler, çıkarına ters düşenler bir etiketleme yapmaya suçlamaya kalkabilir. Gelecekte yaşanacak sorunları görmek şimdiden devlet millet ele ele çözümler bulmak gerektiğini düşünerek anlatmaya çalışıyoruz. Hepimizin bildiği, gördüğü gibi savaşlar, küresel ısınmalar, depremler vs. dünya hiç iyiye gitmiyor. Yok olmaya doğru hızlı adımlarla ilerliyoruz. İnsanlıkta bunun için elinden geleni yapıyor. Burası ayrı bir konu.
Ülkemizi fırsat olarak gören yabancılardan bahsediyorum. Bu konuda devlet yetkililerinin bir an önce tedbir almalarını, yabancıya vatandaşlık, ev arazi gibi satışların sınırlanması gerektiğini gelecekte oluşturacak tehlikelere engel olunması adına belli bir sınır getirmelerini istiyoruz.
Yabancılar özellikle İstanbul, Antalya, İzmir, Samsun, Akdeniz, Ege ve Karadeniz bölgelerinde yoğunlaşmakta ev, arsa gibi gayrimenkul yatırımlarını yapmaktadır. Fiyatlar o kadar ucuz geliyor ki bir ev alacakken daha fazla almaya başladılar. Kiralık evlerde ise ev sahibi yabancı öder diye yüksek fiyat söylüyor tabii ki! Onlara ucuz geldiği için itiraz etmeden kiralıyorlar. Bunu duyan diğer ev sahipleri benim evim daha güzel neden ben daha fazla kiraya vermeyeyim diyerek evini kiracısı içinde olsa bile kira bedelini yükseltiyor. Evinde oturan emekli, işçi, memurun maaşını geçecek kiralar isteniyor.
Ödeyemeyen olursa ki ödemesi mümkün değil evden çıkarmanın yollarını arıyorlar. Her türlü yola başvuruyorlar.
Örneğin asgari ücretli, emekli, işçi, 2 bin lira kira ödediği lüks olmayan normal şartlarda oturduğu evde komşu ev sahibi evini yabancıya 15 bin liraya kiraya veriyor. Bunu duyan ev sahibi benim evim de aynı neden ucuz otursun diyerek evini 15 binden fazla paraya çıkarmaya çalışıyor. Ödeyemeyeceğini bildiği için kiracıyı çıkarmaya çalışıyor. Artık yazılı ve görsel basında izlemekten gına geldi ev sahibi kiracı kavgalarından dolayı. Yasaların uygun artıran yok. Kimse uymuyor. Onun bile hilesini bulanlar var. Banka kira hesaplarına belli bir miktar yatırmalarını kalanı elden ödemelerini isteyenler ya da farklı şekillerde isimlerde yatırmalarını isteyenlerinde olduğundan bahsediliyor.
Aynı semtte başka biri evini 20 bin liraya kiraya veriyor bu defa 15 binden fazlaya veren ben ucuz verdim diye o da fiyat artırmaya çalışıyor. Bu durum zincirleme yayılıyor. Bununla kalıyor mu hayır. Aidatlar var. Kira miktarı kadar. Yakıtı, elektriği, suyu, doğalgazı derken artık ne yer ne giyerler Allah bilir. Sadece evler için değil dükkanlarda var. Hiç siftah yapamayan esnaflar nasıl kira ödeyecek. Eleman çalıştıracak ev geçindirecek.
Kiralar böyleyken ev satın almalar yerinde durur mu durmaz Tabiki. 1+1 daireler bile milyonlara satılıyor. Vatandaşların ev sahibi olmaları hayal olurken yabancılar ve gurbetçiler için peynir ekmek fiyatı. Bu kiraları tek maaş olanı bırakın çift maaş bile olsa hiçbir asgari ücretli, emekli, işçi, memur ödeyemez. Herkes lojmanda 10 yıl 20 yıl oturanlar kadar şanslı değil. Kendi lojmanda bedava ya da cüz’i miktarda paraya oturuyor ama evini 15-20 bine kiraya verebiliyor. O da ayrı sorun. Bir sorunu yazarken yan dal olarak baya sorunlar fırsatçılar çıkıyor ortaya.
Özetleyecek olur isek! Yabancılara satılan her şey bugün kar sayılabilir günü kurtarabilir. Ama gelecekte büyük sorunlara yol açacağı çocuklarımızın geleceğini çalacağı unutulmamalıdır. Kısa vadeli günü kurtaran çözüm değil uzun vadede bizden sonraki nesillerimizin sıkıntı çekmeden rahat edeceği çözümler üretilmelidir. Geçmiş tarihlerden örnekler alınmalıdır. Bize bizden başka dost yok unutulmamalı atalarımızın emanetine sahip çıkarak onların kemikleri sızlatılmamalıdır diye düşünüyorum.