Fındık ocaklarının arası, kır menekşesiyle adeta kaplıydı. Yeşil örtü yerine menekşeyle kaplı bir fındık bahçesi görmek büyük mutluluktu.
Doğanın sunduğu menekşelerinin, renkleri görülmeye değerdi.
Fındıktan elde edeceğimiz ürün de, menekşenin çiçeklerine, eş değerdeydi. Fındık bahçesine olan, tutkuda menekşelerin, önemli payı vardı.
Yaratanın gücüne bakınız ki, bahçe kır çiçekleriyle renk cümbüşüne dönerdi. Kır çiçekleri, ekilmedi, tohumu atılmadı ve de bakımı yapılmadı. Buna rağmen, ocakların arasını doldurmasıyla görenleri şaşkına çeviriyordu.
Zirai ilaçlar menekşelerin gelişimini ve çiçeklenmesini engellerdi. Onun için bahçeye, uygun düşmeyen çalışmalar yapılmamalıdır. Aksi taktirde, bahçeyi menekşeler yerine yabani otların sarması beklenir. Buna karşılık bahçeye ilaçların atılmasını savunanlar da çıkacaktır. Bu tür insanlar, toprağı iyi tanımadığı için haksız yere hareket etmiş olacaktır.
Üretimden uzaklaşmış olmak, birliktelik duygusunu hesaba katmamak demektir.
İnsanlar daha dikkatli hareket etmiş olsa, kendisine zarar gelecek konumdan kaçınır. Farklılık yapacağım diye menekşelerden mahrum olmaz. Fındık verimini azaltmanın gereksizliğini anlayacak ama akla uygun hareket edene kadar da epeyce zarar çekecektir.
Kır menekşelerine baktığımızda, toprağa hayran olmamak mümkün değildir. Her biri güzelliğin zirvesindeki çiçekler, yeşil yapraklarla süslenirler, bu hâlleriyle güzelliklerini bir kat daha artırırlar. Bahçenin verimliliğini doğaya uyumuna bağlıyoruz.
Aile bireyleri, toprağın farklılığını teknik bilgiyi esas alarak gözetmelidir. Buna göre deneyimlerin dışına çıkılmamalıdır. Ders almak gerekirse, bilerek çevreye karşı iyi davranılmalıdır. Bu olayları yaşayarak öğreniyoruz.
Doğanın kurallarında adaletsizlik görülmez. Savaşın dahi adaletinin olması gibi.
Menekşelerle birlikte, meyve ve sebzelere de gerekli değeri veririz.
İnsanlar menekşelerle gülsün ve toprağı değerli kalsın.
Hasan TANRIVERDİ